Karneler nasıl gençler? Umarım hepinizinki iyidir. Okullar sezon finaline girmiş bulunmakta çok şükürler olsun. Eylülde yeni sezonda hepimize Allah yardım etsin dsfsgd. :D
OY ve YORUM yapmak bu kadar zor olmasa gerek. Emeğe saygı açısından buna saygılı olmanızı beklerim. OY ve YORUMlar az olursa bölümler geç gelir. Bilginize.
Bölüm parçası: Demi Lovato-Let It Go (Elif'in olduğu sahnede dinlemenizi tavsiye ederim.)
Multimedyayı çok sevdim. Görüşlerinizi belirtin.
İyi okumalar.
''Eyvah, annem!'' Sessiz bir çığlık olarak söylemiştim ama içimdeki o büyük çığlık henüz bastırılamamıştı.
Yiğit ile birbirimize gözlerimiz sonuna kadar açılmış bir şekilde bakıyorduk. Adeta beynim durmuştu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Aklıma gelen ilk fikirle Yiğit'i omuzlarından ittim ve derhal kendime çeki düzen vermeye çalışarak tekrar tezgahın başına geçtim. Yiğit ise ne olduğunu anlamamış olacak ki hala aynı yerinde duruyordu. Ellerim titreyerek patatesleri koyduğum sudan çıkardım ve uygun şekilde dilimlemeye başladım. Annem mutfağa gülerek girdi. Ama Yiğit ve beni aynı ortamda görünce gülümsemesi bozuldu ve dudakları tek bir çizgi halini aldı. Sanki onu yeni fark etmiş gibi bir tavır takındım ve patatesleri dilimlemeye ara vererek yanına gittim ve yanaklarını öptüm.
''Aa, anne. Hoşgeldin,'' dedim elimden geldiğince rol yapmaya çalışarak. Annemin bakışları Yiğit'e kaydığında ''Hoşbulduk,'' dedi gördüğü görüntü karşısında. Çok kötü bir halimiz yoktu ama bende kızımı bir erkekle aynı ortamda görsem içime ister istemez bir kurt düşerdi ve annem gibi bakışlarımla tepki alırdım. ''Siz..Ne yapıyorsunuz?''
''Ah...Biz, yemek yapıyoruz,'' dedim ağzımda lafı geveleyerek. Yiğit de durumun kavramını yavaş yavaş anlamaya başladığında ''Evet, Arzu hanım. Yemek yapıyoruz.''
''Onu görüyorum evladım. Sen niye bizim evdesin ve niye birlikte yemek yapıyorsunuz?'' Bu soru karşısında ikimizde cevapsız kalmıştık. Annem bir bana bir Yiğit'e sorduğu sorunun cevabını beklercesine bakışlar atıyordu. Yiğit'ten cevap çıkmayınca duruma el koymak zorunda kalmıştım.
''Yiğit ile yolda karşılaştık. Evde tekmiş. Bende bize gelmesini söyledim. Hem sen geç gelirim deyince de biri benimle kalsa iyi olur dedim anne. O yüzden çağırdım. Karnımız acıkınca da yemek yapalım dedik,'' dediğimde annemin bakışlarının biraz yumuşadığını gördüm ama içinde hala sertliği barındırıyordu. Tamamen arınmamıştı.
''Hımm. İyi o zaman,'' dediğinde Yiğit'le kısa bir süreliğine bakıştık. ''Ben gitsem iyi olacak sanırım.''
Ben hiçbir şey demezken annem Yiğit'in yanına gitti. ''Aaa, olur mu öyle şey oğlum? Madem evde teksin, bizimle yemek ye. Değil mi, Derin?'' Son cümlesinde bana bakmıştı. Konuşmak için dudaklarımı hareket ettirdim ama sadece hareket ettikleriyle kaldılar. Cümlem bir türlü ağzımdan çıkmamıştı. Yiğit'e baktığımda annemin arkasında katı kesilmiş bir şekilde bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
''Bilmem. Sen kalsın diyorsan, kalsın anne,'' dedim sahte bir gülücük sergileyerek. Annem hafif bir şekilde gülümsedikten sonra Yiğit'e döndü. Yiğit, yaptığı hareketlere son verip anneme karşı gülümsedi.
''Tamam o zaman. Yiğit, sen geç içeri otur. Birazdan Derin'de gelir yanına. Bende yemeği hazırlayınca size haber veririm,'' dediğinde Yiğit'in itiraz etmesine dahi izin vermeden onu mutfaktan atmıştı. Bende Yiğit'in peşinden mutfakdan çıkacağım sırada annem beni kolumdan tuttu. ''Sen gel bakalım küçük hanım,'' diyerek beni masaya doğru çekti ve bir sandalye çekip oturmamı sağladı.

YOU ARE READING
Geceden Doğan Aşk
RomanceYaşadığı kapalı ortamdan çıkıp, adeta yeni bir yaşam olarak nitelendirdiği yeni hayatına adım atan bir kız. Öfkesini kontrol edemeyen, geçmişinden yara almış, sevgiye muhtaç bir erkek. Akıl hocası bir psikolog. Saf bir kadın. Ve sırlarla dolu bir...