#22 - Şeker Güzelmiş

35.9K 1.5K 295
                                    

Multiyle düşenler?

🎶Erkin Koray - Çöpçüler

Yalancı.

Böyle demişti bana. Adımın önüne bu sıfatı yemek için ne yaptığımdan haberim yoktu. İşin kötüsü tahmin bile yürütemiyordum. Mesajı gördüğümden beri ne yapmış olabileceğimi düşünüp duruyordum lakin hiçbir şey bulamıyordum.

Mesajının ardından kaç kere aradığımı dahi bilmiyordum. Hiçbirine cevap vermemişti. Mesaj da atmıştım ama onlara da geri dönmemişti.

Aklım öylesine onunla doluydu ki, ne eve gelmeyen Koray'la ne de saatler sonra aramıza katılan Gökay'ın neşe saçan haliyle ilgilenemiyordum.

Bildiğime göre Koray en son Asel'le prova yapmaya gitmişti. Aslında provadan sonra aramıza katılacağını söylemişti ama sonradan iyi olmadığını ve eve geçeceğini bildiren bir mesaj atmıştı. Muhtemelen buraya gelmemesinin bir sebebi vardı ve nedense bu sebebin iyi bir şey olmadığını sezinliyordum.

Gökay ise biz geldiğimizde evde değildi. Çocuklar motoruyla gezintiye çıktığını söylemişlerdi. Gökay, genelde kafası iyi olmadığında motorunu alıp çıkardı. Yani normalde de motoruna binmeye bayılırdı ama özellikle keyfi kaçık olduğu zamanlarda alıp başını gider, saatlerce gelmezdi. Hızın ona iyi geldiğini söylerdi. Seneler önce katıldığı yarışlardan birinde yaptığı kazadan sonra hız yapma konusunda olumlu bakmıyordum ama ona terapi gibi gelen bir şeye de karşı çıkmak istemiyordum.

Derya'yı eve getirdiğimde, burada değildi ve geldiğinde moralinin bozuk olacağını düşünüyordum. Simge'yle yaşadıklarından sonra canı sıkılmıştı ve istemese de bunu dışına da fazlasıyla yansıtıyordu. Lakin işin garip tarafı, eve geldiğinde her zamanki Gökay gibiydi. Umursamaz, gevşek, ağzına geleni söyleyen ve yılışık...

Gökay'dı işte o. Acısını belli etmeyi sevmezdi. Hep iyi gözükmeye çalışırdı. Yaralarının üzerini kapatmış gibi yapar, yüzüne maskesini çeker ve hiçbir şey umurunda değilmiş gibi davranırdı.

Tıpkı şimdi olduğu gibi.

Oturduğum yerde dikleşirken, gözlerimi Derya'nın dibinde oturan Gökay'a çevirdim. Gökay, normalde Derya'yı çok severdi. Sevgisini Derya'ya karşı fazla yılışık ve sırnaşık davranarak gösterirdi. Gerçi Derya da ona karşı öyleydi. Daha doğrusu Derya hepimize karşı öyleydi. Aramızdaki üç yaşı -benle üç, diğerleriyle dört- on yaşmış gibi görüyordu ve konuşma tarzı flörtleşirmiş gibi olsa da bize abla gibi yaklaşırdı. Sadece Derin'le beni değil, diğerlerini de o kadar çabuk benimsemişti ki gören hepimizin öz ablası olduğunu sanabilirdi.

Yine de Gökay'la arasında ayrı bir bağ vardı. Gökay'ın ona diğerlerinden daha yakın davranmasından mı kaynaklanıyordu bu bağ, bilmiyordum ama hepimizden daha iyi anlaştıklarını rahatça söyleyebilirdim.

"Kız Gökay, sen görmeyeli daha mı yakışıklı oldun ya?"

Derya'nın cilveli sorusu üzerine, zaten kıvrık olan dudaklarını daha da kıvırdı Gökay.

"Sana layık olmaya çalışıyorum Deryacığım."

Kıkırdadı, Derya.

"Ah, az daha büyük olacaktın var ya... Geçirmiyor muydum, parmağına yüzüğü?"

Gökay'ın mavi gözleri parladı birden. Heyecan ve sevinç karışımı bir ses tonuyla konuştu.

"Yaşın ne önemi var, Deryacığım ya? Hem aşk yaşta değil baştadır!"

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıWhere stories live. Discover now