"Emir?"
"Taner Taner beni oraya götürdü Deva oradaydı bir adam ile..."
"Maskelerinin çok çabuk düştü Emir Kara." Arkamızda ki tok ses ile ikimizde dönüp baktık.
"Demek son anda maskeli sergi yapma fikrini sen sundun Deva Sancak'a o da kabul etti."
Eli ile alkışlayıp taktir eder bir ifade ile "Fazla iyi...fazlası ile iyisin."
Emir bir adım attı ve beni arkasına alıp Taner'e baktı.
"Bu yaptıklarının bir sonu olacak! Yoksa." Dedi işaret parmağını sallayıp "Yoksa sadece senin canın yanacak!" Dedi
Emir'e karşı koca bir kahkaha ile yanıt verdi "Sadece ben mi? Yoksa Burcu ve ben mi demek istedin benim asla tek canım yanmayacak Emir Kara bunu aklına sok!"
"Burcu benim ile parmağında benim yüzüğüm ile benimle." Derken elini elime kenetleyip "Bunu sakın unutma!" Derken öfke ile bir adım attı.
"Sınırlarını bil Taner Aksoy! Daha geçen restorant konusunu kapatmadan başka işlere dahil oluyorsun! Canımı sıkıyorsun! Bu işe sadece seni dahil etmekle kalmam! seni efendi bir şekilde uyarıyorum! ya defolup gidersin! sessizce ülkeyi mi terk edersin ya da sessizce yaşar mısın ne yaparsan ya da..."
Elimi bırakıp Taner'in tam karşısına geçmiş "Ya da ne?" dedi keyifle Emir'in yüzüne baktı "Beni senin yokluğun ile mi cezalandıracaksın yoksa." dedi bir çiftten öte bir konuşma gibi ardında sırıtıp bana doğru baktı
"Bak abicim parmağında ki yüzüğün sahibi benim ile nasıl konuşuyor." dedi sanki bir tasma gibi bahsetmişti ve bunu gayet net bir dil ve mimikler ile anlatmıştı.
"Seni ailenin yokluğu ile cezalandırmak zorunda bırakma beni!"
öyle nefret dolu söylemişti ki ikimizde birbirimize bakmayı kesip Emir'e doğru dönmüştük.
"Burcu benim ailem ise beni ondan ayırma gibi bir gayretin varsa savaş asla eşitsizlikler ile sürmez bunu sakın untma, eğer sen benim aileme dokunursan acımam Taner Aksoy,son nefesime kadar savaşırım ama kaybeden her iki tarafta olur." dedi
yüreğimde ki filizler güneşe doğru döndüğünde ilk defa olmasa da aynı heyecan ile onun yuvasında onun klabinde bir yerim olduğunu hissediyordum, bu hissi biliyordum yuvaydı huzurdu savrulan bir yaprak gibi değildi bu tamamen ait olduğun yerde kalmaydı ve bu sözler ile bir kez daha ait olduğum yeri anladım Emir'di.
"Hah!" dedi "Ya herşey farklı olsaydı şuan bile belki Burcu sana ihanet ediyor olsyadı yine ona ailem diyebilecek miydin?! en başından beri bir ajan gibi sinsi bir düşman gibi sana itaat etti ise ama aslında senin yok olup gitmeni istenelerden biri de o ise yine aynı şeyleri mi düşünecektin! yine ona ailem mi diyecektin ?yoksa ondan kurtulmak mı isteyecektin!"
bana doğru döndü kaşlarını sorgular gibi kaldırıp bana baktı Taner, Emir ise hala Taner'e bakıyordu ona çay bahçesinde buluşmamızı anlatacak mıydı? o belgeleri ona vereceğimi söylecek miydi? ben ihanet değil aslında ona yardım ediyorum desem yine bana güvenecek miydi yoksa kırılan güven parçaları ikimizinde kalbine batıp sessizce yaşamaya devam mı edecektik
biz ne olacaktık."O asla öyle birşey yapmaz! sen tanıyamadın kardeşini o sen değilsin! aynaya bakıp konuşmayı kes! Burcu asla ama asla böyle birşey yapmaz." dedi beni savundu ama gerçek çok başkaydı.
Hayretle yukarı kalkan kaşlarının ardına bir de sinsi bir gülüş eklenip kısa bi süre bana baktı "Ben onu çok iyi tanıyorum,çünki onun kanında Aksoy var çünki asla bir insanı değiştiremezsin sen de bunu anla."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA İLE AŞK
Teen Fiction-Beni öldürme yalvarırım,hem ben sana ne yaptım. Silahı alınma koydu. -son sözlerin nedir? -Yapma Ve kurşunun korkunç sesi kulakları sağır edecek derecedeydi. Bir kaç saniye durdum acı yoktu ölmüşmüydüm gözlerimi yavaş yavaş açtığımda ben...