Geceden kurduğum alarmın çalmasıyla açtım gözlerimi. Kendime gelmek için bir süre öylece yattım. Sonradan aklıma gelen fikir ile gülümseyerek kalktım. İçimden geldi bugün kahvaltıyı hazırlayıp anne ve babama sürpriz yapacağım.
Hemen banyoya geçip rutin işlerimi hallettim. Mutfağa gittim ve çay suyu koydum. Sonra da başladım kahvaltılıkları hazırlamaya. Her şeyi güzelce hazırladıktan sonra en son meşhur kreplerimden yaptım. Tüm aile benim kreplerime bayılırlar.
Kreplerde hazır olunca küçük bahçemizdeki sofraya hazırladım kahvaltıyı. Çok seviyorum bu evi. Tek katlı müstakil küçük bir bahçesi olan 3 oda 1 salon şirin evimiz. Babam hep "Kutu kadar olsun bizim olsun." Der. Bu düşüncesiyle de bu evi yapmış, hem de kendi elleriyle. Her taşta, her çimentoda, her alçıda babamın emeği var.
Ailem çok zor zamanlardan geçmiş. Annem 18 yaşındayken görmüş babam annemi ve ilk görüşte aşık olmuş. Annem o zaman yaşadıkları köyün sağlık ocağında hemşirelik yapıyormuş. Babam hemen gidip anneme açılmış. Annemde babamdan etkilenmiş ama dedemden ve çevreden çekindiği için cesaret edememiş.
Babam bakmış ki bu iş böyle olmuyor hemen gidip istemiş ve evlenmişler. Babam o zamanlar yeni bir müteahhitmiş. Evlendiklerinde canla başla çalışmışlar. İkisi de çok mutlularmış bir arada olmaktan, kendi yağlarında kavruluyorlarmış.
1 sene sonra annem abime hamile kalmış. Tabi hamileliği riskli olunca babam işi bıraktırmış. Bu arada da babam Kocaeli de güzel bir iş almış ve buraya taşınmışız. Abim doğana kadar her şey rayına oturmuş. Bu arada abim dünyaya gelmiş. Her şey çok güzel giderken babam kriz bahanesi ile işten çıkartılmış.
Annem babama destek olmak için çalışmak istemiş ama burada hiç akrabamız olmadığı ve abime bakacak kimse olmadığı için çalışamamış. Bu yüzden uzun yıllar çok büyük sıkıntılarla geçmiş.
Hele bir de 5 sene sonra ben gelince iyice zorlanmışlar. Ama hiç isyan etmemiş tam tersi bize ve birbirlerine daha çok sarılmışlar. Zamanla işler yoluna girmiş ve çok şükür kimselere muhtaç olmadan şimdiki hayatımızın temellerini atmışlar.
"Aman da aman benim güzel kızım bize kahvaltı mı hazırlamış?" Annemin sesiyle yerimden sıçradım.
"Korkuttum mu annecim?" Dediğinde yanına gidip güzel yanaklarından öptüm.
"Yok annem korkutmadım dalmışım sadece. Bu arada günaydın."
"Günaydın kızım."
"Babam nerede annem başlayalım kahvaltıya?"
"Elini yüzünü yıkıyor gelir şimdi."
"Tamam ben çayları getireyim." Deyip mutfağa geçtim.
Çayları doldurup sofraya geçtiğimde babamın yerine oturduğunu gördüm. Hemen gidip yanaklarından öptüm.
"Günaydın babaların en yakışıklısı."
"Günaydın prensesim."
"Aşk yaşamanız bittiyse hadi kahvaltınızı edin." Annemin sesiyle kıkırdadım.
"Kıskanma sultanım." Dediğimde kaşlarını çatıp;
"Ne kıskanacağım kız." Dedi.
"Kızdırma hatunumu Akasya." Diyen babamla ona dönüp;
"Ay ay ay kıyamaz da karısına." Dedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Avukatı
ChickLitBazı adamlar, incitmeden sevemezdi. Kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında. Bazı adamlarsa, tüm geçmişi unutturur, parmak uçlarından öperdi. ...