MEDİADAKİ- Bulut
GİZEMLİ KADIN ...
*****
Zaman geçse de acı hala aynı yerdeydi. Hiç gitmemişti Poyraz'ın kalbinden. Her saniyede hissettirmişti kendini. Pinhan olmuş köşendeyim demişti. Öyle ki hemen o köşeden çıkıp tekrar Poyraz'ın yarasını kanatıyordu. Bazen kaybetmek sözcüklerde kalmazdı. Buram buram kokardı burnuna. Hani nerde onun kokusu der gibi. Hani nerede senin sevdiğin gözler?
Poyraz'ı kaldıran oğluydu. Babasının kendine işkence etmesine dayanamamıştı masum kalbi. Sımsıkı tuttu kolundan. Arabaya yönelirken bir an durdu Bulut. Başını geriye çevirip annesine baktı. Gözlerinden hasret yaşları süzüldü. Hiçbir şey söylemeden yeniden önüne dönüp babasına yardımcı oldu.
Eve geldiklerinde Poyraz kendini banyoya kilitledi. Kıyafetlerini çıkarmadan ılık suyun altına girip, ağlamasına devam etti. Poyraz'ın acıları sessizce kanıyordu yüreğinde. Artık yoktu boncuk göz. Kahve saçları, kahve gözleri, muhteşem gülümsemesi, kalbine baharı getiren huzurlu kokusu yoktu...
Poyraz gözlerini kapadı. Titreyen elini kendi yanağına koydu. Hatırlamak istedi. Sevdiği kadının ona dokunuşunu, aşkını, sevişini. Ama olmadı. Hatırlayamadı Poyraz. Zaman geçtikçe sevdiği kadının anıları da bir bir uzaklaşıyordu zihninden. Poyraz içine çöken ağırlıkla hızla kapadı musluğu. Kendini duş kabininden güçlükle çıkarıp derin nefes almaya çalıştı. Ama olmuyordu. Yeniden aynalı dolabın karşısına geçti. Aynalı dolabı hızla açıp içinden depresyon ilaçlarını aldı. Titreyen elleri ile minik şişenin kapağını açıp birkaç tableti ağzına attı. Ardından musluğu açıp ellerini suya tuttu. Eğilip elinde biriken soğuk suyu içti. Musluğu bile kapatamadan yere çöktüğünde sırtını duvara yasladı.
POYRAZ
Derin derin nefes almaya çalıştım ama olmuyordu. Tıkanmıştım sanki. Öyle ki gözlerimin önü kararmaya başlamıştı. Sol yanıma yattığımda soğuk fayansın içimi ürpertmesine izin verdim. Gözyaşlarıma eşlik eden karanlıkta sevdiğim gözleri gördüm. Öyle canım yanıyordu ki. Artık o gözlerin gerçek olmadığı biliyordum. Gözlerimi kapamadan tek mırıldandığım söz kalbimin sonsuz sahibiydi.
''Gitme, ne olur gitme Ayşe. Dayanamıyorum, ölüyorum. Ölüyorum...''
BİR SAAT SONRA
BULUT
Babamı banyoda o halde bulduğumda aklım başımdan gitmişti. Bir an ambulans hiç gelmeyecek ve ben babamı da kaybedeceğim sanmıştım. Ama neyse ki tam zamanında babamı hastaneye getirmiştik. Acile alındıktan sonra ben koridorda beklemede kaldım. Kerem amcamla, Nisan abla koşarak geldiklerinde içim biraz olsun rahatlamıştı. Kerem amcam beni kolları arasına aldığında gözyaşlarımı içime akıttım.
''Neler oldu Bulut?''
''Babam fenalaştı. Banyoya girmişti. Bir süre çıkmayınca endişe ile gittim. Bir baktım yerde bilinçsizce yatıyor.''
''Bu adam ne zaman toparlanacak? Ne zaman?''
''Sakin ol hayatım.'' Bu sözler Nisan ablanındı. Buğulu gözleriyle Kerem amcama sarıldı. Benim yüzüme dokunurken şefkatli elleri ile sarsıldı yüreğim. Ben annemi geri istiyordum. Tekrar bana sarılmasını, tekrar sevmesini, anne şefkatini geri istiyordum.
POYRAZ
Ezilmiş kalbimle hastaneden çıkıp eve geldim. Odama girdiğimde Kerem hızla yanıma geldi. Gözlerindeki kızgınlığın sebebi belliydi.

YOU ARE READING
SENDEN BANA KALAN...
Teen FictionKİTAP KAPAĞIMIZI YAPAN "Narniapick" ARKADAŞIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ELİNE SAĞLIK CANIM ^_^ NOT- 'NE OLUR GİTME' ADLI HİKAYEMİN 2. KİTABIDIR.... **** 'Ne Olur Gitme' dediğimde keşke gitmeseydin boncuk göz... Bu sözlerdi Poyraz'ın Ayşe'ye son sözleri...