Bölüm 42

43 13 0
                                    

Kayıp(42.bölüm)

Ben, profesör Hambert!

Yaşım kadar belayla yüz yüze geldim,

Kaç arkadaşımı gömdüm,

Kaç tane zor görevler gördüm,

Benim için üzülmeyin!

Arkamda büyük bir hayat bırakıp gidiyorum.

Yoruldum artık haksızlıklardan,

Küçük insanların büyük oyunlarından.

Arkadaşlarımdan, oğlumdan,

Çok uzaklara gidiyorum.

Ben bu hayatı bırakıp gidiyorum...

Silah seslerini duyan insanlar laboratuvarın olduğu tarafa koştular. Profesör Hambert kanlar içinde yerde yatıyordu. Vakit kaybetmeden ambulansı ve polisi aradılar. Profesörün telefonu çaldı. Yanındaki insanlardan biri telefonu cebinden çıkardı. Arayan oğluydu. Telefonu açıp cevap verdi. Jhonny haberi duyunca üzüntüden kendini kaybetti. Yakınındaki koltuğa oturdu. Gözünden yaşlar akmaya başladı. Rudolf su getirmesi için Lei'ye seslendi. Ardından daha ne olduğunu anlamadan telefonu Jhonny'nin elinden aldı. Acı haberi duyduğunda o da şok oldu. Lei elinde bir bardak soğuk su getirdi. Onların kötü halini görünce merakından ne olduğunu sordu ve Rudolf titrek bir sesle cevap verdi:

"Profesör Hambert vuruldu."

Taksi çağırıp hastaneye gittiler. Onlar hastaneye girdiklerinde, profesörü sedyeyle ameliyathaneye götürüyorlardı. Dr.Chi-sang yapacaktı ameliyyatı.

Dr.Chi-sang iyirmi sekiz yaşındaydı. Yeni başlamıştı çalışmaya. Bu ilk ağır ameliyatı olacak.

Jhonny "Baba !"-diye haykırarak babasının yanına koştu. "Dayan, baba ! Sakın bizi yalnız bırakma !".

Dr.Chi-sang, iki hemşire ve bir doktor ameliyathaneye girdiler. Prof.Hambert fazla kan kaybetmişti.

Dr.Chi-sang iki dakika sonra telaşlı bir şekilde ameliyyathaneden çıktı. Kapının önünde bekleyen Jhonny'e seslendi:

"Siz Hambert Silver'in yakınımısınız?"

Jhonny genç doktora bakıp cevap verdi:

"Ben oğluyum. Babamın durumu nasıl? Lütfen bir şey söyleyin !"

Dr.Chi-sang umutsuz bakışlarla konuşmasına devam etti:

"Durumu hakkında şuan bir bilgi veremem. Sadece, sıfır rh negatif kan lazım acil."

Rudolf oturduğu yerden kalkıp Jhonny'e tuttu yüzünü:

"Haydi, koş ! Hastanede soralım. Belki vardır burada."

Jhonny ve Rudolf hastanenin kan bankasına gittiler. Burada istedikleri kanı bulamadılar.

Artık televizyonda profesörle ilgili haberler yayınlanmaya başlamıştı. Haberleri görenler içinden prof.Hambert'i tanıyanlar hastaneye akışmaya başladılar. Dr.Peter ilk gelenlerden biriydi. Daha sonra birkaç kişi daha geldi. Gelenlerden ikisinin kan grubu sıfır rh negatifti. Prof.Hambert için aranan kan geç olsa da bulundu.

Ameliyatın ilk iki saati geçmişti. Zor bir durumdaydı dr.Chi-sang. Sırtındaki üç kurşundan ikisini çıkarmıştı. Üçüncü kurşun çok tehlikeli bir yerdeydi. İki kemiğin arasındaydı. Eğer bir yanlışlık yapsaydı, prof.Hambert ömrünün sonuna kadar sakat kalabilirdi. Profesörün de artık enerjisi kalmamıştı. O yüzden dr.Chi-sang onu daha çok riske atmamak için ameliyatı bitirdi. Üçüncü kurşunu çıkarmadı. Prof.Hambert biraz kendine geldikten sonra ikinci bir ameliyat yapacaktı.

Ameliyathaneden çıkar-çıkmaz profesörün yakınları onun önünü kestiler. Jhonny "Babam nasıl ? Ameliyat nasıl geçti ?"-sorularını sordu hemen. Dr.Chi-sang onları fazla meraklamdırmadan cevap verdi:

"Durumu hala kritik. Kurşunlardan ikisini çıkardık. Biri iki kemiğin arasında olduğu için riske atmak istemedik. Kendisine geldikten sonra yeni bir ameliyat yapacağız."

Jhonny üzüntüden yıkılmış bir halde yere çöktü. Lei ve Rudolf onu ayağa kaldırıp bir odaya götürdüler. Hemşire ona sakinleştirici ilaç verdi.

Prof.Hambert'i yoğun bakıma götürüp orada uyuttular.

Beyaz dumanlar çıkmaya başladı odadan bir anda. Prof.Hambert karşısında uçsuz bucaksız bir güzellik, bir cennet bahçesi gördü. Dumanların arkasından ince bir ses ona seslendi:

"Hambert! Bu zamana kadar seni bekledim sevgilim. Haydi, gel artık! Bitsin şu hasret."

Bu ses ona tanıdıktı. Bu, Katerina hanımın sesiydi. Onu yanına çağırıyordu.

"Herşeyin bir sonu var, sevgilim. Eğer bizim kavuşma zamanımız gelmişse, kavuşuruz !"

Hastayı kontrol etmek için odaya giren hemşire profesörün kalbinin durduğunu gördü. Hemen koşup Dr.Chi-sang'a haber verdi...

KAYIP   Where stories live. Discover now