Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Uzun bir sürenin ardından buradayım. Arayı açmamın sebebini çoğunuz biliyor olsa da bilmeyenler için tekrar söyleyeyim, final yolundayız canlarım. Geçen bu sürede kalan bölümleri yazmayı bitirdim, şu an arka planda birikmiş bölümlerim var ve ben finalimizi yazıyorum.
Bu kadar az bölüm kalmışken bölümleri art arda yayınlamak demek kitap haliyle okuyanlar için büyük bir spoiler riskini oluşturacaktı.Dengede tutmam gerekiyordu her şeyi. Hem buradakileri hem de kitap halinde okuyanları düşünerek hareket ettim. Muhtemelen nisan ayında kitap çıkacak, yine finali de nisan ayında okumuş olacaksınız sanırım. O zamana kadar her ay bir bölüm atacağım.Oradan hesaplayın kaç bölümümüz kaldığını :(
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Bölüm için yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Oyunuzu vermeden bölüme başlamayın. Sizi seviyorum, keyifli okumalar.
Bölüm Altmış Yedi - Hatıralardan Damlayan Kan
Bölüm Şarkıları: Billie Eilish - TV
Vezir şahı korurken
Şah anlar kirli oyunu
Kazar mahzende kuyusunu
Besler ecelini vezirin eli
Kalp saklar aranan laneti
Altın dişler ardında
Sakın ha
Şahla oyun oynama
Omuzlarıma çöken yorgunluğun ağırlığını bedenimin nasıl taşıdığına hayret ediyordum çoğu zaman. Aynadaki aksim bundan iki yıl önceki Efsan'dan çok farklı görünüyordu gözüme. Kollarım artık tek hareketle kırılacak bir kürdan gibi değildi mesela, kaslarımın kıvrımlarıyla belirginleşmişti. Göbeğimde çelimsiz bir yuvarlak yerine yine kas çizgileri mevcuttu. Zayıflamıştım belki ama kesinlikle güçsüz görünmüyordum. Fakat göz altlarımda beliren çukurlar, yorgunluğumu dışa vuruyordu. Yüzümün zayıfladığını görebiliyordum yansımamda, yanaklarım indikçe elmacık kemiklerim daha da belirginleşmişti. Sanki buraya gelişimden bu yana iki yıl değil de on yıl geçmişti, aynada gördüğüm kadın, sadece yirmi üç yaşında olamazdı.
Hafiften yana döndüğümde odadaki loş ışığın aydınlattığı kadarıyla yırtılan siyah tişörtüme baktım.
Sırtımda yan yana üç çizgi şeklinde pençe izi vardı.