12. Bölüm

213 13 4
                                    

MEDİADAKİ- TOPRAK YOLDAKİ GİZEMLİ...

MEDİADAKİ BÖLÜM ŞARKIMIZ...

****

''Bu kez gitmedim ki ben. Seni bırakıp hiçbir yere gidemedim boncuk göz. Ama bu kez giden sen oldun. Arkanı bana döndün, kayboldun. Bakmaya doyamadığım gözlerini başkasına verdin. Neden bunu yaptığını şimdi anlıyorum. Neden Ceren ile evlenmemi istediğini şimdi anlıyorum. Sen o sözlerim yüzünden böyle yaptın. Senin gözlerine hasret kalmamam için, acımdan ölmemem için yaptın. Ama yine de ölüyorum boncuk göz. Gözlerinin senden başkasında olmasını bilmek, her an başkasında olan senin gözlerinde, seni aramaktan ölüyorum...

Keşke gitmeseydin boncuk göz. Keşke beni böyle yarım bırakmasaydın. Keşke...''

****

Hayat mı çok acımasızdı yoksa insanlar mı? Bu ikilemin cevabını bilemedi Ceren hayal kırıklığıyla doluydu bakışları. Hayat ona hiç adil davranmamıştı. Ama maalesef insanlarda ona adil davranmamıştı. En acısı da annesi ve kardeşi ona adil davranmamıştı. Çok düşündü Ceren. Geçmişi, yaşadıklarını, babasına olanları, terkedilişini, kimsesizliğini, yalnızlığını...

Ama bu düşüncelerden bir türlü çıkamıyordu. O yüzden yatmaktan vazgeçti. Yavaşça kalkıp aşağı indi. Bulut bahçede köpeği ile oynarken Ceren tebessüm ederek ona yaklaştı.

''Bulut bu yavru senin mi?''

''Evet. Adı Boncuk.''

Ceren gülümseyerek yere çöküp Boncuk'u sevmeye başladı. Bembeyaz kar gibi tüylerini okşarken yavru köpeğin tatlı hallerine kıkırdadı Ceren. Bulut ise gözleri dolu dolu baktı Ceren'e.

Ceren her gülümsediğinde gözleri ışıl ışıl oluyordu. Bulut daha fazla tutamadı kendini.

''Gülünce gözlerin ışıldıyor. Annemi hatırlıyorum. O da gülümseyince böyle güzel olurdu.''

Ceren gülümsemesini bıraktığında kalbine oturan acıyla baktı Bulut'a. Bulut Ceren'in yanına çöküp ellerini gözlerine uzattı. Göz kenarlarına dokunduğunda ikisi de ağlıyordu.

''Sakın ağlama Ceren abla. Annemin gözlerine ağlamak yakışmıyor. Aslında tek gözlerine değil sana da ağlamak yakışmıyor. Sen hep gülümsemeye layıksın.''

Ceren duyduğu sözcüklere inanamıyordu. İlk defa uzun zaman sonra biri onun gülümsemesini istemişti. Duyguların ağırlığıyla Bulut'a sımsıkı sarıldı Ceren.

''Teşekkür ederim Bulut. Hayatımda ilk defa biri gülmemi istedi. İlk defa biri bana yakıştığını söyledi. İnan bana yıllardır hep ağlıyorum ben. Mutluluk nedir onu bile bilmiyorum.''

Ceren ilk defa Bulut'a içini dökmüştü. İki masum kalp birbirine tutunurken zaman akıp geçti.

Poyraz evinin bahçesine adımladığında kahkaha sesleri ile yerine çakılıp kaldı. Uzun süredir bu evde gülümseyen kimse olmamıştı. Hızlı adımlarla diğer tarafa geçtiğinde Boncuk ile oynayan Ceren ve Bulut'u gördü. Ceren topu fırlattığında Boncuk tatlı bir şekilde kuyruğunu sallayarak koşuyordu. Bulut ise hızlı adımlarla Ceren'in beline sarılıyordu. Sanki anne, çocuk gibi birbirlerine kenetlenmişlerdi. Poyraz dolu gözleriyle izledi oğlunun gülümseyen yüzünü. Ve bir kez daha anladı Bulut'un sonsuz yalnızlığını.

Ceren Bulut'u saçları arasından her öptüğünde onda iki sevdiği insanın müthiş kokusunu çekti içine. Bu yüzden de hep gözleri doluyor, kalbi özlemle acıyordu.

Ceren bakışlarını yeni fark ettiği Poyraz'a sabitlediğinde sanki kalbi duracaktı.

Zamandı belki kalplerin bağlanmasına yol bulan. Kim bilir belki de tek bir bakış tüm ömre yeterdi. Kim bilir birbirini unutamayan yürekler elbet bir gün buluşurdu. Kim bilir?

SENDEN BANA KALAN...Donde viven las historias. Descúbrelo ahora