9- SATIRLAR (1)

114K 4.2K 921
                                    

Bölüm iki parttan oluşuyor yine. İyi okumalar :)

___________

"Sonay Yankı Arslan, kuzeniniz Giray Meraz ile aynı evde yaşadığınız doğru mu?"

"Onu bir haftadır hiç görmediniz mi yani?

"Arama iznimiz var, lütfen zorluk çıkarmayın..."

"En son ne zaman görüştünüz?"

"Emre Bey eski sevgiliniz, eve vardığınızda hırsız sanarak saldırdınız, doğru anladım değil mi?"

"Şüpheli bir hareket veya konuşmaya tanık oldunuz mu?"

"Dün geceyi nerede geçirdiniz?

"Amcası Melih Meraz ile nasıl bir ilişkisi vardı? Tanık oldunuz mu buna?

"Kaan Bey yakın korumanız mı?"

"Efendim, ayak izleri Emre beyin aracına uzanıyor. Arka bahçeden girdiği doğrulandı..."

"Emre Bey'e haneye tecavüzden veya saldırıdan ek işlem açmak istemediğinize emin misiniz?"

"Şüpheli hiçbir şey ele geçirilmedi..."

"Şüpheli bir posta veya telefon alırsanız lütfen bize ulaşın."

"Buraya bir imza atın lütfen...

Kafatasım devasa bir balona dönüşmüştü. Polis memurunun arkası kesilmeyen soruları, Giray'ın üzerime bulaştırdığı endişe, evde yankılanan telsiz sesleri, açık verme korkusu, gözüne yasladığı buz ile bana bakan Emre ve altın gününe gelmiş gibi eğlenen bir adet Kaan...

Kapı kapandığında, gürültü bıçak gibi bir anda kesildiğinde, başımı ellerimin arasına almış zemini izliyordum. Kaan bahçe kapısını kapayıp gelene kadar da böyle beklemiştim. Emre'nin üzerimdeki bakışlarını hissediyordum ama ona bir şeyler söylemek daha doğrusu uydurmak için yeterince iyi hissetmiyordum.

"Jelibon ister misin Emre?"

Başımı kaldırmamıştım ama şu an Kaan'ın Emre'ye musallat olurken suratındaki eğlenen ifadeyi görebiliyordum.

"Sen ne ayaksın bilader?" dedi Emre en sonunda. "Sabahtan beri sırıtmalar, polise fıkra anlatma çabaları falan? Kafan iyi galiba?"

"Ah Emre," diye inledi Kaan karşıma oturarak. "Masum ve savunmasız kızın, fazla korumacı, manevi abisi rolü için biraz daha akıllı ve eğlenceli bir çocuğa benziyorsun."

Emre bir anda gülmeye başladı. Şu anda Kaan'a küçümseyen bakışlar attığını biliyordum.

"Ne Yankı savunmasız biri, ne de ben korumacı bir kroyum," dedi Emre, şimdi en Kaan kadar rahat görünüyordu. "Ama onun masumiyeti ve manevi kardeşlik ilişkisi konusunda haklı olabilirsin."

"Hadi ya," dedi Kaan bir şeyler çiğnerken, ki bu muhtemelen jelibondu. "Kızı ne diye hırpaladın o zaman hödük."

Başımı kaldırıp Kaan'a ters bir bakış attım. "Laflarına dikkat et."

Benden beklenen tepkiyi gören Emre'nin yüzündeki o emin gülümseme daha da netleştiğinde bu defa gözlerim ona döndü. "Sen de sırıtmayı kes, hödük."

Bu defa sırıtma sırası Kaan'daydı.

Olduğum yerde arkama yaslanıp derin birkaç nefes alıp Kaan'dan bizi biraz yalnız bırakmasını rica ettim. Sonunda Emre gelip yanıma oturduğunda, çoğu zaman olduğu gibi hiçbir şey söylemeden usulca sarıldım.

MÜPHEMOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz