Mirandan;
"Ee" dedi Ulaş yazıcıdan aldığı kağıdı okurken "Bunu sende imzalarsan on sonra paşa paşa boşanacaksın. Evlenmek için bir taraflarını paraladın şimdi seni boşasın diye eline fırsat veriyorsun. Vurulunca kurşun beyin hücrelerini de mi öldürdü?"
Kağıdı elinden çekip diğer kağıtların sonuna ekledim ve dosyaya koydum.
"Sence gerçek, geçerli bir sözleşme verir miyim ona?" dosyayı laptop çantasına yerleştirdim "Neyim ben? Aptal falan mı?"
"Nasıl yani?" diye sordu. Acaba salak mıydı yoksa salak gibi davranmayı mı seviyordu?
"On ay geçtiğinde benden boşanmak istemeyecek" dedim kendimden emin bir şekilde "Çoktan bana aşık olmuş olacak"
Rahat koltuğa yayıldı.
"Madem eminsin neden bunu hazırlamakla uğraştın?"
Odanın kapısı tıklatılınca konuşmamız bölündü. Kahvelerimiz gelmişti, kadın kahvelerimi bıraktıktan sonra "Afiyet olsun" diyerek odadan çıktı.
"Kendini güvende hissetmesini istedim, ayrıca beni zorba bir ayı olarak görüyordu"
Ulaş kahkaha attı.
"Zorba bir ayı olduğun içindir"
Kahvemi önüme çekerken "Çok komik" dedim alayla.
"Miran" dedi uyarıcı ses tonuyla "Eğer öğrenirse güveni sarsılır ve kadınlar güvenmedikleri adamlarla evli kalmazlar"
"Öğrenmeyecek" ve yine kendimden emindim, öğrenmeyecekti.
"O kız bu kız değil mi?" diye sorduğunda birkaç saniye duraksadım. Anlamayacak kadar salak değildi, sadece sormak için doğru zamanı bekliyordu.
"Evet" dedim fincanı dudaklarıma götürürken "Bu kız"
"Ben sadece takıntı olduğunu düşünmüştüm" dediğinde artık bu konuya açıklık getirmem gerektiğini biliyordum.
"Psikoloğa gittim" dedim, insanlara içimi açma konusunda zorlanıyordum ama o Ulaştı. Gizlimiz saklımız olmazdı.
"Ne dedi?" diye sordu.
"Takıntılı bir psikopat olup olmadığımı merak ediyordum" dedim "Değilmişim. Hislerimi ifade etmekten korkuyormuşum sadece"
"Bunu duyduğuma sevindim" dedi kahvesini içerken "Ama yine de yaptığını desteklemiyorum Miran. Onunla zorla evlendin ve ona yalan söylüyorsun. Böyle çürük bir temelin üzerine sağlam bir evlilik inşa edemezsin"
Haklıydı ama... Ama işte.
"Başka türlü ona karşı şansım yoktu Ulaş, biliyorsun. Nişanlıydı, onun kalbine asla ulaşamazdım"
Ulaş bitirdiği kahveyi masaya bıraktı.
"Onun gözünde hayatını mahveden adam olman da onun kalbine ulaşmanı sağlamayacak. Bak ben senin dostunum, sana bunları söylemek zorundayım Miran. Onu çaresiz bıraktığında neler olduğunu gördük, seni vurdu. Ona yalan söylediğini öğrenirse, boşanmayacağını öğrenirse..."
Fincanı masaya bıraktım.
"Öğrenmeyecek" dedim net bir şekilde "Ve o zamana kadar kalbinde çoktan yer edinmiş olacağım"
Ulaş bir süre sessiz kalıp beni inceledi.
"Peki" dedi "Hisleri değişmezse, seni sevmezse ne yapacaksın?"
