𝐻𝐴𝑅𝑅𝑌 𝑃𝑂𝑇𝑇𝐸𝑅 𝑉𝐸 𝐾𝐼𝑍𝐼𝐿 𝐾𝐴𝐻𝐼̇𝑁 | ❝ Seni sevmekle nefes almak arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım, son nefesimi seni sevdiğimi söylemek için kullanırdım. ❞
'𝐖𝐚𝐭𝐭𝐩𝐚𝐝𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐬𝐓𝐑' 𝐨𝐤𝐮𝐦𝐚 𝐥𝐢𝐬𝐭𝐞𝐬𝐢𝐧𝐝𝐞
...
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
✯★✯
Uyandığımda dışarıda yağan yağmurun cama çarpma sesini gayet net duyuyordum, odamız sessizdi. Diğer kızlar uyanmış değildi ve bu daha iyiydi. Sabah sabah onların sesi hiç geçilmiyordu. Yataktan kalktığımda, bugün yapılacak dönemin ilk Quidditch maçı aklıma geldi ve bir an endişelendim. Ya Sirius sözümü dinlemeyip de gelirse?
Üzerimi değiştirip yanıma aldığım şemsiyeyle merdivenlerden indim. Kahvaltı saati gelmiş olmalı diye düşünüp yalnız başıma portre deliğine yöneldim. "Dur ve dövüş, seni uyuz köpek!" diye haykırdı Sir Cadogan.
"Of, kapa çeneni," dedim esneyerek. Açtım ve çok uykum vardı. En sonunda Büyük Salon'a geldiğimde, saatin daha erken olduğunu yeni fark edebildim. Gryffindor masasında kendi yerime geçecekken, yulaf yapası yiyen Harry'nin önünde duraklayıp, tüm bedenimi ona doğru çevirdim.
"Günaydın, Potter." dediğimde bir an yüzü kızardı ve gözleri büyürken öksürmeye başladı. Tek kaşımı kaldırıp ona bakarken hızla su içip kendine geldi. Sanki onunla konuştuğuma inanamıyor gibiydi. "G-günaydın, Marie."
"Hufflepuff demek, ha?" diye sordum. "Yenebilceğinize inanıyor musun?"
"Sen inanmıyor musun?" dedi bir an da kaşlarını çatıp kuşkulanarak.
"Cedric güçlü biri," dediğimde çatabiliyorsa kaşlarını daha da çattı. "Evet güçlü, yapılı ve oldukça yetenekli. Akıllı ve suskun."
"Suskun olmasının tek sebebi, iki kelimeyi bir araya getiremeyecek kadar kalın kafalı olması," dedi Harry, sabrı tükenerek. "Niye endişeleniyorsun bilmiyorum, Marie, Hufflepuff çantada keklik. Onlarla son maçımızda Snitch'i beş dakikada falan yakalamıştım, haberin var mı senin?"
"Cedric çok güçlü bir takım kurdu," dedim, az önce bir anda bana parlamasının şaşkınlığı üzerimdeydi. "Üstelik harika bir Arayıcı."
"O zaman sen daha Arayıcı görmemişsin." dedi sinirle, ağzımdan bir 'hıh' çıkarıp, gözlerimi devirerek masada bir yere oturdum. Daha önce Arayıcı görmemişmişim, nereden geliyor bu ego?