Iris rahatladığını belli eden bir ses çıkardıktan sonra "Aegnor, buradasın!" dedi. Ardından devam etti. "Seninle acilen konuşmalıyız. Derhal yanıma gel."
Sonra bize bakarak da ekledi: "Siz burada bekleyin."
Lucas itiraza girişecek gibi görünüyordu ama nefesini sertçe dışarı bırakarak bizden uzak bir yere ilerleyen Iris'in arkasından gitti.
Cerelia "Baş üstüne." diye homurdanıp gözlerini sinirle kırpıştırdı.
"Ben bu herife zerre kadar güvenmiyorum." dedi bizden uzakta, Iris'le konuşan Lucas'ı eliyle işaret ederek, Dan.
Miray yüzünü buruşturdu. "Daha düne kadar birlikte savaştığın grup arkadaşın değil miydi?"
"Bize o kadar yalan söylemiş. Resmen oynamış bizimle. Saçmalamayın, ona tekrar mı güveneceğiz?" dedi Bill.
"Ama yalan söylemek için son derece mantıklı bir sebebi varmış." diye diretti, Sara.
Dan omuz silkti. "Sonuçta yalan söyledi."
Dudaklarımı ıslattım ve tedirgin bir ifadeyle konuştum. "Ben de size yalan söyledim. Hatta yalanlar söyledim. Sizlerden birçok şey sakladım. Bana neden hala güveniyorsunuz o zaman?"
"Seninki başkaydı, Aisley." dedi Bill.
"Hepimiz güvenmiyoruz, emin ol." dedi ters bir ifadeyle, Cerelia.
"Bence son derece saçma kararlar veriyorsunuz." dedi Falicia. "Aisley haklı. Ona güvenmeye nasıl devam ediyorsak, Lucas'ı da ayırmamalıyız. Lucas'ın ne kadar zor durumda olduğunu görmüyor musunuz?"
"Aegnor." diye düzeltti onu, Cerelia.
"Ona güvenmeliyiz. Bunu sorgulamamız bile hata." dedim.
Dominic gözlerini hafifçe kısarak yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi ve bana baktı. "Söz konusu güvenmek olunca, Aisley'in ne kadar hevesli olduğunu biliyoruz zaten."
Ah, onun bana bir daha sataşmayacağını düşünerek büyük hata yapmıştım. Ben bile Boreas'ın varlığının yolculuğumuzun geri kalanında hissedilmeyeceğini düşünürken o hala onun üzerinden bana gönderme yapabiliyordu. Ben cevap olarak bir şey diyemeden Lucas ve Iris yanımıza geri döndü. Buzlar Kraliçesi söze başladı.
"Pekala, dinleyin. Benim ülkemde olduğunuzdan dolayı Genivra size bulaşamaz. Ayrıca burada güçlerim çok daha etkili. Sizleri Norveç'e, aurorayı başlatabileceğiniz yere götürebilmek için elimden geleni yapacağım. Bu dağı aşmaya çalışmak çok uzun zamanınızı alır. Ben bir yolunu bulup geri dönene kadar buradan asla ayrılmayın. Sonra sizi bulamam. Anlaştık mı?"
Sonra Lucas'a baktı.
"Hem... Eminim ki bu süreçte konuşacak çok şeyiniz vardır."
"Niye senin dediklerini yapıyoruz ki?" dedi ukalaca bir bakışla gözlerini Iris'e dikerken, Cerelia. İşte şimdi yüksek ihtimalle Iris'in Cerelia'ya büyük bir laf çarpışını izleyecektik. Çünkü Cerelia herkesin gruptakiler gibi uzlaşmacı davranacağını sanıyordu, oysa Iris ona cevap vermekten geri duracak en son kişiydi.
Iris küçümser bir ifadeyle gözlerini kısıp güldü. "Çünkü Buzlar Kraliçesi olan ve yıllardır burada yaşayan benim tatlım, sen değilsin."
Cerelia bozguna uğramış bir halde somurtup kafasını başka yöne çevirdi. Iris ise aniden gözden kayboldu. Geriye beklememiz gereken bir süreç ve Lucas kalmıştı. Büyük karmaşa çıkacağını sezebiliyordum. Ya da tam aksine herkes oldukça sessiz bir tavır sergileyecekti.

YOU ARE READING
AURORA
Science Fiction(Aurora Serisi'nin 1. kitabıdır. Seri iki kitaptan oluşmaktadır.) Özel güçlere sahip 12 insanı başka bir gezegene sürgün etmek ve onları bunun bir sürgün olduğundan haberdar etmemek, işin en kolay kısmıydı. Fakat her şeyin bu kadar karmaşık hale g...