Mina'dan
Gözlerine anlamsız anlamsız bakarken ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Ben her zaman kendi halimde yaşayan bir insan olmuştum neden böyle bir hayat yaşıyordum hiçbir fikrim yoktu.
"Korkuyorum" dedim fısıltı ile.
"Korkma " dedi. Sonra mutfağa yönelirken "Hadi gel bir şeyler yiyelim acıkmışsındır." dedi. İşte o anda sinirlerim zıpladı. Bu çocuk benimle dalga mı geçiyordu? Bu ne hadsizlikti? Nasıl bu kadar rahat davranabiliyordu?
"Ya sen ne yaptığını sanıyorsun? Benden ne istiyorsun? Allah kahretsin ya " diye bağırıp elime geçen eşyaları fırlatıyordum ki beni kolumdan tutup yukarı kata sürüklemeye başladı. O kadar sıkı tutuyordu ki kesin mosmor olacaktı. Uyandığım odaya resmen fırlattı öküz nolucak! "Madem canın yemek yemek istemiyor o halde cezalısın uslu dur " deyip kapıyı üstüme kilitleyip çıktı. Bu adam kesinlikle hastaydı kendi babam bile ana böyle davranmamıştı.
Şuan kendimi o kadar aciz hissediyordum ki gözyaşlarım istemsiz akıyordu. Yatağa geçip yorganı sımsıkı kavradıktan sonra sessizce ağlamaya başladım.
~~
Sabah gözlerimi açtığımda kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki huysuzca kıpırdandım sabah sabah okul hiç çekilmeyecekti diye düşünürken aklıma dank etti burası benim evim değildi üstüne üstlük bir psikopat tarafından kaçırılmıştım. Hayatıma lanet ederek yataktan kalktım banyoya gidip kısa bir duşa girdim aslında hiç tanımadığım bir adamın evinde duşa girmezdim asla, ama o kadar berbat görünüyordum ki bu duşa ihtiyacım vardı. Acele acele duşumu aldıktan sonra üstümü giyecektim ama kıyafetlerim çok kirlenmişti en azından üstüme gidebileceğim bir şeyler lazımdı derken aklıma odadaki dolap geldi. Dolabı açtığımda şok oldum. Bu kadar kıyafet sadece bir adam, vay canına deyip karıştırmaya başladım. Eskiden beri hep Berkayın tişört ve hırkalarını çalardım ondan, Berkayla bu adam bir değildi ama mecburdum bir tişört ve bir tane hırka aldıktan sonra dolabı kapattım. Pantolonumun üstüne giydikten sonra saçlarımı kuruttum. İşlerim bitince pencereden dışarıya baktım, dün karar vermiştim ne olursa olsun buradan kurtulacaktım. Tabi pencereye bakınca biraz umudum azaldı hatta hiç kalmadı, bu kadar koruma neydi ya? Bu kadar adam varsa bu Kaan denen öküz hayvanı çok önemliydi ya da tehlikeliydi.
Zaten Berkayı dövdüğü fikri aklıma geldikçe sinir oluyordum onun yüzünden İzmire taşınmıştım. Bu odada daha fazla kalamazdım çok siyahtı boguluyordum sanki. Aşağı inmeye karar verdim biraz düşünüp bir plan yapıp öyle kaçacaktım buradan. Aşağı indiğimde salonda yoktu. Acaba nerde diye etrafıma bakarken merdivenlerden ayak seslerini duydum. Yine siyah giyinmişti zaten dolabındakilerde hep siyahtı. Beni iyice süzdükten sonra "Yakışmış" dedi ve koltuğa oturdu alaycı gülümsemesini takınarak.
Gözlerimi sinirle devirdim "Kıyafetlerim kirlenmişti " dedim ve bende oturdum.
"Bugün gece11 de yola çıkıyoruz" dedikten sonra ayağa kalkıp "Yapacak işlerim var akşama gelirim, sakın boyundan büyük işlere kalkışma prenses tamam mı? deyip montunu giydi. " Emrin olur öküz hayvanı " deyip sinirle yumruklarımı sıktım. Ona laf atmama şaşırmış gibi bakarak evden çıktı. Yalnız kalmıştım tabi kapının önünde etten duvar örmüş yüzlerce izbandutla.
Bende Minaysam ne yapıp ne edip buradan kurtulmalıydım.
IŞIL'DAN
Tüm gün ruh gibi dolanmıştım, derslere girip çıkmıştım ve hiç yakışıklı erkek kesmemiştim. Minasız hayat o kadar berbattı ki. Onunla olsa ne kadar eğlenirdik. Eve dönerken bile onu düşünüyordum yeni okulunu sevdi mi, ailesi kızdı mı, Berkayı döven adamdan haber var mı , beni özledi mi.. Kafamda yüzlerce soru vardı, Minayla konuşmam lazımdı. Öğlen bir kere aramıştım ama açan olmamıştı. Eve gidince yine arayacaktım. Burda onu ne kadar merak ettiğimi tahmin edebilirdi neden aramıyordu? derken eve geldim, yemek falan yedikten sonra telefonum çalmaya başladı. Ah sonunda derken koşarak telefonu elime aldım ama arayan Mina değil annesiydi. "Alo" dedim ve Emel Teyze ağlayarak konuşmaya başladı: " Işıl evladım, Mina senin yanında değil mi? dedi. "Yoo hayır Emel teyze hiç konuşmadık bile bugün noldu? " dedim. "Saat kaç oldu hala eve gelmedi telefonlarını açmiyor bak eğer gizliden geldiyse lütfen söyle içimiz rahat etsin en azından evladım " dedi. Sanki başımdan kaynar sular dökülmüştü. "Emel teyze nasıl gelmedi Allah aşkına polise haber verdiniz mi ?" diye bağırmaya başladım.
Emel teyzenin ağlama sesleri geliyordu ki telefon kapandı. Hemen Berkayla Alpe haber verdim arabaya atladık İzmire doğru yol almaya başladık.
Berkay o kadar hızlı araba kullanıyordu ki bir yandan da söyleniyordu "Biliyordum o herif yaptı bunu tekin değildi Minaya zarar verecekler " diyordu. En son dayanamadım bağırmaya başladım: " Kimse ona zarar vermeyecek Berkay, kesin telefonu bozulmuştur, ona hic birşey olmadı anladın mı beni? " dedim. Berkaydan çok kendimi ikna etmeye çalışarak. Neyse ki susmuştu artık sessizce İzmire doğru yol alıyorduk. Lütfen Allahım ona bi şey olmasın diye yalvarıyordum arada.
BERKAYDAN,
Saatlerdir karakolda Minadan bir haber gelmesini bekliyorduk. İzmire gelir gelmez Minanin anne ve babasının yanına gittik. Perişan haldeydiler. Tabi kim olsa bu halde olurdu. Emel teyze ayakta zor duruyordu. Geldiğimizde beraber karakola gitmiş orda bekliyorduk. Aklım almıyordu Minanın burada daha güvenli olabileceğini düşünmüştüm aptallık etmişim. Minanın kaçırıldığına emindim ama bunu Minanın ailesinin yanında nasıl söyleyebilirdim? Hepten mahvolurlardı. Kafayı yemek üzereydim Minaya birşey olursa kendimi asla affetmezdim.
MİNADAN,
Saatlerdir bu evde dolanıp duruyordum ama hala geçerli bir plan yapamamıştım. Her yerde o kadar çok izbandut vardı ki işim çok zordu. Bu dengesiz Kaan denen adam her an gelebilirdi hazır burada yokken acil bir şeyler yapmam lazımdı.
Derin bir nefes alıp evin dış kapısını açtım. Hemen açtığım gibi kapıdaki korumalardan biri gelip: "Efendim, Kaan Bey dışarı çıkmamanız konusunda bizi bizzat uyardı lütfen içeriye girer misiniz? "
dedi. " Ya ben içeride çok sıkıldım hava alacağım biraz hem bakın sadece bahçede oturacağım lütfenn" dedim tüm şirinliğimi kullanarak. Herhalde saf olduğuma inandı ve "Peki efendim" deyip eski yerine gitti. Şimdi işin zor kısmı başlıyordu işte. Biraz bahçede oturup zaman geçirdim hem de planımı uygulamak için güç depoluyordum. Biraz zaman geçtikten sonra ayağa kalkıp düşmüş numarası yaparak " Ahhhh bacağımm " diye bağırmaya başladım inandırıcı olmasını umarak. İzbandutlardan birkaçı gelerek tepemde dikildiler "İyi misiniz Mina Hanım? " dedi içlerinden biri.
"Ahh bacağım çok acıyor ahh hastaneye götürün beni " diye yalvarmaya başladım. " Kaan Beyi arayalım" dedi birisi. Planımın suya düşmemesi için "Arabada ararsınız hadi beni hastaneye götürün ahh" diye bağırmaya başladım. Daha sonra içlerinden birisi beni kucaklayıp arabaya doğru götürdü arabanın kapısını açıp beni oturtacaktı ki kucağından hoplayıp tekmemi atıp kaçmaya başladım. Tüm hızımla koşmaya başladım bir ara arkamdan geliyorlar mı diye arkama baktığımda sert bir şeye tosladım. Kafamı çevirip baktığımda karşımda duran kişiyi görünce şok geçirdim. Bu olamazdı. "Hayır ya" diye mırıldandığımda Kaan öküzü tam karşımda duruyordu.
"Ne oluyor burda! " diye kükreyince olduğum yerde kalakaldım. İşte şimdi bitmiştim!
İşte yeni bölüm! Elimden geldiğince uzun bölüm yazmaya çalıştım umarım begenirsiniz hepinizi kocaman öpüyorum vote ve yorum yapmayı unutmayın.
Bu arada yeni yayınlamaya başladığım hikayeyi okuyup fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Yeni hikayeye her cumartesi bölüm eklenecektir bilginize ;D
Not: Telefondan yazıyorum yazım hataları malesef oluyor kusura bakmayın .

CZYTASZ
Biri Beni Kaçırdı (Bir Mafya Hikayesi)
Dla nastolatkówÜniversitenin güzel olacağını düşünüyordum özellikle lisede ailemin baskısından sonra onlardan ayrı kalmanın muhteşemliğini düşünürdüm ta ki salağın biri beni kaçırıncaya kadar ... ×Bir Kutsal Mandalina ve Kutsal Ispanak yapımı.×