*Kitaptaki tüm bölümlerin içeriği bana aittir.
Ve kısa demeyin sakın :D
valla atmayacaktım sırf siz durmadan yeni bölüm itiyorsunuz diye bekletmedim. Ancak, yorumlar ve vote (🌟) beklediğim gibi gelmezse yeni bölüm geç gelecektir. Bilginiz olsun.Keyifli okumalar dilerim...
* * *
Girdiğim her sokak, çıkmaz sokak. Bıkmış ruhumu teselli etmekten yoruldum...
Ellerimin kirini göremeyecek kadar kör, sakat bir ruhla adım atamayacak kadar aciz ve yorgun bedenimle sana gelemeyecek kadar çaresizim...
Öyle anlar gelir ki 'Hayır bu kabus, gerçek olamaz.' der inanmaz geçersin, rüya der belki de üzülürsün. Benim şuan yaşadığım olay ise tamamen kâbustan ibaretti. Daha doğrusu tam olarak istediğim buydu. Öyle olmalıydı. Bir kabus olsun bu yaşadığım. Uyanacağım ve kendimi yatağımda bulacağım.Bu kadar kolay olacak değil mi?
Peki neden bir karabasan üzerime çökmüş gibi ruhumun boğulduğunu hissediyorum? Ellerim ve gözlerim neden bağlı? Karanlık bu kadar zifiri olmamalıydı. Rüyada olsak acıyı hissetmeyiz değil mi? Neden o zaman şuan tüm bedenim acı içinde?
Bileklerim ve gözlerim...
Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde korkuyla soludum ve geri çekilmeye çalıştım oturduğum yerde. En son neler olduğunu hatırlamaya koyulan zihnim boş bir mercekten farksızlandı. Dökülmeyen gözyaşlarım sızlatırken kapalı irislerimi, hıçkırır gibi iç çektim.
"Benim."dedi tanıdık bir ses hemen yanımda. "Korkma." Miraç'ın sesini yanımda duymak bile bir an olsun beni rahatlatmaya yetmedi. Onun en son ne halde olduğunu anımsadığım da, hiç de iyi bir görsel oluşmadı zihnimde.
Bindiğimiz araba sarılarak hareket ettiğinde yanımda hissettiğim bedeni görememek, dokunamamak korkumu katlıyordu. Ellerim önümde bağlı, gözlerim ise bir kumaş parçasıyla kapatılmıştı. Bu iyi değildi, karanlıktan korkuyorum ben. Nasıl Miraç korkma diye bilirdi ki?
"Bir şey olmayacak, güven bana." Sesi öyle yorgun, bitkin ve boğuk geliyordu ki, her an bayılacak gibiydi. Dudaklarım kapalı olmadığına rağmen cevap vermedim. Onu da bağlamışlar mıydı acaba?
Canı... Canı yanıyor muydu?"Konuş benimle."diye mırıldandığını duydum. Bana daha çok yaklaştığını kulaklarıma verdiği ılık soluğuyla fark etmiştim. Şu an yaslandığı koltukta bayılmamak için direndiğini tahmin edebiliyordum, beni bu adamlarla yalnız bırakmak istemiyordu.
Miraç... Gerçek Miraç buydu işte.
"Düşünmeyi kes ve bana cevap ver. O adamı siktir et Zeliş!"diye tıslarcasına konuştuktan sonra acı kıvamında bir inleme koy verdi dudaklarının arasından.
O adam...
O adamı siktir et...
Bana dokunmaya kalkan adam, arsız kelimelere baş vuran adam.
Kalbim kasıldı, soluğum sıklaştı. Arabadaki adam... Vurduğum adam. Öldürdüğüm adam...Dudaklarım aralandı, tutamadığımdan değil de derinden kopan bir yakarış misali hıçkırığım duyuldu arabanın içinde. Soluksuz kalmışım gibi derin ve sesli soluklar alıyordum. O donuk gözler bir an olsun aklımdan çıkmıyordu. Son kez kapanışı vardı, son kez nefes alışı. Son kez şaşkınlıkla sarılarak hayata son vermesi...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-I Esaret - Benimsin
Genel KurguEğer bu hikayeyi Wattpad harici bir platformda okuyorsan, kötü amaçlı yazılım riskinde olabilirsin. Eğer bu hikayeyi orjinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan lütfen Wattpad'deki @Kismasallari isimli profilimden oku. Teşekkür ederim. ...