Kapıya doğru ilerlediğimde ardıma bakmadan koşmaya başladım,çok soğuktu üzerime giydiğim elbisenin bu soğukla baş etmesi mümkün değildi,yağmur iri damlalar halinde yağıyor ormanlık alanda sadece aracın bıraktığı izleri takip ederek koşuyordum.
"Bir yere gidemezsin."
durduğumda karşımda aynı anda üç araç belirdi korumalar hızla araçtan indiklerinde birinin kapısını açmışlardı.
Bir adım gerilediğimde aynı anda korumalar silahı bana dur biraz bize doğrulttu.
araçtan inen adamın ilk deri botlarını gördüm buraları çok mu iyi biliyordu ya da mevsimine göre mi giyinmiş? bir adım daha gerilediğimde ardımda ki adamında sesi çıkmıyordu ondan daha güçlü biri miydi? yoksa beni kaçıran bir emir kulu muydu?
"Bir gün bir tavşan bu koca ormanda kaybolmuş." dediğinde gözlerim etrafı taradı bu masal sence de tanıdık değil mi? adam korularının yanından geçtiğinde bakışlarımı çevirdim neredeyse bir doksan boylarında ki esmer tenli adam yüzünde belli belirsiz bir tebessüm ile bana bakıyordu.
"Merak etmiyor musun bu masalın devamını?" yaklaştı uzun kabanı diz kapaklarının aşağısında son buluyordu boynundan iki yanına sarkan siyah bir atkısı ellerinde siyah deri eldivenleri vardı.
Başını sağ tarafına hafif eğdiğinde "Konuşmayacaksın yani."
yarım adım öne attım dişlerim birbirine çarpıp titrediğinde "Kimsin?kimsiniz siz!"
"Masal değilde ben miyim önemli olan kimliklerimiz mi seni daha da meraklandıran."
kaşlarım çatıldığında "Beni kaçırdınız."
koca bir kahkaha attığında korumalarına işaret verip silahlarını indirmelerini sağladı "Evet." ardından başı ile de onayladı "Seni kaçırdık."
"Komik mi?" omzuna doğru hızla vurduğumda benden beklemediği bir hareketi ona sunduğumda bir adım gerileyip omzunu tuttu ardımda ki adam "Dikişiniz." dediğinde adama öyle öfke ile baktı ki onu gözleri ile tehtid etmişti.
"Neden yaptın bunu!" bakışlarını ağır ağır bana çevirdi siyaha yakın gözlerinde kalan öfke kırıntıları vardı elini omzundan çektiğinde oranın ıslak olduğunu görmek mümkündü dişileri çoktan açılmıştı ve kanıyordu.
"Kim olduğumu öğrendin mi? sahi merak ettiğin ne?"
"Ne öğrenmek istiyorum öyle mi! neden kaçırdığınızı! neden beni buraya getirdiğinizi!nedenleri! oldu mu söyleyecek misin şimdi!"
yanımdan geçip "Burcu." dedi yanımdan geçtiğinde onunla beraber döndüğümde beline doğru elini uzattı ve bir silah çıkarttı "Biliyor musun? bazı insanlara fazladan bilgi verilmez." tetiği çekti gözlerim şaşkınlıkla aralandığında bileğinden kavradığım an kendime doğru çektim karşısımda ki adam bir adım gerilerken eli omzuna doğru gitti. ikimizde şaşkınlıkla birbirimize bakarken hızla bileğini çekti kaşları çatıldığında hızla kollarımdan tutup "Ne yapıyorsun sen!"
"Özür dilerim abi!" ikimizde bu sesi umursamıyorduk.
"Sana diyorum!"
"Kimsin sen!" dedim cılız bir ses ile çünkü onun ne kadar tehlikeli olabileceğini görmüştüm.
"Arabaya bin derhal!"
"Ne yapacaksın ona!"
"Sana soru sor mu dedim ben!"
"Ona ne yapacaksın!" sesim olduğundan yüksek çıktığında "Kaçıncı yüzyıldayız farkında mısın sen! bu yaptığın hangi akla sığar."
"Sana arabaya bin dedim." kollarımı hızla bıraktığında dengemi sağlayamayıp çamurlu toprağa düştüm avuç içlerim sızlarken yere doğru eğildi "Burcu Aksoy..."

VOUS LISEZ
MAFYA İLE AŞK
Roman pour Adolescents-Beni öldürme yalvarırım,hem ben sana ne yaptım. Silahı alınma koydu. -son sözlerin nedir? -Yapma Ve kurşunun korkunç sesi kulakları sağır edecek derecedeydi. Bir kaç saniye durdum acı yoktu ölmüşmüydüm gözlerimi yavaş yavaş açtığımda ben...