Yusuf arabasını, yolun kenarında bekleyen Elanın tam önünde durdurdu .
Utana sıkıla kapıyı açıp şoför koltuğunun yanında yerini aldı genç kadın.
Önce arabanın ön camlarına baktı kendine yandan bakan bir çift bal rengi gözleri es geçerek .
Baksa mıydı ? O gözlere .
Hani kendini deli divane edip ,yüreğini hoplatan ,kendisine aşkı öğreten o gözlere...
3 belki 5 saniye saniye sonra devirerek çevirdi gözlerini ondan tarafa .
Ve Ela gözler kahvenin bir başka tonu olan bal rengi gözlerle buluştu.
Yusuf gülümseyerek bakıyordu onun bu utanan hallerine .
Elanın utanması çok hoşuna gidiyordu Yusufun .
Gözlerini Elanın üzerinde gezdirdi .
Kısa kollu dizlerine inen renkli bir elbise giymişti .
Ve saçlarını salmıştı bugüne özel . Kumral saçlarının kendine has rengini ilk defa şimdi fark etmişti Yusuf .
Kadınının ne kadar güzel olduğunu daha bu sabah keşfetmişti .
İçinin Elaya aktığını hissetti . Yüreği bir tuhaf olmuştu .
Aklına gelen ilk şiirin en anlamlı mısralarından seçip Elaya okumaya başladı.Açma pencereni, perdeleri çek,
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur,
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçegini eziyor gibi.
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin , ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar.
Uyu da turnalar girsin rüyana ,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geciyor Mona
Aksamlari gelir incir kuslari
Konar bahcenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza.
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soguk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artik inan bana muhacir kızı
Yagmurlardan sonra büyürmüs başak
Meyvalar sabırla olgunlasirmis
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
(Sezai Karakoç)
Yusuf şiirin her kelimesini tek tek vurgulayarak okumuştu .
Ela Yusufun okuduğu şiiri utanmayla karışık başka başka duygular eşliğinde dinledi .
Yusuf şiire devam ederken o arada eliyle yüzünü kapatıyor, kah camdan bakıyor kah gözlerini Yusufun gözleriyle buluşturuyordu.
Şiir bitmişti ama Yusufun bakışları bitmemişti .Elayı süzmeye devam ediyordu." Ne bakıyorsun öyle ? Utanıyorum Yusuf " dedi . gülümseyerek.
" Sana bakıyorum Ela Artık bundan sonra sadece sana bakacağım .
Sadece seni görecek bu gözler . "" Sana inanmak istiyorum Yusuf . Yüreğim sana deli gibi inanmak istiyor . "
" İnan güzelim .İnan baharım . Bu sefer Yusuf adam oldu . "
" Gitmiyor muyuz Yusuf ? Daha fazla bakarsan ,bak çeker giderim ." dedi .
İşaret parmağını sallayarak .
Hem tehditle, hem nazla...Bütün duygular birbirine girmişti.
Yusuf , Elanın kendisine doğru tehdit amaçlı tuttuğu eli , havada yakaladı.
Elanın ufacık eli Yusufun parmakları arasında kaybolmuştu .
Bu temas ikisinin de yüreğini kelebekler gibi uçurmaya yetmişti. Yusuf mesafeyi biraz daha kapattı .
Yüz yüzeydiler ." Nereye gideceksin Yusufunu bırakıp ?Hem Yusuf seni bırakır mı? "
" Bırakmaz mı ? " dedi Ela .
Hoşuna gitmişti Yusufun bu yakınlığı.Nefesleri birbirine karışmıştı.
Yusufun aklı başına yeni gelmiş gibi güç bela bıraktı Elanın elini ve bedenini uzaklaştırıp arkasına yaslandı.
" Bırakmaz da şimdilik şu elini bırakıp uzaklaşayım yoksa kötü olacak . Yeniden günaha girmek istiyorum . Bir an önce evlenelim olur mu ?"
Ela, nazlı nazlı " Yusuuffffff " diye uzatıp kafasını çevirdi .
"Yusufu falan yok bu işin. Hemen evleneceğiz.Bir haftaya kadar bitiriyoruz bu işi.Bu saatten sonra bana tövbe mi mi bozduracaksın?"
" Ne bir hafta mı dedin ?" diye bir çığlık attı.
Yusuf cevap vermedi.Çoktan önüne dönüp arabasının gazına yüklenmişti .Ela ise yan cama çevirmişti bakışlarını.
İkisinin de yüzünde gülümseme vardı...

YOU ARE READING
TÖVBE (FİNAL)
SpiritualEyy Aşıklar , Sizin de gözünüz kör ,gönlünüz kor oldu mu ben gibi? Ölüm diyorlar ya hani, diriyken de ölümü tadan , duyan oldu mu ben gibi? Ey hasretiyle ölümü yaşatan ,ey bakışıyla yürekleri dağlayan, Kaç kişinin canını yaktın ben gibi? ...Artık s...