“Kalbinize sıkılan bir el ateş sizi öldürebilir mi?  Peki ya aynı yerden iki kez yaralanırsanız?       Bu da mı yetmedi?       Sizi mi kıracağız, nasıl olsa bizim kurşunumuz bol, üç olsun , dört, beş... " dediler kıza.       Kurşunları yılan gibi kalbine süzülen ve saf nefret kokan cümlelerdi. Yalnızca... sormadılar bu kadar yeter mi diye. Sorsalar yine de yetmez derdi. Çünkü anlamaya başlıyordu artık onları; ruhunda onların nefret tomurcuklarını taşıyordu. O  hiç birşeye değmezdi...Onun yaşadıklarından dolayı üzülmeye  hakkı yoktu. Onun renkli düşlerinden dolayı sevinmeye  hakkı yoktu. Onun sevilmeye hakkı yoktu.. Onun sevmeye hakkı yoktu. Ama üzülenleri , sevinenleri, sevilenleri , sevenleri okumaya hakkı vardı gizliden gizliye.            O kim miydi? Sokakta yanınızdan usulca  geçen herhangi biri. 
Romanlarda hayal ettiği insanları, gerçek hayatta bulamadığındandır sinsi yalnızlığı.
Kitap gibi konuşan insanları sevdiğindendir az insan sevmesi.
Sadece ruhu, tozlu bir romanın son sayfasında ki gözyaşında kalmıştı.
Cümlelerde nefes alır , kağıtlarda yaşardı. Sahaftaki eski,tozlu,unutulmaya yüz tutmuş ama onun için hazine olan kitaplardır mirası. Ve şehrinizdeki kitap sokağıdır onun yaşadığı yer . Belki , bir eski sahafcıda karşılaşabilirsiniz ? Ne dersiniz ?
  • JoinedMay 12, 2014

Following

Last Message
bilinmeyenisim bilinmeyenisim Aug 17, 2015 03:25PM
ay bi kitap okudum , herryere onu koyuyorum artık . Konuşmalarimi bile etkiledi @ravza1D
View all Conversations

Story by Yüksek Voltaj
TILSIM by bilinmeyenisim
TILSIM
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen ? Sahi sevmek nedir ? Bir muma ateş olmak mı y...
+2 more
5 Reading Lists