2.2: "Anneler Ölmezler."

29.1K 1.5K 336
                                    


3. GÖZ
Elvin öğrendiği gerçekle ne yapacağını, ne söyleyeceğini kestiremedi. Birkaç soru sordu. Ama detayları Bade de bilmiyordu. Doktoru dinleyemeden kapatıp, Elvin'i aramıştı. Tek bildiği meme kanseri olduğuydu.

-Bade, bunu Savaş'a söylememiz lazım. Ayrıca seni ağlamış, bitkin olarak görmek istemiyorum. Duydun mu beni? Senin iki evladın, iki canın var. Hiçbir şey olmayacak güven bana." Bade, o kadar çaresiz kalmıştı ki gözünden bir damla yaş akarken umutla gülümsedi Elvin'e.

-Ölmeyeceğim değil mi Elvin?" Gözü kanepede elini ağzına sokan Aras Kılıç'a ilişti. "Oğlumun aşık olduğu kızla tanışmak.." bakışları yanındaki kızına kaydı. "kızımın aşık olduğu adamı bana söylediği anı yaşamak istiyorum..." İki gözünden de yaş akmışken Elvin'e dönüp burnunu çekti.

-Bunları görebileceğim...Değil mi?" Elvin Bade'yi omzundan kavrayıp kendine çekti. Sıkıca sardı ve gözyaşlarını kızın bluzuna gizledi. Bade kucağında hıçkırarak ağlarken, sırtını sıvazladı.

Sardığı ellerinden birini gözlerine götürüp yaşları hızla sildi, kendini toparladı ve geri çekti.

Bade mutluydu. Elvin'in ağladığını anlamamıştı ve eğer Elvin ağlamıyorsa demek ki durumu o kadar da kötü değildi. Sadece ciddi bir şey olsaydı Elvin ağlardı. Bir umut vardı.

-Sen ağlamıyorsan, iyileşeceğim demektir." Dedi gülümsemeye çalışarak. Elvin inandırıcı bir şekilde sırıttı.

-Tabii kızım, iyileşeceksin. Güven bana." Bade, annesinin ağladığını hissetmiş gibi ağlayan kızı Badem'in yanına giderken Elvin'in yüzündeki gülüş soldu.

Sen ağlamıyorsan iyileşeceğim demektir, demişti Bade.

Ama Elvin ağlamıştı.

Tıpkı olayları kapının arkasından duyup, duymamış olmayı dileyen, kabullenemeyip evi sessizce terk eden Savaş gibi...

***
Elvin, Acar'ı Badelere çağırdı. Kızla beraber yemekleri hazırlamışlardı. Bebekleri Acarla gelince onları emzirdi ve masayı hazırladılar Badeyle birlikte.

Savaş da Acarla beraber gelmişti ve ağzını bıçak açmamıştı.

Hoşgeldin diyen Bade'ye cevap bile vermemiş, sadece kızın başına bir öpücük kondurmuştu. Direkt odaya çıkıp, bebeklerin beşiklerinin yanında durarak tepkisizce onları izlemişti.

Boş boş halıya diktiği gözlerinden bir damla yaş süzüldü.

Çenesi kasıldı.

Gözleri o kadar ruhsuz, yüzü o kadar ifadesizdi ki dışarıdan bakan birisi, göz yaşını gözünü kırpmadığı için aktı sanırdı.

Bir yaş daha eklendi.

Bir yaş daha... Bir yaş daha... Yaşlar kirli sakalıyla daha da muazzam, erkeksi görünen yüzünde eğreti duruyordu.

Ayağa kalkıp, gömleğinin düğmeleriyle uğraşmadan parçaladı. Bade yemeğin hazır olduğunu söylemek için kapıyı çaldığında geleceğine dair bir şeyler geveledi, ev kıyafetlerini giyinip, salona indi.

Acar tabağını doldurup yemekler için kızlara iltifat ederken, gülümseyen karısına baktı. Bade'nin zümrütleri Savaş'a döndü.

-Sevgilim, otursana?"

İtaat etti Savaş. Ama hiçbir şey söylemedi. Masada sessizlik oldu.

Acar ortamı ısıtmaya çalışıyordu ama onun bile çaresiz kaldığı oluyordu. Bade, yalandan öksürerek dikkati üzerine çekti.

AŞK SARHOŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin