36.Bölüm: Sıcak Kahve & Yanıklar

1.3K 79 105
                                    

Uzuuun bi bölümle mirababaaa x

⭐⭐⭐

"Seni çok seviyorum Harry. Sende beni öyle seviyor musun? Benim seni sevdiğim kadar?" dedim ve ellerimi dövmelerinin üzerinde gezdirdim.

"Hayır." sesi ciddi ve boğuktu. Hayır mı? Elim benim için yaptırdığı dövmede durdu. Ona bakmaya cesaret edemedim.

"Senin beni sevdiğin kadar değil, hayır. Seni, senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum Katherine. Çok daha fazla ve bu beni öldürüyor. Her dakikada yanımda olup sana dokunamamak beni mahvediyor. Sana sahip olamamak beni delirtiyor." diyince başımı kaldırıp gözlerine baktım. Tanrım! Hiçbir zaman böyle düşüneceği aklıma gelmezdi. Beni bu kadar çok sevdiğini hiç düşünmemiştim.

"Ama bana sahipsin Harold." dedim hızlıca.

"Senin düşündüğün gibi değil." dedi ve derin bir nefes alıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. Senin düşündüğün gibi değil. Benim düşündüğüm gibi değil. Bana sahip olmaktan bahsederken onunla birlikte olmamı mı kastediyordu? Tabii ki de ondan bahsediyordu. Neden hep bunu istiyordu? Neden onunla birlikte olmamı bu kadar istiyordu ki?

Harry'nin asla beni incitmeyceğini biliyorum ama ya incitirse? Aklımda bir sürü soru varken Harry'yle konuşup yanlış birşey söylemek istemiyordum.

"Yatmak ister misin? Uykun var mı?" deyince hemen başımı sallayıp hafifçe gülümsedim. Ayağa kalkıp yatağın örtüsünü açtı. Eliyle gelmemi işaret etti. Yatağa yerleştim ve üstümü örtmesine izin verdim.

"Sen nerede yatacaksın?" dedim ve gözlerimi ovuşturdum.

"Tam burada." dedi ve yanıma yattı. Beraber mi yapacaktık? Beraber uyumak mı?

"Beraber mi yatacağız?" dedim endişeyle. Yatağa iyice girdi ve yerleşti. Tanrım, üstü yoktu ve yanımda yatıyordu.

"Uyuyacağız." diyip güldü. Hemen koluna vurdum.

"Bende onu kastettim, aptal." dedim sinirle ve arkamı döndüm. Belimde hissettiğim kolları beni kendisine çekti. Sırtım göğsüne yapışana dek beni kendine çekti. Tenlerimiz arasında benim tişörtümden başka birşey yoktu. Bacakları eşofmanımın açıkta kalan kısımlarına değince ürperdim.

"Uyudun mu?" dedi ve güldü. "Gerçi uyuyan birine göre kalbin çok hızlı atıyor." dedi ve yüzünü boynuma yerleştirdi. Saçları boynumu gıdıklıyordu ve bu da içimde değişik bir his uyandırıyordu.

"Uyumadım tabii ki de Harold." diyince sessizce güldü.

Yüzünü görmek istiyordum. Onun o harika biçimli yüzünü incelemek istiyordum.

"Ama izin verirsen uyuyacağım." diyip yüzünü görmek için bir bahane ürettim ve ona doğru döndüm. Kolları hala belimdeydi.

"Şu anı ne kadardır beklediğimi bilemezsin. Kollarımda seninle uyumayı ne kadar istediğimi bilemezsin." dedi. "Sadece uyuma kısmında dürüst olmamış olabilirim." deyip kıkırdadı.

"Çok alışma Harold. Bu sadece söz verdiğim bir iddia için." dedim ve bilmiş bir tavır takındım.

"Öyle mi dersin? Ama baştan söyleyeyim sende benimle uyumayı özleyeceksin ve yine isteyeceksin." deyince şakadan da olsa onu ittirmeye çalıştım. Tabii kolları belimde sarılı bir halde olduğu için beni kendine daha çok çekince çıplak göğsüne başımı yasladım. Daha fazla savaşmayı istemedim çünkü onu bende istiyordum. Yanımda olmasını, güvende olduğumu hissetirmesini istiyordum. Sarıldım. Kollarımı çıplak vücuduna sardım ve uykunun benim için geldiğini anladım. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Harry'nin bana birşeyler mırıldandığını duydum.

Best Thing I Never Had »» HSWhere stories live. Discover now