KG - 27.Bölüm

29K 1.4K 19
                                    

-"Bu davetsiz misafiri kabul eder misin ,yengecim?" 

İlkim,"Merih" dedi şaşkınlıkla. Görmeyi beklediği son kişiydi herhalde ,Amerika'da yaşadığı düşünülünce.Toprak'la sahte bir evliliğin içindeyken tanışmıştı görümcesiyle ve söylediği bir sözü hiç unutmamıştı. 'Seninle çok iyi anlaşacağız yengecim' demişti bu küçük kız ona içtenlikle.Bunu içinde hissetmişti zaten.O geceyi katlanılır kılanlardan biriydi Merih kuşkusuz. Türkiye'ye geldiğinden beri hiç konuşmamışlardı ama zaten her şey o kadar hızlı gelişmişti ki.Daha basın bile Toprak'la evli olduğunu bilmiyordu.Suzi ve Aslan dışında da hamile olduğunu bilen yoktu.Gelişmeleri saklama gibi bir ihtiyaç duymuyordu,ne o ne de Toprak.Ama fırsat da olmamıştı bir türlü.Düşüncelerden sıyrıldığında huzursuzlukla bakan Merih'i ne kadardır orada beklettiğini anlamaya çalıştı ama anımsayamayınca vazgeçip gereksiz suskunluğu bozdu. 

-"Hoşgeldin canım" diyerek bu tatlı kızı kendine çekti ve sıkıca sarıldı.Geri çekildiğinde hala çekinmiş bir şekilde bakan Merih'i görünce yanlış bir izlenim bırakmış olabileceğini düşündü.Oysa onu istememek aklının ucundan bile geçmemişti. 

-"Hoşbuldum" diyen Merih'i elinden tutarak içeri çekti.

 -"Gel canım.Şaşkınlığımı mazur gör.Kapıda tuttum seni.Bu arada gelmene çok sevindim.Abin de hiç söylemedi.Ama seni Hızır gönderdi herhalde.Abine sevdiği yemeği yapmaya başlayacaktım.Senden de birkaç tüyo alsam fena olmaz." Sessizce onu dinleyen Merih'i gördüğünde sustu.Sonra mahcup bir şekilde ekledi. "Çok konuştum değil mi?Yol yorgunusundur şimdi.Gel valizlerini içeri alalım,kalacağın odayı gösteriyim."

 -"Olur." diyerek kendini yengesinin yönlendirmesine izin verdi.Bir an yengesinin onu istemeyebileceğini düşünmüştü.Öyle olmamasına sevindi..Hislerinde yanılmamıştı işte.Yengesiyle iyi anlaşacağını biliyordu.Zaten geçici bir süre kalacaktı burada.Güzel sanatlar lisesinde olmadığı ve son senesinde olduğu için üniversiteye girerken yetenek sınavına sıkı çalışması gerekiyordu.Amerika'da gizlice bale ve dans dersleri alıyordu zaten.Şimdi de bunu devam ettirecekti sadece.Lisede eşit ağırlık bölümünden mezun olmak zorundaydı.Yetenek sınavında kendine güveniyordu.Ruhunu veriyordu dansa.Kendiyle ilgili tüm olumsuz düşünceleri dışarıda bırakabiliyordu dans ederken.Hocası da gelecek vaat ettiğini söylemişti.En iyi hocayla çalıştığı düşünülürse kendine güvenmesi kibir olmazdı. Odasına yerleşip kısa bir duşun ardından salona geri döndü.Kendine gelmişti iyice.İlkim'le yaptıkları sıcak sohbetin ardından kendilerini mutfakta buldular .İçinden,'İyi ki abim seninle evlenmiş' diye düşünüyordu İlkim'le biraz daha
kaynaştıkça.Keşke annesi de görebilseydi abisinin seçimindeki doğruluğu.Meredith diye diretemezdi o zaman.Hem İlkim hamileydi.Hala olacağını duyunca bu kadar sevineceğini hiç sanmazdı ama çok sevinmişti.Gerçi önceden hala olacağına pek imkan vermiyordu ki.Abisi çapkın bekar olarak kalır sanıyordu.Belki annesinin dırdırından bıkıp Meredith'le evlenirdi ama onu seveceğini hiç sanmıyordu.'İyi ki İlkim çıkmış karşısına' diye düşündü tekrar.İnsan onları görünce ne kadar yakıştıklarını görüp imrenmeden duramazdı.Şimdi de bir ufaklık katılıyordu işte aileye.Herşeyin yolunda gitmesi için sessiz bir dua gönderdi Tanrı'ya. 



***



 Yemeğe nereden başlayacaklarına karar veremiyor gibiydiler.İlkim internetten gidip tarifi araştırdı ve elinde laptopla geri döndü. 


-"İşte bu kadar." dedi keyifle. "Yemek yapmayı bilmiyorsam ne olmuş herşeyin bir kolayı var.Teknoloji sağ olsun.Tarife göre yaparız şimdi."

 -"Yalnız yengecim ben yemek yapmaktan hiç anlamam baştan söyleyeyim.Salatayı yapmayı deneyeceğim ama %100 başarı bekleme benden "dedi şirinlikle. 

-"İlahi Merih" dedi İlkim'de ona takılarak." Ben çok anlıyorum sanki. Ailemle yaşarken merak edipte öğrenmeye çalışırken annem tarafından engellenmiştim.Neymiş Arslanlı'ların tek kızının mutfakta yemek yaptığı duyulursa sosyeteye rezil olurmuş.Duyanda cidden rezil olacak bir şey yapmaya kalktığımı sanır.Birkaç bir şey öğrendim ama fazla bir çeşit bilmiyorum yinede." 

-"Annelerimiz benziyor anlaşılan.Bizimkide o tür şeylere karşı. Birbirini tanısalar kesin çok iyi anlaşırlar" dedi sırıtarak. 

-"Bilmem belki de" diye kahkaha attı İlkim'de malzemeleri çıkarmaya dolaba yönelirken. 

-"Eveeet" dedi listeye bakarken. 

-"Yarım kilo fileto tavuk,yarım kilo ıspanak,1 soğan,1 bardak süt,1 yumurta,3 diş sarımsak ve kaşar rendesi..." Her malzemeyi tek tek tezgahın üzerine koyarken dikkatle izliyordu onu Merih.Acaba bu yemeğin altından kalkabilecekler miydi?Derin bir çektiğini duydu İlkim'in. -"İyi hoşta resimdeki yemeği nasıl yapacağım ben.Koca koca tavukları pişirmeyeceğim herhalde.Hem sarımsak hiç sevmem ben ya .Onu koymasam bir şey olur mu ki? Kaşarı nasıl rendeleyeceğim ben !" diye kendi kendine mırıldanıyordu. Merih bilmese de yardım için elinden geleni yapmak için dolapları karıştırmaya başladı.Bu şekilde bulamayacağını anlayınca İlkim'e sordu.


-"Yengecim rende nerede?Ben kaşarları rendelerken sende tavukları hallet.Bakalım... Hımm tarihte kuşbaşı gibi doğrayacağın yazıyor.Kuşbaşı derken neyi kastediyor ki? Kuşun başı küçük gerçi... Ona göre küçük küçük doğrayacaksın sanırım." dedi ciddiyetle. Merih'i dinleyen İlkim birden kahkahalara boğuldu.Neden güldüğünü anlamayan Merih'se ona şaşkınlıkla bakıyordu. 

-"İlahi Merih ya!" dedi kendini tutmaya zorlarken.” Nasıl bir açıklamaydı o öyle?" derken hala sessiz kahkaha atmaya devam ediyordu. 

-"Kuşun başı küçükmüş ona göre doğranacakmış falan." Bu sefer Merih'te ona katıldı.Sonunda kendilerine geldiklerinde ilk konuşan İlkim oldu. 

-"İyi ki geldin Merih. Sayende neşem yerinde geldi.Yalnızken nasıl sıkılıyorum anlatamam." Sonrasında ise kendilerini yemek yapma telaşına verdiler.Anlamadıkları yerde kendilerince yorum yapıyorlar ya da başka sitelerden daha anlaşılır bir şey okuduklarında ona göre hareket ediyorlardı.İlkim'in isteği üzerine sarımsak koymamışlardı yemeğe.Sonunda yemeği hazırladıklarında büyük bir iş başarmış hissediyorlardı kendilerini.Haksız da sayılmazlardı.Yemeğin görüntüsü hiç fena değildi.Tadı hakkında henüz bilgileri olmasa da bunun için keyiflerini bozmaya niyetleri yoktu. 

-"Abim çok şanslı " dedi birden Merih. "İyi ki seninle evlenmiş." 

-"Asıl ben çok şanslıyım.İyi ki abin karşıma çıkmış" derken sesindeki içtenlik bir kez daha mutlu etti Merih'i... 


Kaçak GelinღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin