Bir barda çalışıyorsanız;
Kural 1 : asla açık giyinme.
Kural 2: sarkıntılık yapanlara izin verme
Ve Kural 3: hâla sarkıntılık yapıyorsa şişeleri kafasına geçir.
İşte çalıştığım barda güvende olmamın 3 kuralı. Eğer bir barmen olacaksanız, OLMAYIN.
Barmen olacağınıza sokakta çöp toplayın veya ev temizliğine gidin. Çünkü eğer bir barda çalışmaya başladıysanız pisliğe boğazınıza kadar batmışsınız demektir.
"Çekmek istermisin?" Kafamı çevirdiğimde 100 dolara sarılmış beyaz bir tozu burun deliğime dayamış bir ayyaş olduğunu gördüm. Kokaini burnuma dayamış çekmem için zorluyordu resmen. Üstelik birde paraya sarmıştı. Uzattığı eli bileğinden tutup ters çevirdim. Elindeki toz bar tezgahına saçıldığında gözleri öfkeyle açıldı. "Çekmek ister misin?" Dedim elini göstererek. Azgın azgın bakarken tek dudağını yukarı kıvırdı.
"Kural 1: asla açık giyinme, kural 2: sarkıntılık yapanlara izin verme ve kural3: buna rağmen devam ediyorsa.." Diyerek bileğini biraz daha büktüm. "Ee ediyorsa " dedi yayvan bir şekilde. Eline aldığım viski şişesini kafasına vurup tuzla buz etmemle elimdeki bileğinin çatırdaması bir oldu. Harika hem kolunu hem kafasını kırmıştım. Acı içinde inleyip kendini yere attığında sinsice güldüm. Şimdi patrondan bir dünya azar işitecektim ama o itin böyle kıvrandığını görmeye değer. Henüz saat erken olduğu için barda sadece 3 müşteri vardı. Yerde kıvranan ite yaklaşan diğer iki müşteri önce bana sonra o ite baktı. Yere baktıklarında iki adamında gözleri yanıyordu resmen. Arkadan gelen bar güvenlikleri yerde kıvrananı kaldırırlen bana "sen göreceksin." İfadesiyle bakıyorlardı. Diğer iki müşterinin ellerinin titrediğini farkettim. Biri siyah , simsiyah saçlıydı. Diğeri ise, of aman tanrım dedirtecek çekicilikteydi.
Siyah saçlı olan daha fazla titremeye başlayınca sarışın onun kulağına birşeyler fısıldayıp dışarı çıktı.
Titreyen adam bara gelip tam önüme oturdu. "Uyuşturucu krizi mi?" Dediğimde simsiyah gözlerini bana çevirdi. Ağzını birşey demek ister gibi açıp tekrar kapattı. Kafa sallamakla yetinip "uyuşturucu satıcısı mısın yoksa?" Bakışları atıyordu. Bardağa viski koyup ona uzattım. Anlamaz gözlerle bakarken "müessesemizin ikramı" diyerek göz kırptım ama nafile. Yüzündeki mimikler oynamadı. Sanırım sıcak davranmamın bir yararı yoktu. Elimdeki bezle tezgaha saçılan kokaini temizleyip 100 doları cebime attım. Umarım şişe camı beynine batmıştır da geberir köpek.
Siyahlı çocuk aniden ayağa kalkınca elimdeki bezi düşürdüm. Biranda ani hareket yapması beni korkutmuştu. Hızla dışarı koştu ve gözden kayboldu. Ah ne güzel. İnsan bir teşekkür eder ama değil mi?
Bar yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Etrafım yeniden ağzı sulanmış pisliklerle çevrilmişti. Kural 2 yi geçmeye cesaret eden olmamıştı henüz. Zaten bu bara uzun süreli gelen herkes beni bilirdi. Yani bu karanlığa batmış ücra yerde kendime göre bir karizmam vardı.
İzgi Kara.
İsmimde uyuyordu bu ücra yere. Barmen olmak zordur evet. Ama asıl zor olan kadın barmen olmaktır. Sarkan,elleyen birsürü azgın it doludur bar. Ve hiçbirinin kafası ayık değildir. Yediği dayağı hissetmezler bile. Ve burada çalışmanın iyi bir yönüde var.
Günde en az 10 kişiyi dövmek zorunda kalmak. Benim en büyük zevkim bu zaten.
"İzgi. Patron çağırıyor."
Ah işte şimdi bittim. Bir dünya azar işiteceğim şimdi. "Sonra çıkarım ben yanına." Sesim uslu çıkıyordu. Sanki sabah adamın kafasını ve kolunu kıran ben değildim.
"Şimdi." Bar güvenliği -sanırım ismi Akındı yada ben yanlış hatırlıyorum.- bileğimi sıkıca kavrayıp çekmeye başladı. Anlaşılan iş ciddiydi. "Sonra." Dedim kesin bir sesle. Kolumu elinden kurtarmak amaçlı kendimi geri çektim ancak yapabildiğim tek şey kendimi yormaktı. Bir el Akın ın omzunda durunca şaşkınlıkla elin sahibine baktım. Bu az önce titreyen çocuğun yanındaki sarışındı. İnanılmaz karizması ve gerçekliğiyle yanımda duruyordu. Gözleri çok vahşi bakıyordu. Sanki susamış gibiydi. Ama suya değil, kana susamış gibi..
-----
Vote&yorum larınızı bekliyorum :))
