•7• "On Bir Kişi"

40.5K 3.6K 541
                                    

Botlarımın altında ezilen kuru dalların çıkardığı çıtırtılar dışında etrafta hiçbir ses duyulmuyordu ve bu, durumumu olduğundan daha ürkütücü kılıyordu. Dominic ve Lucas kızların koştuğu yöne gitmişti, biz ise Jessie ile birlikte diğer tarafa gidenleri bulacaktık. Olabildiğince sessiz olmaya çalışıyorduk çünkü Cupsy'nin diğer tarafa gitmiş olması başka yaratıklarla karşılaşmayacağımız anlamına gelmiyordu. Tereddütlü bakışlarımı Jessie'ye çevirdim.

"Kuru ağaçların olduğu alana geri döndük. Burası ilk geldiğimiz yer."

Jessie'nin gözleri uzaklarda gezindi ve işaret parmağıyla ilerideki bir noktayı gösterdi. "Uzay gemisi şurada, belki de onun içine sığınmışlardır. Bakmaya değer gibi. Zaten orman meyveleri de içeride."

Onu dinlemiyor değildim ama önceliğim başkaydı. "Sence kapan hala duruyor mudur?" dedim yere eğilirken. Toprak eskisi kadar yumuşak ve düzdü. Metale vuran güneş ışınlarının yardımıyla ilerideki gümüşi parıltıları bir kez daha gördüğümde ayağa kalktım.

"Anlaşılan evet, sapasağlam yerinde duruyor."

Jessie kafasının karıştığını yansıtan bir surat ifadesiyle bana baktı. "Bu nasıl olabilir ki? Saatlerdir buradan tek bir yaratık bile geçmedi mi?"

Düşünceli bir tavırla onu yanıtladım. "Hipnozu düşün, Jessie. Bence onların üzerinde egemenlik kurmuş biri var."

"Olabilir..." dedikten sonra bir süre duraksadı. Sonunda çaresiz bakışları tekrar yüzümü buldu. "Peki ne yapacağız? Yine mi yanmış ağaçlara tırmanacağız?"

Başımı iki yana salladım. "Çok zaman alır, vaktimiz yok."

Bir süre düşündükten sonra yüzüme yayılan kurnaz sırıtışa engel olamadım. "Ama kapana sadece insanlar kıstırılabilir diye bir kural olduğunu sanmıyorum."

Diğerlerine kıyasla daha az hasar almış ağaçlardan birine yönelirken konuşmaya devam ettim.

"Jessie, bir planım var. Gidip Dominic ile Lucas'ı kızların yanına ulaşmadan yakalayabilir misin? Benim burada halletmem gereken birkaç eksiklik var. Onlara sadece şunu söyle: Cupsy'nin bir şekilde buraya yönelmesini sağlamalılar."

Onayladığını belirten bir mırıltı çıkardı ve ekledi: "Peki ya diğerleri?"

Omuz silktim. "Onları sonra buluruz, bence başlarının çaresine bakıyorlardır."

Jessie'nin koşarak benden uzaklaştığını adım seslerini dinleyerek anlamıştım. Gözüme kestirdiğim ağacın tepesine temkinli tutunuşlarla çıkarken bir yandan da etrafı gözetliyordum. İnce bir dala ulaştığımda durdum ve tek ayağımla üzerine bastım. Yerçekimi görevini hızla yerine getirdi ve dal çıtırdayarak aşağıya doğru yol aldı. Toprağa değdiği anda yeşil bir sarmaşık onun etrafını sardı ve içine çekti. Dal parçası toprağın içine gömülürken tahminimin doğru çıkmasına sevindim ve daha üstlere tırmanmaya devam ettim.

Tahminime göre; bu toprak ölü şeyleri kendine çekiyordu. Bunu nasıl tahmin ettiğimi anlayabilmiş sayılmazdım. Sadece... Sadece içimden bir ses öyle yapmamı söylüyor, bilindik ve anlamlandıramadığım bir his bana yol gösteriyordu sanki. Kuru dallar da cansız olduğundan, toprak yere düşürdüğüm dalı sarmaşıklar yardımıyla içine çekmişti. Benimle konuşan her kimse onun planına göre kapana kısıldığımızda ölecektik ve toprak da görevini yerine getirip bizi yok edecekti. Böylelikle kolayca bizden kurtulacaktı. Fakat kendi tuzağına hükmettiği yaratıklardan birinin bu tuzağa düşmesinden ne kadar hoşlanırdı, onu birazdan öğrenecektim.

Daha da üst dallara çıkana kadar tırmanmaya devam ettim. Kalın bir dal gördüğümde durdum ve nefesimi dışarı üfledim, galiba aradığımı bulmuştum. Bu uzun ve kalın dal Cupsy'i en azından sersemletecek kadar iyi bir silahtı. Bileğimdeki gümüş bilekliği incelemeye başladım, mutlaka birkaç fonksiyonu olmalıydı. Deneme yanıma yoluna başvurmakta karar kılarak üzerindeki küçük düğmeciklere teker teker basmaya başladım. İşime yaramasını istiyorsam bu aleti biraz kurcalamam gerekiyordu. İlk düğmeye bastığımda bileklik kolumdan çıkıp bir kılıca dönüştüğünde onu aşağı düşürmemek için büyük çaba sarf etmiştim. Güldüm. Aradığım şeye git gide yaklaşıyor olmalıydım. Bana biraz daha kısa ama dalı kolayca kesmemi sağlayacak bir alet lazımdı. Diğer düğmeye bastığımda aradığımı bulmuştum.

AURORATempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang