Kafanızda kurguladığınız hayaller gerçek olsa ne yapardınız? Sanal bir ilişkiye ne kadar dokunabilirsiniz?
"Neden benimle uyuyorsun?"
"Çünkü hiç bir çıkarım yok"
Birine kilometrelerce uzakken, bir o kadar yakın olunabileceğini o gün anladım. Bunu k...
Playlist: Sertap Erener - Bir çaresi bulunur Ek Villian - Gallian Ek Villian - Zaroorat Aashuque - Chahu Main Yaa Naa ________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
______
"İyi görünmüyorsun"
Fatih beni eve getirdiğinde yalnız bırakmak konusunda tereddüt etti. Derya'nın yanından ayrıldığımda o kadar tuhaftım ki, öylesi karmaşık...
Yaşadıklarım ve bensiz yaşananlar zihnimde dönüp durdukça, kalbim büyük bir acının pençesinde can çekişiyordu. Bitkin hissediyordum, daha çaresiz, daha başıboş. Ruhuma yapışan en belirgin duygu ise suçluluktu. İçimde birikenler çığ olup beni devirirken birilerine sarılarak saatlerce ağlamak istiyordum. İstekten öte buna fazlasıyla muhtaçtım. İlk defa yokluğu göze aldım.
"Başa çıkarım, git sen"
Dudaklarım usulca sese döktü, baş etmekte zorlandığım düşünceleri.
Fatih kararsızca etrafa bakındı, ellerini siyah saçlarından geçirdikten sonra sıkıntıyla nefes verdi.
"Emin misin?"
Başımla onayladım. İkna etmek için söylediğim cümlede ruh yoktu.
"Zaten Seyhun gelir birazdan"
Bir kaç saniye tereddütle oyalansa da toparlandı. "Tamam, yarın görüşürüz. Kendine iyi bak"
Eliyle destek olmak istercesine omzuma dokundu.
"Sağol, görüşürüz"
Anahtarı kapıya sokarak kilidi açtım. Üstümdeki kıyafet kalabalığından kurtulduktan sonra salondaki sandalyelerden birini çekerek oturdum. Ayaklarım havanın etkisinden, belki ruh halimden buz kesmişti ama umursamadım. Kollarımı masaya dayayıp başımı avuçlarımın içine aldım.
Seyhun Derya'nın kendini aldattığını söylemişti ama buna kızmıyordu. Aksine affetmişti... Her şeye rağmen Derya'yla olmak istemişti. Karşı çıktığımda benimle tartışırdı, bilmediğin şeyler var diye... Yaşadıklarından dolayıydı kendini suçlu görmesi. Derya'ya karşı tutumları ikisini de uçuruma sürükleyen şeydi. Kırıcı, anlayışsız, kıskanç, çekilmez bir adam... Ne kadar da Seyhun'a uzak hallerdi. Bir o kadar tanıdık...
Önerilen hikayeler
Bunları da beğenebilirsiniz
Zihnim yaşananları bir film senaryosu gibi gerilere sardıkça, eskiden sıradan gelen pek çok şey birer ipucu gibi gözlerimin önüne serildi.
'Hayatın acımasızlığına kırgın, bu yüzden gözleriyle anlatır derdini'
İlkim'in suskunluğunu böyle açıklamıştı. Dünya'nın çocuk getirmek için fazla kirli olduğunu söylemişti, bu yüzden hayalinde yaşatıyordu onu. Aşka ve fedakarlığı dair anlattıkları... Söyledikleri, düşünceleri, hikayeleri... Aslında biraz üstüne düşseydim anlayabilirdim, anlatabilirdi. Oysa fazlasıyla bencildim, ve kör...
Bunca zaman cahilce suçladığım Derya aramızda en masumumuzdu. Ben tüm bencilliğimle Seyhun'u elde etmek için adaletsizce savaşmıştım, Derya sevdiği adamın hayalleri için ondan vazgeçmişti. Ben hayallerime mahkum ettiğim adama sülük gibi yapışırken...
'Onun hayallerini çalamazdım'
Hazin sesi kulaklarımda yankılandı bir kez daha.
'İlkim'in babası olmaktan vazgeçtim'
Seyhun'un mesajı manidar bir tınıyla ses olup kulaklarıma doldu, yaşlar yanaklarıma yol alırken.
Seyhun bunu bildiği için çabalamıştı, uğraşmıştı. Derya'ya yaptığı haksızlığı fark etmişti... O da benim gibi bencil davranmıştı, sonra İlkim'den bile vazgeçmişti Derya için. Ona verdiğim öğütleri hatırladım bir bir... Asla vazgeçme deyişimi... Bana anlamsızca uzun uzun teşekkür edişini... Umut olduğumu söyleyişini... Derya ile onca hayalleri varken onca yaşanmışlığı... En saf ve derin duygularla yazdığı mektubu ve yaptığı teklifi...
Damlalar yüzümde birbirini izlerken bedenim ağlamamın şiddetiyle sarsıldı. Zordu, böylesine sevenlerin, böyle fedakar olanların ayrılmasını kabullenmek zordu. Hele sebep olmak... Istırapla dudağımı dişledim.
Hikayelerde okuyup hayran kaldığım aşklar gibiydi onlarınki. İkisi de birbiri için en değerli varlıklarından vazgeçmişti.
Başım muhteşem bir ağrıyla zonklarken bir kez daha beynimi çıkarıp atmak istedim. Öyle şirret bir histi ki, benliğimin her zerresi kafamın içinde toplanmış ve korkunç silahlar tarafından taarruza uğruyor gibiydi. Ellerimi saçlarıma geçirip saç diplerimden çektim. Zihnimi baskılayan ağırlık, beynimde hissettiğim karıncalanma ve kulaklarıma dolaşan cızırtı deli edercesine artmaya devam etti. Derin nefeslerimin çarptığı parmaklarım stresten buz kesmişti. Üşüyen ayaklarım yüzünden midemin de bu huzursuz histen pay alması iyice hastalıklı bir ruh haline girmeme sebep oluyordu.
İçimden her şeyi vurup kırmak geçse de yine her zamanki gibi içimde kaldı... Bu hikayenin tek kötü kadını bendim. Burayı hak etmeyen bendim. 'Böyle ayrıldıklarını bilseydin asla aralarına girmezdin' dedi Sefa beni haklı göstermeye yer arar gibi. 'Derya'yı sevdiğini biliyordun ama bu seni durdurmamıştı' Sema yine acımasızdı. Doğruyu söylüyordu.
Seyhun da en az benim kadar suçluydu. Derya'nın yanında olması gerekirken hayvan gibi davranmıştı. Anne olamamak bir kadın için en büyük kötülükken anlayışsızca daha da yalnız bırakmıştı onu. Bu yüzden suçluluk duymuştu Derya'ya karşı. Bunca zaman aldatmasını bile sineye çekmişti, ki o da yalandı.
Sevdiği kadınla mutlu olabilirdi, neden dönmüştü ki bana? Neden aptal bir hayalperestin hayatını mahvetmesine izin vermişti? Beyinsiz herif! Üçümüzün hayatının da içine etmişti.
Bedenimdeki her zerrenin stresle gerildiğini fark ettiğimde aklımı kaçırmaktan endişe ederek ayağa kalktım ve kendimi hareket etmeye zorladım. Rahatlamam gerekiyordu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra salonda amaçsızca dolaştım. Bedenimdeki titremeye engel olamıyordum, yüreğimde koca bir alev vardı, ruhuma işkence eden. Tenimde ise yakıcı bir soğukluk. Kollarımı birbirine sararak büzüştüm.