*Keyifli okumalarr
SERKANTelefon hâlen elimdeydi!
Ahmet:Serkan!
Serkan:İsmimi nerden biliyorsunuz?
Ahmet:Sen benimki nerden biliyorsun?
Serkan:Sey...Eylül o anlatmıştı.
Ahmet:Eylül nasıl o iyi mi?
Serkan:O sizi öldü olarak biliyor neden bunu yaptınız ona?
Ahmet:Bunları yüz yüze konusalım evlat ayrıca Eylül'e bahsetme onunla hemen karşılaşmak istemiyorum.
Serkan:Peki tamam.
Ahmet:Şu Boğazda ki Seras Cafeyi biliyorsundur.
Serkan:Biliyorum ne zaman?
Ahmet:Yarım saat sonra.
Serkan:Tamam.detip kapattım.Telefonu cebe attım.
Nazan:Serkan nereye oğlum?
Serkan:İşim çıktı.
Nazan:Geç mi geleceksin?
Tevfik:Bir sorun mu var?
Serkan:Hayır ya gelirim ben.deyip arabanın anahtarını alıp çıktım ve arabaya bindim.Eylül...ona zarar gelmesin istemiyordum!Babası nasıl biri ki!Ben bunları düşünürken geldiğimi fark ettim ve arabayı park edip indim.Boş bir masaya geçip oturdum.2-3 dk sonra karşıma bir adam oturdu.Siyahla karışık beyaz saçları,orta boy ve hafif kilolu idi.
Ahmet:Serkan?
Serkan:Buyrun lütfen.
Ahmet:Kızımın sevdiğide sensin demek.
Serkan:Eylül sizi öldü biliyor ve çok acı cekti.Bilmediğinlz şeyler var.
Ahmet:Ne gibi?
Serkan:Bunları ben size an-bir saniye telefona bakmam lazım.
Ahmet:Tabi.
Serkan:Efendim Eylül.
Eylül:Aşkım nasılsın?Seni çook özledim ya bulusalım mı?
Serkan:Canım ben seni birazdan arayacağım.
Eylül:Serkan ne oldu?Birşey mi var?
Serkan:Yok yok canım sen merak etme tamam mı?
Eylül:Peki.Seni seviyorum
Serkan:Bende seni çok seviyorum.diyerek kapattım.Ahmet Bey bana gülümseyerek baktı.
Ahmet:Eylül mü?
Serkan:Evet o idi.
Ahmet:Bak Serkan ben seni ve kızımı uzun zamandır takip ediyordum.
Serkan:Eylül'e zarar vermeyin o çok kırılgan.
Ahmet:Hâlâ aynı evde mi yaşıyorlar?
Serkann:Ahmet Bey ben bunları sizinle paylaşmam ki Eylül' e de bunu söylerim.
Ahmet:Sana güvenmek istiyordum evlat.
Serkan:Lütfen benl Eylül ile sınav etmeyin.
Ahmet:Tevfik nasıl?
Serkan:Babam...babamı nereden tanıyorsunuz?
Ahmet:Sizin evde ismim hiç geçmedi mi evlat?
Serkan:Hayır.
Ahmet:Bak Serkan ben babanın şirketinide ortağım yani küçükte olsa blr hissem var.
Serkan:Siz ne diyorsunuz?
