''Güzel şeyler de olur mu bir gün? Kim bilir, belki de olur.
Umut varsa eğer herşey hallolur.''
Umut, en ufak bir umut kırıntısı var mıydı benim için? Bu işin sonunda hala hayatta olacak mıydım. Olsam bile bu kalbim eskisi gibi çarpacak mıydı? Bilmiyorum.
Peki Demir. Bu karanlığından, arkasında bıraktığı enkazlarından sağ çıkabilecek miydi. Ki ben; bir ay bile dayanamamış bütün gücümü kaybetmişken, o kaç yıldır güçlü olmaya çalışıyordu.
Arkasına saklandığı Demir'i çok merak ediyordum. Bu o değildi, biliyordum.
Birşeyleri saklamak için bu karanlık Demir'e bürünüyordu.
Sert, acımasız, duygusuz..
&
Karanlık her yere hakim olmuş, vücudum biraz daha gevşemeye başlamıştı. Saatlerce bu koltukta ona sarılmış bir şekilde yatıyordum.
Tek kelime konuşmuyor, sadece yanyana kenetlenmiş bir şekilde duruyorduk. Saçlarımla oynuyordu. Ah, bunu çok seviyordum. İyice rahatlamamı sağlıyordu.
Sonun da bu sessizliği bozan Demir oldu.
-İsminin anlamı ne?
Rahatlatmak için konuşturmaya çalışıyordu, farkındaydım.
-Kolaylık, anlamına geliyormuş. Büyük annem bir ayette geçtiğini söylüyordu. Hatta ismimi o koymuş.
'Muhakkak her zorlukta bir kolaylık vardır'
Söylediği ayet aklıma geldiğinde içim de bir yerlerin acıdığını hissettim. Onu özlemiştim. Hayatta tek varlığım oydu. Onu kaybetmek hayatım da çok büyük bir etkiye sahip olmuştu. Kolay kolay atlatamamıştım.
-Hiç İsminin anlamını taşımıyorsun dedi. Sesin de ki yorgunluk dikkatimi çekmişti. Sanırım uykusu gelmişti ama uyuyamıyordu.
-Neden? Dedim, kafamı kaldırıp yüzüne baktığım da göz göze geldik. Kızarmış gözleri, duygusuz bakışlarıyla karşı karşıya kaldım.
-İşimi hiç kolaylaştırmıyor daha çok zorlaştırıyorsun,
dedi, gözlerini gözlerimden çekmeyerek.
Sonunda dayanamayarak yattığım yere geri yöneldim. Onunla En fazla bu kadar göz göze durabiliyordum.
-Uras beyi ne zamandır tanıyorsun?
Konuyu dağıtmak için böyle bir soru yöneltmiştim. Aslında merakda etmiyor değildim. Biran cevap vermeyecek sandım ama konuşmaya başladığın da dikkat kesildim. İlk defa bana birşeyler anlatıyordu.
-Çocukluğum sokaklar da geçti. Kimsesizdim. Kesik adında bir adam vardı. Pis işlerinde beni ve ilker'i kullanırdı.
Yine karanlık bir iş çevirirken tanıştım Uras beyle. Benim gözü karalığımı görünce çok etkilendiğini söyledi. Yanına alıp yetiştirmek istedi.
Başta reddettim. Sonra İlker'in de yanımda olmasını istedim. Kabul etti. 14 yaşımdan beri onunla çalışıyorum.
İlk defa bu kadar uzun konuşmuştuk. Bir daha tekrarlanmayacaktı, biliyorum. Ona sıkıca sarıldığım da beni itti. Ne olduğunu anlamadan yanımdan kalkıp yürümeye başladı. Bir ara durup arkasına baktı.
-Bana sakın acıma! Acınacak duruma düşersin!
Diye bağırdı. Çene kasları gerilmiş, gözleri öfke fışkırıyordu.

YOU ARE READING
Sesler - Karanlık Mavi ♣
Teen FictionTamamlandı ✔️ Demir & Yüsra ▶▶ Kaybolmuş Sesler Arasın Da Ki; Sessizliğin Hikayesi ▶▶ Yıkılmaz duvarlarının arkasında ki, Güçlü adam.. Doğru bildiği yoldan ayrılmayan, inatçı bir kız. İç sesleri duyması yüzünden onları bir araya getiren, kusursu...