♦♦Bölüm sonundaki notu okumadan geçmeyin derim. Önemli.
Oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar.
Bölüm şarkısı: Sertab Erener-Sen Yeter ki Sev
Asansörden hızlı hızlı çıktım ve aynı hızımı biraz daha arttırarak park alanına ilerledim. Binlerce arabanın arasından Yiğit'in arabasını seçmeye çalışıyordum ama bir türlü seçememiştim. Karşı çaprazımda bana selektör yakan bir arabayı fark edince bana işaret ettiklerini sandım ve koşarak arabaya doğru ilerledim.
Ön koltuğa tırmandıktan sonra Yiğit'e baktım ve ''Bir an önce gidebilir miyiz?'' dedim. Elimi göğüs kafesime koyarak nefesimi düzene sokmaya çalışırken Merthan arkadan konuştu. Ona baktığımda bacaklarını iki yana açmış ve dirseklerini dizine yaslamış bir şekilde duruyordu.
''Ne oldu Derin? Neden nefes nefesesin?''
''Haldun'la karşılaştım,'' dediğimde Merthan şaşkınlığını kelimelerine dökerken Yiğit ise sadece kısa ve sert bir bakışla anlatmştı.
''Ne oldu peki? O mu böyle kovaladı seni?'' diye sordu Merthan.
''Tabiki de hayır. Sadece acele ettim o yüzden böyle nefes nefeseyim,'' dediğimde ışıklarda durmuştuk. Yeşil ışığın yanmasına seksen altı saniye vardı. Yarım dönerek anlatmaya başladım.
''Asansör geldiğinde içinden Haldun çıktı. Muhtemelen Ayça'yı ziyarete geldi. Kısa konuştum. Evlenmelerine engel olacağımdan ve anahtardan bahsettim. Kasanın nerede olduğunu söylemedim,'' dedim ve Yiğit arabayı ileri doğru hızlı bir şekilde hareket ettirince önüme dönmek zorunda kaldım.
''İyi konuşmuşsun,'' dedi Merthan. Elini benim olduğum tarafa uzattığında ''Yiğit beni ilerde indir,'' dedi. Yiğit'in sert bakışları dikiz aynasından Merthan'ı bulduğunda Merthan onu umursamamıştı.
''Dosya için teşekkür ederim Merthan,'' dedim inerken.
''Önemli değil. Kampa geliyorsunuz değil mi?''
''Evet. Sende mi geliyorsun?''
Birkaç metre daha gittikten sonra Yiğit arabayı durdurdu ve Merthan eşyalarını toplamaya başladı.
''Bensiz olmaz güzelim biliyorsun,'' dedi ve pişkin pişkin sırıttı. Yiğit bakışları sert ve baş parmağı alt dudağını turlarken ''Güzelim?'' diye söylendi. Merthan'a bu yaptığının tam bir aptallık olduğunu söylemek istedim fakat bir an önce gitmesini işaret ettim. Arka kapı kapandıktan sonra tekrar önüme döndüm.
''Sana güzelim mi diyor?'' dedi Yiğit yola odaklanmış ve son derece hızlı bir şekilde arabayı kullanırken. Evet dersem daha çok sinirlenecekti. Hayır dersem ise yalan söylemiş olacaktım. Bu sorusuna sessiz kaldım.
''Canım,'' dedim. Normalde ona çok böyle laf kullanmazdım ama belki bu onu yumuşatırdı. ''Çok hızlı sürüyorsun,'' dedim ellerimde kapı kolunda ve torpidodan destek alarak.
''Bu bir cevap değil,'' dedi donuk sesiyle. Bu halleri beni biraz korkutuyordu.
''Lütfen,'' dediğimde gözlerim kapalıydı ve midem bulanmaya başlamıştı. ''Sadece konuyu kapatamaz mıyız?'' Hızını biraz olsun azalttı ve hiçbir şey söylemeden yoluna devam etti. Ev yoluna doğru arabayı sürerken ikimizden de çıt çıkmıyordu. Akşamdan kalma bir siniri vardı ve sabahın ilk ışıklarıyla karşısında Merthan'ı görmesi de pek sevindirici değildi doğrusu.
Arabadan inip eve doğru ilerlemeye başladık. Apartmanın merdivenlerini sessizce çıktıktan sonra içeri girdik. İkimizin arasındaki bu sessizlik ölüm gibiydi. Keşke bunu sonlandıracak bir şey olsa, diye düşündüm.

YOU ARE READING
Geceden Doğan Aşk
RomanceYaşadığı kapalı ortamdan çıkıp, adeta yeni bir yaşam olarak nitelendirdiği yeni hayatına adım atan bir kız. Öfkesini kontrol edemeyen, geçmişinden yara almış, sevgiye muhtaç bir erkek. Akıl hocası bir psikolog. Saf bir kadın. Ve sırlarla dolu bir...