Asian Boy with Flower Girl ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ] ᐩ¹⁸

30: [M]c Donald's seni çağrıyor çiçekçi kız

Araba dükkanımın sokağına döndüğünde aklımdaki tek şey şu lanet olasıca mutfaktı.

Jungkook'u kandırmak kolay olmuştu.

Plajda sürekli peşimden koşturup onun davetlerine eşlik etmemi beklemişti.

Ondan özür dilemek zorundaydım çünkü ben hakkımı bu gece bu mutfağa saklıyordum.

Ki bedenimi de ona karşı hazırlamaya da çalıştığım da doğruydu. Ne kadar arzularsam o kadar güzel olurdu.

Cidden fena halde sorunlusun.

Hayır, sadece sevdiğim adamı en iyi şekilde istiyorum. Hepsi bu.

Ona, "Açım."dedim. "Keşke Mac açık olsaydı."

Vereceği cevabın, "Eğer gitmek istersen bende anahtarı var."olduğunu biliyordum.

Açıkçası arsıca isteğimin oraya gitmek olduğunu belirttim, "Ah hadi gidelim!"dedim. Onun da niyetini anlıyordum ama.. kimse o seksi benim kadar isteyemezdi.

Ve şimdi o anahtarla kapıyı açıp içeri girerken kafamda tam olarak on sekizinci kez o gömleği kollarından sıyırarak vücudundan çıkartmıştım.

"Işıkları yakmayalım."dedi. "Dükkanın açıldığının fark edilmesi iyi olmaz."

Omuz silkerek avıma yaklaşmaya başladım.

Kapıyı ayağımla kapatarak ellerimi omzuna yerleştirdim. "Sorun değil."dedim. Sağa sola sallayarak ona niyetimi belli etmeye çalıştım.

Gülüşü.. mesajı almıştı.

"Ah değil mi?"diyerek ellerini belime koydu. "Bu sanki sorun olacak gibi, ateş mi yaksak?"

İstediğini alacaksın Asyalı.

"Hmm?"dedim. "Ateş nasıl yakılır ki?"

Onay merkeze iletildi.

Kalçamdan tutarak beni kucakladı. Daha sonra avuç içlerini sıkarak beni kendisine itekledi.

"Sürterek."dedi. "Bir taşı diğer taşa yeterince sürtersen.. ateş çıkar."

Bu kadar şifreli konuşma canıma tak etti. Parmaklarımı gömleğinin ilikli düğmelerine taktım. "Her yer cam. Bizi görebilirler."dedim. "Mutfağa gidemez miyiz?"

Kafasını boynuma koydu, "Tabiki gideriz."dedi.

Hızlı adımlarla kasayı geçip çalışanların alanına ilerledik. Daha önce buraya hiç gelmediğim için her yeri incelemek istiyordum ama inanın bana gözlerim ondan başla bir şey görmüyordu.

Mutfağa geldiğimizde, beni servis masalarının birinin üzerine oturttu.

Kendisine sunum hazırlıyordu galiba, güzel fantezi.

Elbisemi kalçama kadar sıyırarak bikinimin üzerinden ellerini gezdirmeye başladı.

Bir yandan da boynumu dudaklarının dans pisti olarak kullanıyordu.

Düğmeleri ,muhetemelen kopartarak, açıp şu varlığıyla yokluğu fark etmeyen lanet gömleği yere attım.

O da elbisemi tek hareketle onun yanına attı.

Bikinimin bağlarını gevşetmek iyi ki aklıma gelmişti. Bir çırpıda ondan kutulup kendi şortunu çıkarttı.

Sol seliyle alt kısımda oyalarılen sağ eliyle sağ göğüsümün ucuyla ilgileniyordu ve bu kesinlikle insanı çıldırtan bir şeydi.

Kafasını sol göğüsümden kaldırıp dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

Ellerini çalışma bölgesinden sırtıma çekerek beni olabilidiğince kendine yasladı. Bu öpüşmenin bir tık ötesi iç içe geçmiş bedenlerdi.