Eylül endişelenmiş, ne yapacağını bilememişti. Telefonu kapadıktan sonra Feride hanımı arar ve durumu anlatır. Feride, Burak'a bakarken Eylül de hastaneye gitmişti.
Ali de işini bırakıp hastaneye gelmişti...
Ali : ne oldu Eylül?
Eylül : bilmiyorum ki... tüm gün susmadı, kızlar o kadar uğraştı, Burak hemen uyudu, Damla uyumamıştı. Sonra baktım ateşi vardı...
Ali : doktor ne diyo peki?
Eylül: bilmiyorum ki, daha birşey söylemedi...
Ali : tamam, sen de endişelenme artık, hastanedeyiz, iyi olacak
Eylül : olur dimi?
Ali : tabii ki...
Doktor sadece ateşinin olduğunu, endişelenecek birşey olmadığını söyler, birkaç ilaç verdikten sonra onları eve gönderir...
Feride, Burak'ın hala uyuduğunu söyler ve onlar gelince evine gider...
Ali : kızım... korkuttun babacım bizi...
Eylül : ama iyiyiz artık dimi? Uyuycaz, dinlenicez...
Eylül, Damla'nın altını değiştirecekti
Ali : ben yapıyım mı?
Eylül : iyi yap bakalım. Bu da pudrası...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Ali, işini bitirince Eylül'e döner...
Ali : Sen yat dinlen biraz. Ben burdayım...
Eylül: sen de işten yeni geldin Ali, yorgunsun
Ali : ben iyiyim. Sen dinlen. Sonra sen durursun, ben uyurum.
Eylül : bu gece yanımızda kalsın, içim rahat etmez benim...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.