"Huzura çeken, gözlerdi"

22.4K 1.3K 170
                                    

04.04.2017

Bedenim yorgun kalbim kırgın en çokta özlem bitap ediyordu. Sonbaharda dökülen yaprak misali yokluğunda içimden bir şeyler kopup gidiyordu. Sığmıyor yüreğim sensiz zaman dilimlerine... Özledim diye bas bağırmak isterken boğazıma oturan düğümle yerime sinip hıçkırıklara boğuluyorum.
Neydi ki bu yaptığımız. İnat mıydı? Gurur muydu? Sadece saçmalıktı... İkimizde aynı şeyi isterken nasıl böyle çakışır olduk. Koskoca iki gün oldu. Gelmedin ki yanıma bir kez olsun gelmedin. Canım acıyor, bedenim dökülüyor. Her yanım acıdan kırılıyordu sanki. Gel de gitsin acım. Gel de merhem ol derdime. Yeter ki gel.

Yastığıma akıttığım gözyaşlarım hiç bir derdime çare olmazken yenilerini bırakıyordum sadece. Derince nefes alıp burnumu çektim. Yastığa biraz daha gömülüp gözlerimi sımsıkı yumduğum vakit odanın kapısı tüm sessizliği bozup gözlerimi hızla açmam bir olmuştu.Odanın karanlığı kişiyi görmemi engellerken, korkuyla ellerimi yumruk yaptım. Uzun bir müddet durduğu yerden bakıp yatağın diğer tarafından dolanıp yatağa oturdu. Oturması ile de çığlığı basacağım sıra da koca ellerle ağzım kapatıldı. Burnuma ilişen koku ile korkum bedenimi terk eder iken... Karanlığın içinde dahi huzur yansıtıyor olması hızlıca inen yüreğimi teskin ediyordu.

Yatağa rahat bir şekilde uzanıp ellerini belime doladığında ürpermiştim. Soğuk bedenim ateş alıp püskürüyordu. Özlemim bedenimi kuşatması gözyaşlarımı boylu boyunca yanaklarımdadizmişti. Ağladığımı gizlemek zor olsa da burnumu sessizce çektim. Saçlarımın arasına öpücük bırakan Yavuzla içim titreyip gözyaşlarımı hızla bırakır oldum.

"Özür dilerim" tok sesi boş odada tiz bir ses çıkarırken enseme vuran sigara dumanına bulanmış nefesi kalbimi teklemesi ile içim mutluluk ateşiyle filizlendi. Sen geldin ya bu da yeterdi.

"Bebeğimizin" elini karnımın üzerine koyarken acıyla yutkunup devam etti konuşmaya "Bebeğimize açılan yara benim yüzümden olması canımı acıtıyor. Bu yüzden kabul edemiyorum. Nefes almakta dahi zorlanıyorum. Seni koruyamadım,"  derince iç çekip devam etti iç yaralayan sözcüklere
"Birde bebeğimizin..." Yutkundu. "Bebeğimizin  yara alması canımı yakıyor"  sinirle nefes verdi. Belimi saran uzun sert elinin arasında bedenimi Yavuza çevirip yorgun bakışları arasına uzunca baktım. Özlemiştim...

"Sen bu hayattaki tek sığınağımsın benim. Kendini suçlama her şey olacağına varır. Hem her şey bitmiş gibi de konuşma. Daha hiç bir şey bitmiş değil. Daha sona kavuşmadık ki" yutkundum. Ağlamaktan dolayı boğazında yırtılmaya yüz tutacak bir ağrı baş göstermişti.

'Daha bitmedi. Bir son olacaksa bu sonu ben hazırlamalıyım" öfkeyle dişlerinin arasından konuşmuştu. Hırsı gözlerinde ki sevdiğim ışığı kapatmıştı. Sinirle kabaran damarları öfkesini net bir şekilde ortaya koyuyordu. Derince soludum. Yorgunca dökülmüştü kelimeler.

"Yavuz, intikam almaktan vazgeç artık. Ve bana eskisi gibi bak" elimi yanağının üzerine bıraktım. "Sevdiğim adam olarak bak. Sevdiğim gözlerin en güzel rengi ile bak... Hırsla değil..."

"Ben sana hep eskisi gibi bakıyorum." Alnımı öpüp geri çekildi.

"Hayır, bakmıyorsun" kafamı göğüs kafesine indirip tekrar gözlerine sabitledim, bakışlarımı. "Belki de gözlerinde ki intikam ateşi uzaklaştırıyor sevdiğim bakışlarını, "

"Gece yıldızı gözlerimde ki intikam sana olan bakışlarıma gölge düşüremez. Bu olsa bile kalbim ilk günkü sevgiyle bakıyor sana " kendine daha çok çekti, alnıma alnını yasladı.

"Ben bunu istemiyorum" diye kendimce mırıldandım. Anlamak istiyordum Yavuzu. Gözünün önünde yaşananları lakin, hırs, kin, öfke hiç bir zaman huzur getirmedi ki. Şimdi de sonrada.. Sustum sadece yanımda olmasının güveni ile sustum...

OLMAZSA OLMAZIMSIN "Hicran-ı Layezali"Where stories live. Discover now