10-*İki Zihin*

132K 6.8K 2K
                                    

🥀🌙Instagram Sayfamız: Mehsa Hikayeleri

🥀🌙 Kişisel Instagram Sayfam: _mehsaa_
🥀🌙 Twitter: mehsahikayeleri

🥀🌙Takip edebilirsiniz. Özellikle duyurular ve alıntılarımız için çiçeklerim.🌺


⚜🔱⚜

"Bu tutmuş, bu kesmiş, bu hazırlamış, bu pişirmiş. Hepsi ölecek, hepsi ölecek!

Karga kavalını bir kenara bırakıp genç kızdan aldığı ışıktan kılıcıyla yıllar boyu yüzlerce çocuğu öldüren yılanın başını tek hamlede kesmiş.

Yılanın başı kesilince gök kubbeyi öyle yüksek çığlıklar sarmış ki yeryüzü zelzelelerle sarsılmış.

Bu çığlıklar bir çocuğun ahıymış. Bu çığlıklar yer yüzünde zulüm görmüş her çocuğun ahıymış.

Bir çocuğun ahı yeri göğe, göğü de yere katarmış."

🔱⚜🔱

Genç adam yaslandığı koltukta dikleşti. Keskin gözleri karanlıkta dolandı. Dirseklerini koltuğun kolçaklarına yaslamıştı. Sonra elinde tuttuğu çakmağı yaktı ve ateşin çakmak taşıyla birlikte alevlenişini izledi. Karanlığın içerisinde bir ışık yandı. Önce lacivert, sonra turuncu. Yanışının resmiydi sanki. Ona yalnızca birini hatırlattı.

Bu yüzden gözleri biraz ileride uyuyan genç kıza kaydı. Baktı, baktıkça yaktığı ateş yüreğini sardı. Elif onun odasına girdiğini fark ettiğinden günden beri tesettürüyle uyuyordu.

Ama bugün değil.

Bugünden itibaren karısı olan kızın simsiyah saçları yastığa yayılmış, gerdanına doğru kıvrılmıştı. Ay aydınlatıyordu yine vurgun yediği o yüzü. Karısı... Ona ait olan Gün Işığı.

Kendine ait kılmak istediği tek varlığı. Her daim ona doğru çekildiği kadını. Şarkılara eşlik eden güzel yüzü.

O yüz durmadan çalışan aklını, zihninde sürekli zehirli sözler fısıldayan ölümün çağrısını susturuyordu. O yüz, dinlenmeyi unutan göz kapaklarına yapışmış gibiydi sanki. Her yerde o vardı; bir türlü ona bahşetmediği gülüşü, sevdiklerine bakarken ışıldayan gözleri, beyaz tenine isyan edercesine her daim kırmızı olan dudakları...

Öpmek istediği dudakları, gülerken sevmek istediği dudakları. Nefes almak istediği dudakları. Hepsine zaafı vardı. Kaçtığı her yönde onu görüyordu sanki.

Hayatında ilk defa mahrum kaldıklarını kıskanıyordu Siraç. Hayatında ilk defa mahrum kaldıklarını istiyordu.

Kendi mezarını izlediği günden beri ilk defa ölümün çağrısı haricinde bir ses duyuyordu. Genç kızın teni, genç kızın gülüşü ama en çok genç kızın yaşam vadeden yüreği onu çağırıyordu.

Bu öyle bir çağrıydı ki kurumuş yüreği hasretle, kıskançlıkla kavruluyordu. Duygular tehlikelidir, diyen çift başlı zihni uzun zamandır bu işkenceye eşlik ediyordu. Bu bağımlılık uzun zamandır öldürdüğü kalbine yaptığı en büyük işkenceydi.

Siraç genç kızın yattığı yastığı, üzerine giydiği kıyafeti, kana kana içtiği suyu ama en çok güldüğü herkesi, ona ulaşabilen her şeyi kıskanıyordu. O kadar kıskanıyordu ki bazen öfkesinin kontrolünü kaybedeceğini düşünüyordu.

MIHWhere stories live. Discover now