( Yazar'dan )
( 1 hafta sonra )
Sabahın erken saatleri idi. Defne ile Ömer uyuyorlardı. Defne Ömere sırtını dönmüştü. Ömer ona arkasından sarılıp ona yapışmıştır. Bir eli Defnenin boynunun altından geçiyordu, diğer eli ise karnının üzerinden. Defnenin bir eli Ömerin avucunun içinde idi. Karnının üzerindeki kolun üstüne kendi elini koymuştu. Saçları Ömerin sakallarına karışmıştı. Tenleri birbirlerine değiyordu. Hafif bir çarşaf vardı üstlerinde.
Ömer derin bir nefes alıp gözlerini araladı. Gülümsedi ve Defnenin sırtına bir öpücük bıraktı. Karnını okşayıp kendine daha da çekmişti. Avucunun içinde ki parmakları kendi parmaklarını doladı. Derin bir nefes alıp kızıl saçların kokusunu içine çekti.
Defne biraz kıpırdanıp gözlerini açtı. Kocasının sıcacık koynunu hissedince gülümsedi. Karnında ki eli kaldırıp ufak bir öpücük kondurdu. Ömer burnunu Defnenin sırtına sürttü.
Ö: Günaydın.
Diye fısıldadı gülümserken. Defne Ömere doğru döndü ve ellerini boynuna doladı. Burunları birbirlerine değiyordu.
D: Günaydın.
Ömer Defneyi belinden çekip kendine yapıştırdı. Defnenin gözleri büyüdü. Çarşafı biraz kaldırıp baktı. Sonra hemen kapatıp daha da çekti.
D: Biz böyle mi uyumuşuz ya?
Ömer güldü.
Ö: Bilmem böyle mi uyumuşuz? Bir daha bak istersen.
D: Ömer! Dalga geçme.
Ömer Defnenin burnuna bir öpücük bıraktı.
Ö: Seviyorum bu hallerini.
Deyip Defnenin dudaklarını öpmeye başladı. Defne gevşeyip o da karşılık vermeye başldı. Defnenin alarmı çaldı. Ömer oflayıp kendini yatağın diğer tarafına attı.
Ö: Allah aşkına bu neyin alarmı Defne?
Defne telefona uzanıp Ömere gösterdi.
"HEYKELCİĞİMİN İLAÇLARI ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !"
Ö: Bu ne Defne yaaa?! Bir de iki saat uraşmışsın.
Defne kalkıp oturdu. Çarşaf düşmüştü ve Ömer göğüslere kitlenmişti.
D: Öyle deme Ömer ya. Günde üç defa çalıyor bu alarm. Ömer. Ömer diyorum ya. Öm-
Ömer bakıp bakıp yutkunuyordu. Defne çarşafı çekip kendini sardı.
D: Ömer kalk ilaçları iç hadi.
Ö: Ha? Efendim?
D: Ya ben burada ilaç diyorum günde üç defa çalıyor diyorum adamın umrunda değil ya.
Ö: Haa sen o yüzden beni hep ilaçlarımı içitikten sonra arıyorsun. Bir de ağızımı arıyorusun napıyorsun bir şey yedin mi içtin mi diye.
D: Ben unutabiliirsin diye şey yapıyordum.
Ö: E o zaman ben aklımda tutumayayım sen beni ararsın zaten.
D: Ömeeeer. Deme öyle ben senin iyiliğin için heykelciğim.
Ömer güldü. "Heykelciğim" hoşuna gitmişti.
Ö: Tamam tamam bir şey demedim.
D: Ama sen yine de kalkıp içlarını iç.
Ö: Of of.
Yatakatan kalkıp altına bir şort geçirdi ve aşağı indi. Defne de arkasından söylenmeye başladı.
D: Oflama oflama. Allah Allah ya. Adama bak biz burda onu düşünelim o oflas-
Ömer başını kapıdan soktu. Defne hemen sustu ve gülümsedi.
D: Efendim heykelciğim.
Ö: Duyuyorum Defne.
Defne dişlerini göstererek güldü ve bir öpücük yolladı.
***
Kahvaltıya oturmuşlardı.
Ö: Defne yarın bayramda bizim kuruma gidicez. Kurbanı oraya bağışlayacağız. Belki çocuklarla biraz vakit geçiririz ha?
D: Olur. Hatta çok güzel olur.
SE: Kurban mı?
Ö: Evet. Kurban keseceğiz ya?
SE: BİZ Mİ KESECEĞİZ?
Ö: Yok yok kasap kesecek.
SE: KASAP NİYE HAYVANI KESİYOR YA?
Ö: Yok biz anlaşamayacağız bu konuda.
SE: Kesmesinler anneeeee.
D: Tamam oğlum tamam kesmeyecekler.
SE: Ama biz yinede gidelim arkadaşlarımın yanına.
Ö: Gidicez oraya. Hem tadilat daha yeni bitti bakalım nasıl olmuş.
Kahvaltıdan sonra toparlanıp şirkete gittiler. Defnenin toplantısı olduğu için Rüya Ömerin yanında idi.
Ö: Benim prensesim çok mu güzelmiş? Babasını da çok mu severmiş?
Deyip Rüyanına boynunu öptü. Rüya da gıdıklanıp kahakahalarla gülüdü.
Ö: Senin bu gülmelerin beni eritiyor ama onu ne yapacağız?
Ömer etrafa bakındı.
Ö: Ooouuu benim kızım bir şeyler yapmış. Dur bakayım senin çantan nerede?
Ömer çantayı alıp ikili koltuğa Rüyayı yatırdı. Altını değiştirmeye başladığında içeri Serkan ve Melis girdi. Ömerin başına dikildiler.
SE: Baba yarın Melis de bizim ile gelsin mi?
Ö: Nereye oğlum?
SE: Diğer çocukların yanına.
Ö: Melis istiyor diye geliyor di'mi oğlum sen onu zorlamıyorsun?
SE: Tabi ki kendisi istiyor diye geliyor. Ben ona dedim ki "İstersen bizim ile gel. Nolursun gel. Bak çok eğlenceli. Gelmezsen pişman olursun valla bak." dedim.
Ö: Hiç zorlamamışsın afferin. Tamam gelsin. Ben Sinana söyleyeceğim.
SE: OHA.
Ö: Noldu Serkan niye bağırıyorsun?
SE: Baba Rüya defoluymuş ya.
Ö: Tövbe de Serkan neresi defolu çocuğun? Maşallah güzeller güzeli tatlılar tatlısı bir kızım var benim.
SE: Baba vücudunda eksik parçalar var. Defolu işte.
ME: Serkan neyi var Rüyanın? Neresi eksik?
SE: Baba baksana. Bazı şeyler yok. Bu çocuk nereden tuvalet işini görüyor?
ME: Görüldüğü yerden. Ya ben anlamadım noluyor?
SE: Çocuğun şeyi yok ya.
ME: Neyi ya?
SE: Kız? Yoksa sen de mi defolusun? Ben miyim yoksa? Baba noluyor ya?
Ö: Hiç bir defoluluk yok çocuklar. Aaaa. Kimse defolu değil.
SE: Ama baba-
Ö: Serkan tamam oğlum. Allah Allah ya. Onlar kız sen erkeksin.
SE: Ne fark eder ki?
Ö: İşte senin bu defo dediğin ikinizin arasında fark.
SE: Ya ben tek fark uzun-kısa saç diye düşünüyordum.
Ö: Babacım sen biraz daha büyü zaten kendin anlayacaksın farkı.
SE: Sen o yüzden doktora kızdın. O şeyi nerede görüp de erkek dedin demiştin. Şimdi anlıyorum.
Ö: Serkan tamam oğlum kurcalama artık. Ayıp.
SE: Özür dilerim.
Ö: Özür dileme evladım. Ayıp olduğunu bil yeter.
SE: Tamam.
Ö: Ver bir öpücük bakayım.
Deyip yanağını uzattı. Serkan da öptü. Sonra Melise doğru döndü.
SE: Ayıpmış Melis tamam mı? Öyle lastik gibi uzatıyorsun ama sen.
Ömer kahkaha attı.
ME: Serkan yaaa.
Deyip o da güldü.
SE: Bazen fazla saf oluyorum galiba.
Ö: Saflığın tam da olması gereken gibi. Fazla akıl yerinde değil.
SE: Nasıl yani geri zeka mı olmam lazım?
Ömer güldü.
Ö: Büyü-
SE: Dur Allah aşkına ben söyleyeyim. "Büyüyünce anlarsın". Yani anlarım.
Ö: Aynen öyle.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhabalar.
Gecikmemin sebebi moralman yada psikolojik -her neyse- hafif bir düşüş (depresyonda olabilir aslında) yaşamış olabilirim. Ama toparlandım artık ve bölümler yazmaya hazırım. Fazla uzatmak istemedim bu bölümü. Bayramı yazmayacağım.
Bügün 3 Eylül ve Serkanın doğum günü. Onu yazmam lazımdı ama hemen oraya atlamak istemedim. Bu bölümü uzatmama sebebim de bu. Yarınki bölümde bugünü yazacağım.
Biraz karışık anlattım durumları. Ya da bana öyle geldi. Her neyse.
Tatili belki flashback ile anlatırım.
Yb yarın gelecek.
Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum