Kırılan kalbin acısını, bir tek sen duyarsın..
Göğsüm hızla inip kalkarken, yumduğum gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim. Dudaklarımın üzerinde hissettiğim ılık nefes vücudumu gererken, karnıma saplanan kramp nefesimi kesti. Şuan yüzümün kızarıktan, kıpkırmızı olduğundan emindim. Neden aptalca hareketler yapıyordum ki? Bornozla aşağı inmek nedir? Kendi kendime zarar veriyordum ve şimdi Miraç'a da dur diyemiyordum. Sinirlenerek bana daha da zarar vereceğini bildiğimden, susmak zorundaydım.
"Bilerek bu hâlde aşağı indiğini, bilemeyecek kadar aptal mı sanıyorsun beni?"
Sözlerini işiten kulaklarımın ardından gözlerimi açarak onun koyu gözleriyle kesiştirdim. Ne söylediğini algılayan zihnimin ardından, kaşlarım çatılırken sinirle dudaklarımı birbirine bastırdım. İlkinde mecbur kalarak birlikte olmuş olabilirdim ama bunun devamını isteyecek kadar düşmemiştim.
"Mağdem istiyorsun..." Derken sinsi bir şekilde dudakları yukarı kıvrıldı.
"Uykum var." Dedim titreyen ellerimi göğsüne koyup zorlukla iterken. Ama ona fayda etmemişti ve daha çok yaklaşmaya başlamıştı.
Elinin tekini belimde hissettiğimde, içimde yayılan titremeyle tekrar gözlerimi yumdum. O an da dudaklarımın üzerinde bir baskı hissettim. Miraç'ın dudaklarıydı bu, ve ben ne yapacağımı bilmeyerek öylece kalakalmıştım yine. Miraç, beni öperken ne kadar sert olsa da dudakları yumuşaktı. Yumuşacık dudakları benimkilerin üzerinde dans ediyordu sanki.
Belimde ki eliyle beni kendine daha çok bastırırken vücutlarımız birbirine adeta yapışmıştı. Fazla yakındık, hem de çok çok fazla! Diğer elini de çıplak bacağıma atarken, tenimde ki yanık izinde dolaştı parmaklarını. O yanık izine neden bu kadar takmıştı anlamış değilim. Her yakınlaşmamızda, izin üzerinde okşar gibi parmaklarını gezdiriyordu. Birden alt dudağıma geçirdiği dişleriyle acıyla inleyip gözlerimi açtım ve onu itmeye çalıştım. Ancak yine başarısızdım.
Miraç onu itmeme karşılık dudaklarımın üzerinden kayarak homurdandı ve boynuma doğru yol aldı. Onun homurtusuna karışan bir başka ses beni kendime iyice getirmişti.
"Miraç..." Elimin tekini belimi sıkan eline atarak çekmeye çalıştım.
"Miraç, zil çalıyor."
Dediğimi duymamış gibi devam etmesi sinirimi kat be kat arttırdı. Derin bir nefes alarak tüm gücümü kullandım ve onu ittim."Zil çalıyor!" dedim tekrar bir adım ötemde duran Miraç'a.
Çatık kaşları ve koyu gözleriyle bana bakarken dudaklarının arasından bir küfür savurdu."Hangi siktiğimin piçi bu saatte gelir ki!?... Sen çık yukarı." dedi gözleri üzerimde dolaşırken. Mutfağın çıkışına doğru ilerlerken, gözlerim eline doğru kaydı. Parmaklarını her zaman yaptığı gibi, açıp kapatıyordu. Yine sinirli hâli devreye girmişti belli ki.
Vücudumu yasladığım duvardan ayırarak kollarımla bornozuma iyice sarıldım ve Miraç'ın ardından ben de mutfaktan çıktım. Hızlı adımlarımı merdivene yönelttim. Biran önce üzerimi giymeliydim. Merdivenleri çıkarak odaya girdiğimde, dolaptan bir gri pijama ve beyaz sıfır kol bir tişört çıkarıp iç çamaşırlarla birlikte üzerime geçirdim.
Rahatlıkla elimi nemli saçıma attığımda gözüm yerde ki bornoza takıldı. Onu yerden alarak, banyoya kirlilerin arasına attım ve banyodan çıktım. Daha sonrasında, aşağıdan gelen yüksek sesler kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Gecenin bu saatinde kim gelmişti bilmiyorum ama iyi ki gelmişti. Yoksa Miraç'tan kurtulmam zor olacaktı.
Adımlarımı odanın dışına doğru çevirdim ve odadan çıktım. Merdivenleri az öncekine nazaran, yavaş yavaş inerken, gelen sesler iyice netleşiyordu. Salondan gelen seslere doğru ilerleyerek içeri girdim.

YOU ARE READING
Aşk-I Esaret - Benimsin
General FictionEğer bu hikayeyi Wattpad harici bir platformda okuyorsan, kötü amaçlı yazılım riskinde olabilirsin. Eğer bu hikayeyi orjinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan lütfen Wattpad'deki @Kismasallari isimli profilimden oku. Teşekkür ederim. ...