Aslhnyks ,karainci, yazarlarhersey, unbrokengirl96, SeviMli1YazaR adlı kişilere ithafen❤
Elimde ki kar küresi ile dışarı fırlamamla birlikte, ince ince yağan karı gördüğümde fazlasıyla mutlu olmuştum. Kar bende hep güzel olan şeyleri çağrıştırırdı; masumiyet, beyaz, pamuk gibi.
Tolga'nın evine doğru hızlı bir şekilde yürümeye başlamıştım ki, aniden bir arabanın önüme çıkıp, yolumu kesmesiyle sinirle sürücü koltuğunda ki kişiye baktım.
Kurabiyeler aşkına az kalsın eziliyordum!
Sürücü koltuğundan bana hafif bir gülümseme ile bakan kişi ise; Tolga'dan başkası değildi!
Tolga beni baştan ayağa incelerken, garip bir şekilde utanmıştım. Ayrıca saçlarımı ilk defa açık gördüğü içinde refleks olarak elim saçlarıma gitmişti.
Bir elim saçımda, utançla kafamı yere eğerek; 'Merhaba komşu." dedim. Ee hadi ama, zamanında bu adama pencereden 'salak' diye bağırmış kızdım ben. Niye utanıyorum ki? Hemde adam önümü eşkiya gibi kesmişken, şu durumda 'merhaba' diyordum. Kendine gel Öykü!
Hafifçe gülümseyip, yanağında ki gamze belirirken, dikkatim fazlasıyla dağılmıştı lakin alık alık bakmak yerine aklımı başıma devşirip "Ne yapıyorsun sen?" diye sordum.
O sırada gecenin karanlığını yaran ve adeta gökyüzünde raks eden rengarenk desenler tüm gökyüzünü büyük bir gürültüyle ışıl ışıl yaparken, saatin gece yarısı olduğunu ve yılbaşına girdiğimizi gösteriyordu.
"Saat 12 Külkedisi. Bence bu araba balkabağına dönüşmeden binsen iyi edersin."
Şimdi kabul edelim ki, komik değildi! Bence ben modern Külkedisi olarak ayağımda ki topuklunun tekini düşürmek yerine, elime alıp Tolga'nın kafasına fırlatmalıydım!
Gözlerimi devirerek, arabanın önünden hızlı adımlarla geçtim ve şoför koltuğunun yanında ki koltuğa kuruldum. Bu karda incecik bir şekilde dışarı çıktığım içinde üşümeye başlamıştım.
Aniden arka koltuktan çıkan ıslak ve tüylü bir şeyle birlikte arabada bir çığlık atıverdim.
Dehşetle arkama dönmemle birlikte en son Joe'nin koca dilinin yüzüme doğru geldiğini görmüştüm! Sonrası ıslak bir karanlıktan ibaretti... Joe kendine has ıslak öpücüklü selamını çakıp, arka koltuktaki şekerlemesine devam ederken, Tolga hala gülmeye devam ediyordu.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum merakla. Tabii bunu sorarken cevabın bu kadar net olacağını düşünememiştim!
"Bolu'ya."
"Ne?!" diyerek tekrar bir çığlık attım. "Şaka yapıyor olmalısın! Yanımda cep telefonumdan ve kar küremden başka hiç bir şey yok! Yarın akşam üstü şirkete uğramam gerekiyor! Eğer yeni işimden de kovulursam, sokakta kalacağım!" dedim sıkıntıyla camdan bakarken. Aras Bey iyi bir adamdı ama henüz şu ismini herkesten sır gibi gizleyen gerçek patronumla tanışmamıştım. Belki de o resmi tatil filan dinlemeden, beni direk kovabilirdi. Hayır riske atamazdım!
"Bak gerçekten yarın işe gitmem lazım yoksa kovulacağım diyorum?"
"Seni kovabileceklerini sanmıyorum da neyse... Şirket değiştirme kararı da nerden çıktı? En son o şirketten ayrılmayacağını hatta Bora'dan hoşlandığını bile söylemiştin." dedi, özellikle son cümleyi dalga geçer gibi vurgulamıştı.
"Bora sandığım gibi biri değilmiş, tıpkı söylediğin gibi gerçek yüzünü..." O anda jetonum düştüğünde gözlerim irice açıldı. "Sen nereden biliyordun? Bora'yı tanımadığını söylemiştin."

ESTÁS LEYENDO
1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek Avcısı
Chick-Lit#1 in Genç Kız Edebiyatı 6.11.2015 ©Tüm Hakları Saklıdır. Bir kadın kendini değiştirmek istediğinde, ona engel olabilecek hiçbir yemek yoktur. Öykü, hayatını zorlaştıracak her şeye sahipti. Çalıştığı dergide gıcık bir müdire √ İnsanın dikkatini dağı...