62.BÖLÜM

31.8K 1.6K 1.6K
                                    

Şanslı bir insan olduğumu düşünmüyordum. Aksine çok şansız, monolog hayat süren biriydim. Biri benim hayatımı anlatacak olsa dinleyicilerin gülmekten yıkılacağı kesindi. Aslında gülünecek şey hayatım değildi, başıma gelenlerdi. Benim bitmeyen bir çilem vardı. Sanki koca bir ormanda kaybolmuş da yolumu bulmaya çalışırken vahşi hayvanlarla karşılaşıyor, birinden kurtuldukça diğerleriyle savaşmak zorunda kalıyormuşum gibi hissediyordum.

Bir insan bu kadar trajikomik bir hayat süremezdi. Kendi hayatımın baş karakteri olmayı biraz abartmıştım. Başıma çok fazla şey gelmişti. Korkum şuydu ki; gelmeye de devam edecekti. 

Hayatım bela üzerine kuruluydu. Tam bitti derken kısa bir ara vermiş, yine başlamıştı. Çünkü toparlanmıştım, yeniden başlamıştım ve belanın tekrar beni bulmasını sağlamıştım. Şimdi eskisinden daha güçlüydüm. Her şeyle savaşabilirdim ama savaşmak istemiyordum. Ben artık yüzdüğüm okyanusta karaya çıkmak istiyordum, dalgalarla boğuşmak değil. Herkes gibi normal bir hayatım olsun istiyordum. Çok şey mi istiyordum? Kısacık bir süre huzur içinde yaşamanın bedeli Pamir gibi biri olamazdı. 

Belki çok uzun sürebilir, belki kısacık bir zamanımı alabilirdi ama ne olursa olsun onu alt edecektim. Tanımasam da, muktedir olduğunu görsem de kendime inancım tamdı. Bu savaşın galibi ben olacaktım. Pamir Yaman kim olursa olsun bu beladan çekinmeyecek, korkusuzca üzerine gidecektim. Söz konusu Aysun olmasaydı belki her şey farklı olabilirdi. Onu bu belaya bir nevi ben atmıştım. Kaza yapmış olmasam Pamir'le hiç tanışmış olmayacak, o sözleşmenin kurbanları seçilmeyecektik. 

Dün yapmış olduğumuz sözleşme ile Aysun'un sözleşmesi iptal edilmişti ama ben artık resmen Pamir'in çalışanı olmuştum. İsteyerek o kağıtları imzalamıştım. Şimdi de kara kara bu işten nasıl sıyrılacağımı düşünüyordum. 

Öznur, ben ve Aysun her zaman oturduğumuz kafede otururken ikisinin de duyabileceği bir şekilde iç çektim. Öznur'un bakışları dün Pamir'le imzaladığım sözleşme kağıdının üzerindeyken bana çevirdi. Her şeyden haberi vardı. Ondan bunu saklamak istemediğim için olan biteni anlatmıştım "Öykü yalvarırım şöyle yapma. Bir şekilde o adamdan kurtulacaksın." deyince onu onayladım "Evet ama bu çok zor görünüyor."

Dertli görünüyordu. Siyah ince kaşları çatıktı "Bunu bizimkilere anlatmalıydınız, hata yaptınız."

"Bizim yüzümüzden kavga çıksın istemedik Öznur."

"Böyle daha mı iyi oldu sanki, kim olduğunu bilmediğin biriyle çalışacaksın..." deyip sözleşmeye çevirdi gözlerini "Şu şartlara bak, resmen kölesi olacaksın!"

Dün maddeleri okuduğumda ben de öyle hissetmiştim. Sözleşmeye dakikalarca bakmış, imzalayıp imzalamama arasında arafta kalmıştım. Pamir beni hiçbir şey için zorlamamıştı. İmzalayacağımı, daha doğrusu imzalamak zorunda olduğumu biliyordu. Başkalarını koruma içgüdüm olduğunu fark etmişti. Önce kendi arkadaşımı daha sonra çiğ etle besledikleri köpeği korumak istememden sebep kişiliğimi az çok çözmüş olmalıydı. Bu da onun eline resmen koz vermişti. 

Öznur'un dediği şey aklıma takılırken sitem eder gibi "Ben kimsenin kölesi olmayacağım. Sadece istediği zaman yanına gideceğim." dedim.

"Ya derslerini asmanı isterse?"

"Bunu isteyemez, koydurduğum maddelere bak orada yazıyor." diyerek sözleşmeyi işaret ettim. Oradaki maddelere hızla göz attı. "Tam olarak ne yapacaksın?"

"Bilmiyorum, benden istediği şey yanında olmam."

Anlamamış gibi kafasını kaşıdı "Kardeşine bakman için değil de yanında ol diye neden sözleşme imzalatıyor ki?"

ÇETEWhere stories live. Discover now