Alaz hızla yanından uzaklaşan genç kıza baktı. Belki bırakması gerekiyordu kızı ama yapamadı. Birkaç büyük adım atıp kızı kolundan yakaladı ve kendine çevirdi.
Gökyüzünü andıran gözlerinde çakan şimşekleri gördüğünde Alaz'ın nefesi kesildi.
'Bıraksa...
Boşuna demiyorlar evim evim güzel evim diye. Sonunda evimize döndüğümüz için gerçekten mutluydum. Sabah erken saatte topluca uçağa doluşup döndük. Antalya da sadece Cavidan teyze ve Agah bey kalmıştı. Zaten onlar Bodrum da yaşıyorlarmış.
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
İndiğimizde Balın ve Defne çok sevgili hödükleriyle direk şirkete gittiler. Yalın ve Emre de evlerine dağıldılar. Sevgili arkadaşım Duru da beni bırakıp alışverişe gitti. Bu kızın alışveriş aşkı beni yedi bitirdi.
Zaten yok boyunca Alaz ve Yalın arasında sıkışıp kaldım! Bildiğiniz ikisi benim üzerimden sidik yarıştırdılar. Onlar yüzünden uçağın düşmesini bile diledim. Hayır yani bir insana bu kadar yüklenilmez ki. Hoş Yalın ona patladığımdan beri bana karşı ağzını açmıyordu.
Açmasındı da bir zahmet. Ama Alaz dur durak bilmiyor. O kadar insanın içinde bile imalarda bulunmaktan kaçınmadı. Allah'tan herkesin başı iş yüzünden kalabalıktı da fark edilmedi. En son kurtulmak için zorla uyudum.
Odamda şarjda olan telefonumun sesi geldiğinde oturduğum yerden kalktım. Kesin Duru alışverişe çağıracaktı. Telefonu elime aldığımda gördüğüm isim ile gerildim. İnatla çalan telefona bir süre baktıktan sonra derin bir nefes alıp;
"Efendim." Diye açtım telefonu.
"Gece nasılsın?" Gözlerimi devirdim.
Gerçekten mi? Kaç zamandır konuşmuyoruz? Bir ay mı? Bir sene mi? Sadece kuru bir nasılsın mı?
"İyiyim anne." İmayla cevap verdiğimde aramızda bir sessizlik oluştu.
"Sana bir şey söyleyeceğim."
"Dinliyorum."
"İstanbul da yapılacak çok büyük bir resim sergisi var. Bir çok ülkeden katılım olacak. Enim resimlerimde o sergide." Deyip sustu.
"Yani?"
"Yani biz İstanbul'a geleceğiz. Karşılaşmak istemediğim için önden haber vermek istedim." Bir insan bir insanı kaç kere yıkabilir?
Bu sorunun cevabını sözde annem olan kadına sorun!
"Merak etme yüzümü bile görmeyeceksiniz!" Deyip telefonu yüzüne kapattım.
Gözlerimden yaşlar boşalmaya başlayınca olduğum yere çöktüm. Sırtımı yatağa dayayıp bacaklarımı kendime çektim ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Yoruldum ben artık ya. Çok yoruldum!
"LANET OLSUN! BEN SİZE NE YAPTIM HE NE YAPTIM?" Avazım çıktığı kadar bağırdım.
Boğazlarım bile acımıştı. Ama ne bir cevap geldi ne de rahatladım.