Avengers Vs. X-men Bölüm 3

968 37 5
                                    

Ve bu incelememizde sonuna geldik. Umarım hoşunuza giden bir çalışma olmuştur. Gelecek bölümde yakışıklı okçumuz Hawkeye hakkında bilinmeyenler burada olacak. Bir de Marvel üzerine yaptığınız çalışmalar varsa onları bekliyorum. Sizin için yayınlayacağım.

Bu hafta Teog'a girecek olan tüm arkadaşlara başarılar. 

Yeni Marvel kurgum New World tanıtım bölümü 7 Aralık'ta sizlerle unutmayın. 

Avengers vs. X-Men # 9

Jason Aaron tarafından yazılan dokuzuncu sayıya, geçmiş sayıları bir yana bırakarak ani bir “flash forward” sahnesiyle başlıyoruz ve X-Men tarafından vahşice dövülmekte olan bir Avenger görüyoruz – daha sonra, bunun günümüzden on sekiz saat sonra geçen bir panel olduğunu öğreniyoruz ve K’un Lun’dan hikayemize devam ediyoruz. 

K’un Lun’daki temel durum şu: Spider-Man Hope’un eğitimine devam ediyor, Iron Fist onun henüz hazır olmadığını söylüyor, Avengers takımları sık sık görevlere gidip, genelde yaralı olarak geri dönüyorlar – bazen de hiç dönemiyorlar. Bu “dönemeyenlere” son örnek de Thor oluyor. Bu durumu değerlendiren Captain America, tek yapabileceklerinin savaşmaya devam etmek olduğunu, ve savaşmaya devam edebilmek için de esir düşen takım arkadaşlarını kurtarmaları gerektiğini kararlaştırıyor. X-Men Legacy tie-in’lerini okuyanların hatırlayacağı gibi, bu karakterlerin tutsak tutulduğu yer de, Magik’in cehennem benzeri alt-boyut “Limbo”dan Dünya’ya taşınmış olan bir parça. Avengers takımımız tutsak arkadaşlarını kurtarmaya karar verirken, X-Men cephesinde de kısa kısa önemli gelişmelere tanık oluyoruz.Bu ana kadar Phoenix Five’ı ve yaptıklarını desteklemiş olan, hatta onlara her türlü yardımı aktif olarak yapmış olan X-Men üyelerinden Storm, Magik’in Avengers üyelerini Limbo’da tutsak etmesi sonrasında kendisiyle birlikte olan mutantlara, artık işin çığırından çıktığını, ve Phoenix Five’ın tarafını bırakmanın vaktinin geldiğini söylüyor. Bunun ardından da, Storm’u Wakanda’da, kocası Black Panther’dan özür dilemeye çalışırken görüyoruz. 

Bundan sonra, seri için önemli olacak bir başka X-Men sahnesine geçiliyor: Emma Frost da Phoenix üzerindeki kontrolünü yavaş yavaş kaybetmeye başlıyor, ve dünya üzerindeki herkesin beynini okuyarak insanlar hakkında bilmediği hiçbir şeyin kalmadığı bir raddeye ulaşıyor. Cyclops’a “yapabileceğim şeylerden korkuyorum” demesine rağmen, ondan beklediği desteği göremiyor, ve bundan sonra Emma’nın bir mutant öldürüp bunu saklayan bir adamı öldürdüğünü görüyoruz. Böylece, Magik’ten sonra bir başka X-Adam’ın daha Phoenix’i kontrol edemediği iyice aşikar hale geliyor. Avengers cephesine geri döndüğümüzde de, Storm’un onlara Limbo konusunda bazı bilgiler verdiğini öğreniyoruz – çünkü Avengers takımı ondan aldığı istihbarat ile Limbo’nun yerini bulmuş ve takım arkadaşlarını kurtarmaya hazırlanmış bir şekilde karşımıza çıkıyor. Magik’in Limbo’ya biri girer girmez öğrenmesi sayesinde, Magik ile Colossus kısa süre içinde olay yerine geliyorlar, ve Limbo’daki onlarca şeyanımsı varlık ile Avengers üyelerini – bir kez daha – ağır bir yenilgiye uğratmaya koyuluyorlar. 

Bu noktada, “eğitimi” sırasında Hope’a “ne kadar önemsiz hissedersen hisset, eğer sabredersen senin de zamanın gelecektir” diyen Spider-Man, lafının arkasında olduğunu gösteriyor ve takımın geri kalanının, serbest bırakmayı başardıkları tutsak Avenger’ları alarak kaçması için, Phoenix Force’un gücünün birer çeyreğine sahip olan Magik ve Colossus’u oyalayacağını söylüyor. Allah’ın garibanı Spider-Man, koskoca Magik ile Colossus’u nasıl oyalayacak sorusunu düşünüyor olabilirsiniz. Eh, Magik ve Colossus da benzer bir soru soruyorlar, ve Spider-Man şu nazik cevabı veriyor. Why the power laughter of course! Knock knock? Fakat, beklendiği gibi işler Ağ Kafa için pek de iyi gitmiyor ve Colossus kendisini hiç zorlanmadan pestile çeviriyor. Her şeye rağmen konuşmaya devam eden ve pes etmeyen Spidey, artık Colossus ile Magik’in sabrını taşırmak üzereyken, enteresan bir şey oluyor, ve iki kardeş birbirleriyle kavga etmeye başlıyorlar. Sözlü tartışma olarak başlayan bu gerilim, daha sonra fiziksel bir kavgaya dönüşüyor ve büyük bir patlama sahnesinin ardından, Magik ile Colossus’un birbirlerinin işini bitirmiş olduğunu görüyoruz! Ve bu durum da, tıpkı geçtiğimiz sayıda olduğu gibi, bu ikiliden çıkan Phoenix Force’un, kalan iki kişinin, yani Emma Frost ile Cyclops’un güçlerini arttırıyor. Artık ikisi de Phoenix’in gücünün yarısına sahip olan çiftimiz, bu yeni güçleriyle, tüm mistik özelliklerine ve korumalarına rağmen, K’un Lun’un yerini buluyorlar, ve bir grup Avenger Spider-Man için Limbo’ya geri dönerken, Cyclops şehrin üzerinde beliriyor. 

Marvel EvreniTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon