MÜPHEM

31- ZAFER

Merhabaaa🥳
Çok güzel yorumlar aldığım için seri davrandım.

🎶Bölüm için iki şarkım var;

Lana Del Rey Never Let Me Go

Madrigal - Dip

Keyifli okumalar.

_______________________

Derler ki, her seçiş bir vazgeçiştir. O akşam yemek masasında Giray'a kesinkes bir savaş çağrısında bulunduktan sonra diyorum ki; vazgeçmek de bir seçenektir.

Giray'ın telefonda sunduğu tek seçenek olan "Vazgeç"i böylece kabul etmiş bulundum. Hissettiğim hüzün, bu tercihimin(!) bir sonucuydu. Genelde kabul gören bir dogma olan; sonuçların yani yaşanmışlığın tecrübe olduğu, o çaresiz evredeydim

O akşam eve döndüğümde, bütün berraklığımla içimdeki her duygu tanesinden ve yaşananlardan bahsettim arkadaşlarıma. Artık bir yüküm değil, bir tecrübem vardı.

Sonraki gün, kızlarla klasik bir sabah rutiniyle hazırlanıp çıktık evden. Her normal insan evladı gibi apartman kapısını açtığımda suratıma bir konfeti patlamasını beklemiyordum tabii.

"Giray'da var bir olay! Yankı başkan oley!"

Büyük bir şaşkınlıkla, bu komik manili tezahürata tutuşan Onur, Mert, Kaan, Akın ve Aşkın'a baktım.

"Ne oluyor be?" diye çemkirdi Ezo her zamanki agresifliğiyle.

"Yankı başkan oley!"

"Aa manyaklar..." dedi Gaye karşımıza kocaman çelenkler getirildiğinde. Çeleklere sarılmış şeritler üzerinde büyük harflerle sloganlar yer alıyordu:

ZULÜM BİTTİ ASALETİN YANKI'LANMA VAKTİ

YANKI DÖRTTEN BÜYÜKTÜR

YASAMA - YÜRÜTME - YANKI

MASAYA ÇIK TEPİN İSTERSEN GİRAY?

MERMİLER SEKSİN ÂLEMDE TEKSİN!

128 MİLYAR DOLAR NER- (Soryy yazarken elim kaymış)

"Bu ne..." Gülmekten konuşamıyordum.

"Yankı baba! Büyüksün baba!" dedi Mert hemen ardından bir ıslık koyuverirken.

"Hey yavrum hey, şu asalete bak, şu karizmaya bak! Sek karizma..." dedi Kaan geçip karşıma dikilirken.

"Ne oluyor Kaan?.."

"Yakmışsın Giray'ın götünü."

O kadar keyifliydi ki... "Bu gözler böylesini ilk defa gördü. Dünden beri buharlı tren gibi geziyor. Masa lambasıyla kavga etmeler mi istersin, duvar yumruklamalar mı dersin, ofiste haşlamadığı tek bir eleman kalmadı..."

"Tuğba hariç," diye atıldı Akın. "O da Melih abinin emrini dinleyip Giray'a psikolog randevusu almadığı için."

Herkes aynı anda kahkaha attığında ben şaşkın sırıtışımı sürdürüyordum.

"Sen artık bizim kanaat önderimiz, başbuğumuz, efendimiz..."

"Şşşh," diye susturdum Kaan'ı. "Yeter bu kadar."

"Yetmez," dedi Kaan. "Ben coşkumu dizginleyemiyorum." Bana sarılıp kaldırdı ve etrafında döndürmeye başladı. Sonunda sarsılarak yere bırakıldığımda kıkırdıyordum.