Arkadaşlar iş yoğunluğundan dolayı kaç gündür yazamadım. ve hatalarım var ise özür dilerim iyi okumalar
Odadan içeri girdik beyaz ve leylak rengi karışımında ki odaya hayranlıkla baktım. Calib yüzünde belirgin bir gülümseme ile iç geçirdi elimi tutuğu gibi odadan içeriye itti. “ hadi baksana etrafa ?” kaşımın birini kaldırıp munzurca gülümsedim. Dolapların raflarına baktığımda çok güzel elbiseler vardı.
“ calib bu oda çok güzel kimin odası burası ?”
Calib yatağın üstünde bağdaş kurup beni izliyordu “ sorduğun soru mantıklımı tuğçe ?”
“ mantıklı tabi ki “ gülümseyerek cevap verdim. “ hımm bu oda bizim artık.”
Gözleri ışıl ışıldı “ gerçekten mi ?” kafasını salladı. Boynuna sarılacaktım ağırdan aldım kendimi.
“ evet. En azından bir öpücük beklerdim.” Omuz silktim “ çok beklersin.”
“ bak rafın ikinci gözünde ki kapağı kaldır.”
Kapağı çevirdiğimde orta boyda bir kasa buldum “ nedir ki bu ?”
“çok soru sormada şifreyi gir.”
Şaşkınca baktım “ nereden bileceğim şifreyi oynatma da söyle.”
“ baş harflerimizin olduğu sayılar” gülümsedi. Ayağa kalkıp elini beline koydu. “ ne düşünüyorsun tuğçe açsana” mırıldanıp “ baş harfimin kaçıncı sayıda olduğunu hesaplıyorum.” Kaşlarımı çattım o anda kahkaha atıp sıkıca sarıldı “ güzelim bu matematik işlemi değil ki.”
“ Şifre 82608”
“ Hayret Bir şey ya sondaki 08 ne ?”
“ tanıştığımız ay” hayretle baktım calibe kasanın kapağını açtığım da kocaman bir yüzük vardı. Ağzım açıkta inceliyordum.
“ Bu bu çok güzel calib.” Elimde ki yüzüğü alıp parmağıma taktı “ bu senin tek taşın olacak ve sana daha nice güzellerinden alacağım. Yeter ki sen gül.”
“kafana saksımı düştü.”
“ üf iki dakika da sinirimi geri getirme istersen tuğçe.”
“ bu çok pahalı calib ben hiç bu kadar büyük tektaş görmemiştim.”
Pembe rüyada gibiydim. O an kendimi çok kaptırdım calibe öfkem nefretim ülkem bile aklıma gelmedi.
Biraz zaman geçince kendime geldim. “ calib beria seni bekler bu gece onunla ol olur mu ?” ellerini saçıma götürüp okşadı “ peki bu kadar ısrar yeter gideceğim sendeki merhamete dayanamam ben.”
Saçımdan öptü ve odadan çıktı.
“ oh be koca adamı da yolladık odadan rahatladım.”
Üstümü değiştirip uzandım. Yatağın üstüne düşen telefonu fark ettim. Calibin telefonu idi “ oh şifrede yokmuş” telefonun ana temasında benim resmim vardı. İçimde gülümseme oldu hoşuma gitmişti.
Kapı açıldı ve odaya calib girdi yeniden “ yine ne oldu calib.” Yüz hatları gerilmiş biçimde soluğu yanımda aldı “ telefonumu karıştırma işlemi bitti ise alabilir miyim ?” kızarmıştı yanaklarım “ şey yanlış anlaşıldı sadece yatakta buldum du saate baktım.”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irak'ta Bir Türk Gelin
General Fiction"Memleketine giden 18 yaşında bir genç kız ve ummadığı anda kendisini Irak'ta gelin buldu.."Hayatın acımasızlığın da aşkı da bulabilecek miyim ? çektiğim acıların yanın da sevdiğim adama ve ülkeme kavuşabilecek miyim..