Ve nihayetinde düğün bitmişti. Salon çoktan boşalmış ve herkes odalarına çekilmeye başlamıştı. Merdivenlere doğru ilerledim. Biraz yorulmuştum. Tam merdivene adım atıyordum ki selamlıktan erkekler çıkıyordu. Hızlı adımlar ile ilerlmeye çalıştım. Feracemin uzunluğundan ayaklarım dolandı ve olduğum yere çakıldım. Kafamı çevirdiğimde bir grup erkek bana bakıp gülümsüyorlardı. Calib yanlarına vardığında bana baktıklarını görünce sert bakış ile gözleriyle hızla yeri işaret etti. Bu demekti ki “ gözlerini devir.”
Hızlı adımlar ile ilerlediğimde calibi gördüğüm anın hayali belirdi. Sanki birden ona muhtaç gibi hissettim. Onunla konuşmam gerekiyordu. Odamın kapısını arkama bakmadan kapatıp kendimi yatağa attım.
∞
Eh sonunda düğünüm gelmişti. Biraz heyecanlı idim. Beria’yı yalnız bir kere görmüştüm ve bu geceden itibaren hergün görecektim. Bu kadını gördüğüm de evleneceğim tek kız bu olmalı demiştim ve oldu da ama içimde biraz kırık birşeyler sanki eksiklik var. Ne olduğunu bilmiyorum.
Bugun hiç tuğçeyi göremedim. Düğünün bitişi ile kuzenlerin kapıda dikilip güldüklerini gördüm.
“ beyler nedir bu fısıltı?”
Ahmed elini başına vurup gülümseyerek kaş işareti yaptı.
“sence neden acaba ? kim bu kız ?”
“ Çocuklar ayıp lütfen.”
Hassan’ın bile hayranlık ile baktığını gördüm.
Tuğçe başını bize çevirdiğin de. Gözlerini gördüm acı ile bakan gözleri siyah sürmeli yeşil gözlerini.
Gözlerimle başını yere eğmesini söyledim. Hızlıca ilerleyince herşey bitecek sandım.
“ calib bak artık sende başını bağladın. Bu kızı bana ayarlasanız da bende bu güzelle muradıma ersem ?”
“ ahmed sence çok olmadın mı ? “
“ iyi de bu sinir neden ?”
Sinirlenmiştim ama sebebi ne olduğunu bilmiyordum. İyice deliye döneceğim bu baş belası sürekli bana bir sorun yaratmaktan başka bir şey değil.
Ahmedin ensesine bir tokat attım. “ hadi dağılın.”
∞
Kapım birden açıldı ve siyah silüetli biri belirdi. Gözlerimi kamaştırıp bakmaya çalıştığımda birinin kolumdan tutup yere attığını gördüm. Lamba yandı ve kafamı kaldırdığım da calib belirmişti.
Kızgın bakışları ile etrafımda dönüyordu.
“ ne işin vardı senin orada he”
Anlamamıştım ne demek istediğini “ nerede ?”
“ bana bak kızım ben sana ne dedim. Bir daha oralarda görülmeyeceksin demedim mi ?”
Canım yanıyordu. Başımı kaldırıp
“ sanane gidip karına hesap sorsana sen.”
Gözü dönmüştü kolumdan tutup yüzüme tokat atmış ve parmakların sızısını hissediyordum.
“ sabrımı zorluyorsun. Buradan gitmek istiyorsun gitmek için benim karım olmalısın. Aynı zamanda bir daha gözlerini dikip erkeklere bakarsan senin o gözlerini baykuşlara yem ederim.”
Kapıyı çarpıp gittiğinde uykunun yerini hıçkırık ve gözyaşlarım aldı.

YOU ARE READING
Irak'ta Bir Türk Gelin
General Fiction"Memleketine giden 18 yaşında bir genç kız ve ummadığı anda kendisini Irak'ta gelin buldu.."Hayatın acımasızlığın da aşkı da bulabilecek miyim ? çektiğim acıların yanın da sevdiğim adama ve ülkeme kavuşabilecek miyim..