SONSÖZ

16.3K 837 70
                                    

HAKAN

Masada ki aşırı sessizlikten az sonra olacaklardan hoşlanmadığımı seziyorum.Ne zaman benim bilmemem ya da onaylamayacağımdan emin oldukları bir olay olsa hepsi birden böyle sessizleşiyorlar.Ha yapacaklarını yapmaktan geri kalmıyorlar ayrıca.En sonunda dayanamayıp çatalı bıçağı bırakıp arkama yaslıyorum.

"Eee dökülün bakalım , yine ne haltlar karıştırdınız"

Neva bu sözüme fena halde içerlemiş olacak ki derin bir iç çekişin ardından "Baba" diye feryat ediyor neredeyse.Ben de konunun Neva ile ilgili olmadığını anlıyorum böylelikle.Bakışlarımı Buse'ye çevirdiğimde her zaman ki dik bakışları ile karşılaşıyorum. İlk doğduğunda Neva'nın Hazel'e benzeyeceğine yönelik tahminim çıkmadı maalesef.Kızımız giderek bana benzemeye başladı ama Buse öyle değil , annesinin adeta bir kopyası.Yaşı ilerledikçe O'na daha çok benziyor üstelik.Aynı bal sarısı saçlar ve insanın neredeyse içini okuyan o delici bakışları.Öyle derin bir mavi ki gözleri zaman zaman ruhumu okuduğunu düşünüyorum.Neva'nın zaman ilerledikçe artan naifliğine Buse de giderek artan bir asilikle karşılık veriyor.Son numaradan bahsetmek dahi istemiyorum.Ozan'ın da Buse den hiçbir farkı yok , büyürken kendine aldığı rol model kesinlikle O.O kadar kafa dengiler ki aralarına kimsenin girmesi mümkün değil.Ama Neva ile ilişkileri de oldukça sağlam.O'na nasıl davranılmasını unutmadıkları sürece sorun yaşamıyorlar ama o sınırı aştıkları anda da Neva'nın naifliğinden eser kalmıyor.

Bütün çocuklarımla gurur duyuyorum.Bana bu kadar değerli evlatlar verip onları bugüne getiren Hazel'ime dünyaları versem az gelir.

"Evet Buse , sende var mı havadis?"

Buse'nin kaçan bakışları doğru yolda olduğumu anlamamı sağlıyor.Ama Buse'nin halinden durumun oldukça vahim olduğunu da anlamakta zorlanmıyorum.

"Neler oluyor dedim"

Çok olmasa da biraz yükseliyor sesim.Hazel tampon bölge olarak araya giriyor hemen.

"Sakin olur musun canım.Konuşup halledilmeyecek bir şey değil?"

"Hazel..."

"Çocuklar hadi siz çıkın dolaşın biraz , biz de babanızla oturup konuşalım"

Korkum giderek büyürken olan bitene anlam vermeye çalışıyorum.

"Hazel..." diyorum yeniden.

"Birazdan canım , önce şuraları bir toplayayım sonra konuşuruz"

Elinden tutup bahçeye çıkarıyorum.

"Hayır şimdi konuşacağız Hazel"

Kapıya bakıp çocukların çıkıp çıkmadığını kontrol ediyor.

"Seni dinliyorum"

HAZEL

Ben şimdi Hakan'a yıllardır korktuğu şeyin başına geldiğini nasıl söylerim.Ah Buse ah!!! Nasıl da saman altından su yürütmüşler.Öğrendiğim andan beri bunu Hakan'a nasıl söyleyeceğimi düşünüyorum.Kesin kıyametleri koparacak.Neva ve Emir'in yıllardır süre gelen dostluğundan ilişkilerinin sadece kardeşçe duygulardan oluştuğunun farkındaydık , Hakan da bu durumdan son derece mutluydu zaten.Ama Emir ve Buse kimsenin ummadığı bir beraberlik şüphesiz.Aslında aralarında ki sürtüşmenin bir ilişkiye hazırlanan zemin olduğunu fark etmeyen bizleriz.Kedi köpek gibi birbirlerini yiyip durdular yıllardır.Buse'nin rahat ve asi tavırları Emir'i çıldırttı , Emir'in kabarık sevgili listesi Buse için her zaman aşırı bir alay konusu oldu...

"Ah Hazel ah!!! Geçtiğin yolları nasıl da unuttun"

"Evet Hazel seni bekliyorum iki saattir"

"Bak sakin olacaksın tamam mı? Hemen parlamayacaksın ve durup düşüneceksin"

"Hazel..."

Hakan sinirden kızarmış bir durumda."En son babalar duyar" diye kim dediyse pek güzel demiş.Hakikaten de en son babalar duyuyor olanı biteni.

"Buse..." diye başlıyorum nasıl devam edeceğimi bilmeyerek.

"Tabiî ki Buse!!! Başka kim olabilir ki zaten? Yine ne yapmış.Staj yaptığı yerde ki adamı mı dövmüş yine"

"Yok öyle bir şey değil" zaten yine bugün öğrendiğim kadarıyla adamı döven Buse değil Emir'miş.Hakan'a bunu söyleyecek değilim elbette.

"Eee nasıl bir şey Hazel deli etme beni de söyle"

"Emir..."

Daha da kızarıyor şimdi ve ben asla başlamamam gereken yerden başladığımı anlıyorum.

"Biz kurtulamayacak mıyız bu Emir den ya..."

"Hayır canım sanırım hiçbir zaman kurtulamayacağız bu gidişle"

Anlamayan gözlerle bana bakıyor.

"Buse ve Emir evlenmeye karar vermişler.Eğer müsaitsek cumartesi günü istemeye geleceklermiş"

Oh be söyledim ve kurtuldum.Üstelik hala hayattayım!!! Ama Hakan da bir sorun var. Adam öylece dondu kaldı.

"Hakan!!!"

HAKAN

Duyduklarıma tepki verecek halde bile değilim.Buse ve Emir...Benim Busem ve Emir... Ben yıllardır Neva'mı korurken darbe hiç beklemediğim bir yerden geldi. Hazel'in "Hakan" diyen sesi kulaklarıma geliyor ama tepki verecek halde değilim. Beni sarstığını fark edince kendime geliyorum.

"Nasıl ya.Ne demek Buse ve Emir.O herif hangi ara göz koymuş Buse'ye.Ne zamandır beraberlermiş?"

"Askere gitmeden önce ki veda partisinden beraber birliktelermiş"

"Ne yani koca sekiz ay uyuttu mu bunlar bizi , salak yerine mi konduk şimdi"

"Saçmalama ya ne alakası var.İlişkilerini oturtmadan bize bir şey demek istememişler..."

"Sen biliyor muydun peki Hazel"

Sesim istediğimden de sert çıkıyor ve Hazel anında kendini geri çekerek veriyor tepkisini.Uzanıp kendime çekiyorum O'nu.

"Özür dilerim hayatım.Sadece o kadar şaşkınım ki ne tepki vereceğimi bilemiyorum"

Hazel den yayılan sakinleştirici koku anında işe yarıyor.Hala öfkeliyim ama sakin olmak için kendimi zorluyorum.

"Elbette bir gün evlenecekler Hakan.Tanıdığımız bildiğimiz birisi ile olması daha iyi değil mi?"

Dediklerinde son derece haklı aslında.Emir tanıdığım ve oldukça sevdiğim bir genç adam.Şimdiye kadar yanlış tek bir hareketini görmedim ama kızımı emanet edecek olmam beni ürkütüyor"

"Yılmazlar ne diyor bu işe?"

İşin can alıcı yanı bu.

"Onlar da şaşkın ama olumsuz değiller bu konuda.Ben de değilim üstelik.Kendi kocasını seçmiş bir kadın olarak kızımın da bu hakka sahip olması gerektiğini düşünüyorum.

İşte ilk direniş başladı...Ben de aksini düşünmüyorum zaten ama yine de bu kızımı vermeye hazır olduğum anlamına gelmez.

"Önce gelsinler bir konuşalım , sonrasına bakarız"

HAZEL

Küçük kızımı gelinlikler içinde görünce beklediğimden de fena oluyorum.Hakan dan yana baktığımda ne denli dağılmış olduğunu fark ediyorum.Bu beklediğim bir şey olsa da içimin parçalanmasını engelleyemiyorum.Uzanıp elini tutuyorum sıkıca.Bana bakan gözleri ışıl ışıl.Dudakları gülüyor belki ama gözleri oldukça efkarlı.Yılmaz bile halinden anlamış olacak ki uğraşmıyor bu gece Hakan'la.

"Mutlu olacak değil mi?"

Gözümden süzülen tek damla yaşı acele ile silerek kafamı sallıyorum.

"Elbette olacak aksi mümkün mü? Baksana nasıl da mutlu?"

Hakan da farkında kafasını sallıyor.Sonra birden kasıldığını hissediyorum O'nun. Neler olduğunu anlamak için O'na baktığımda bakışlarının ateş saçtığını görüyorum. Acele ile O'nun baktığı yere baktığımda Neva'yı Emir'in bir arkadaşı ile dans ederken yakalıyorum.Anneliğin verdiği bir hisle Neva'nın da çok sürmeden yuvadan uçacağını anlıyorum.Allah'tan Ozan var diye kendimi teselli ediyorum ama Hakan'ı ikna etmenin o kadar da kolay olmadığını biliyorum...

"Zamanın da bakacaktım ben O Emir'in icabına.Adama bak ya bir kızımı elimden aldığı yetmezmiş gibi diğerini de baş göz ediyor..."

Gülerek bakıyorum Hakan'a.Hayatıma girdiği gün ve sonrasında yaşadığım acılar.ve asla pes etmeyen bir aşık...

"Kızlarımızın da bizim gibi bir aşk yaşamasını istemez misin?"

Gözleri daha da doluyor şimdi.

"İsterim" diyor belli belirsiz."Ama ya yaşayamazlarsa...bundan o kadar çok korkuyorum ki"

"Yaşayacaklar bana güven.Neva da , Buse de ve hatta Ozan da çok mutlu olacaklar. Bugüne kadar seni hiç yanılttım mı?"

"Hayır , asla.Tek bir gün olsun yanıltmadın beni"

Gülüyorum.

"Öyleyse..."

"Sana güveniyorum..."


*********

Selam arkadaşlar...

Bu kadar uzun süre sessiz kaldığım için çok üzgünüm. Haklı olarak bana kızdığınızı biliyorum ve bunun için sizden çok özür dilerim. Bundan sonra elimden geldiğince sık bölümler ekleyeceğim. Sensiz Geçen Yıllara hafta içinde bölüm gelecek


Sevgiler


Özlem Açık

UZAKLARDAOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz