Medyadaki güzel kolaj için Elizabethstark1 'e çok teşekkür ederim.
Bölümdeki yardımların içinse ayrı teşekkür ederim *-*
Bölümler şu sıralar eskisi kadar erken ve sık gelmiyor. Biliyorum. Tam da bu yüzden sizden oy ve yorum istiyorum. Çünkü yorumlarınız bana ilham veriyor, oylarınızla da desteğinizi görüyorum. Bu yıl üniversitede dördüncü sınıfım, zorlanacağım ve hızlı yazamayacağım.
Lütfen, kurgumun ve benim yanımda olduğunuzu belli edin.
♛
70. Bölüm
KRALİÇE'NİN YILDIZI
Gece Diyarı, Şafak Yıldızı'nın Kuzeyi
Dymentsia etrafı komutanlarla çevriliyken ve savaşı düşünürken bile Zerelia ve onun sonunu aklından çıkaramıyordu. İki düşman ülkeyi birleştiren kraliçe hakkında fazlasını öğrenmek istiyordu.
"Ben planını yeniden düşün derim." dedi Xanthos masanın yanına tekrar gelerek. Birkaç dakikadır çadırda yürüyor ve düşünüyordu. Masanın üzerindeki haritaya baktı ve eliyle o an bulundukları bölgeyi işaret etti. Büyük savaşın olduğu şehrin kuzeyini, Gece Dağları'nın yakınlarını gösterdi. "Ama acele etmemiz gerektiği konusunda haklısın. Tehlikeli bir bölgedeyiz. Doğuda ve batıda düşmanlar var. Gece Diyarı'nda bir isyan çıkabileceği söyleniyor."
Savaş sırasında kimse bir isyan istemezdi. Masanın çevresindeki herkesin hemfikir olduğu nadir konulardan biri buydu. Dymentsia, Zerath, Rhadenis, Artemisia, Duanna, Xanthos ve Lorenna.
"Söylentiler önemsiz." dedi Rhadenis kendinden emin bir şekilde. "İsyanları bastırabiliriz."
Xanthos onu onaylaması için Dymentsia'ya baktı. Dymentsia onun kuzey insanlarının sert hatlarına sahip yüzünü ve yüzündeki yeni yaraları inceledi. Xanthos'un eğitiminde onunla birlikteydi, iyi bir komutan olduğunu biliyordu. "Salirhenia da küçük bir isyan çıkarmıştı. Üstelik sadece güneydoğuda, diğer bölgelerden bağımsız kalan bir bölgenin hükümdarıydı. İsyanı büyüdü ve ileride tarih kitaplarında hükümdarlardan biri olarak yazılacak."
"Bunu biliyorum." dedi Dymentsia. "O kardeşimi öldürdü."
"Ve kardeşinin savaşı kazanması için beni gönderdin. Tüm ordunu, Şafak Yıldızı'nda bizimle savaşan insanları, benim komutamda bu isyanı sonlandırmak için gönderdin. İsyanları hiçbir zaman hafife almadık. Yine öyle yapmalıyız."
"Haklısın, Xanthos." Dymentsia sözlerinin ardından yanında duran Zerath'a baktı. "Ama Lilaia güvenilir biridir."
"Evet ama Zerath onun kardeşini öldürerek tahta geçti. Halk ve muhafızlar bunu kabul edecek mi?"
Ülkesini en iyi tanıyanlardan biri olan Zerath tam da bu nedenle kesin konuşmadı. "Bekleyip göreceğiz."
"Lilaia ve isyandan önce savaş planını konuşmalıyız." dedi Komutan Artemisia. "Büyücüler berbat halde. Lierra yeni liderleri olarak onları savaş için hazırlamaya çalışıyor. Yaratıklar, kalanını savaşa sokmak istemeyeceğimiz kadar azaldı. Şafak Yıldızı bize çok fazla kayıp getirdi. İki seçeneğimiz var. İlerlemek ya da geri çekilmek. Geri çekilirsek her türlü kaybederiz. Orduyu toparlayamayız ve ülkemiz istilaya uğrar."
"İlerleyeceğiz." Duanna bunu oradaki herkes kadar iyi biliyordu. Dymentsia'ya döndüğünde saç örgülerindeki boncukların sesleri duyuldu. "Mesele nasıl ilerleyeceğimiz."
"Zinaida karşımıza ordusunun tamamıyla çıkmayacak. Gücü yüzünden kayıplarımız artacak. Savaşı bölmeyi öneriyorum. Ordularımızı ayıracağız."
"Böl, parçala ve yok et." dedi Xanthos yüksek sesle. Dymentsia'dan çekinmezdi ve ona karşı çıkardı. "Zinaida'nın bize yapmak istediği ya tam olarak buysa, Kara Kraliçe? Ya bunu yaparak onun savaşı kazanmasını sağlıyorsak?"
"Zinaida isteyerek kendi ordusunu böldü ve biz bir bütün olduğumuz için çok fazla kayıp veriyoruz. Bizi parçalamasına gerek yok. Asıl bölünmeyeceğimizi düşünerek bizi tek parça halinde yok etmeye çalışacak."
"Karanlık Ordu bölünürse zor toparlanırız."
Dymentsia onun karşı çıkma nedenini anladı. Düşüncesini tekrar açıkladı. "Karanlık Ordu'yu bölmeyeceğiz. Birbiriyle uyumsuz iki orduyu böleceğiz. Gece Ordusu ile ayrılacağız. Zerath kuzeye, biz ise batıya yöneleceğiz. Savaş iki ayrı yerden devam edecek. Ardından birleşeceğiz." Elini Gölge Diyar'ın doğusuna, Yakut Nehir'in sonuna koydu. "Ve yine beraber devam edeceğiz."
Bu, herkesin kabul edeceği bir plandı. Zerath ile bunu tartışmışlardı.
"Ne duruyoruz o halde?" diye sordu Artemisia.
"Orduya katılacaklar var." dedi Rhadenis. Dymentsia'ya bunu söylememişti. "Dymentsia bu sabah Nmerysa ile konuştu ve yeni planını bizimle paylaştı."
"Ve hepimizin hemfikir olması gerekli." Dymentsia son sözü söylerdi. Dostlarının onu desteklediğinden de emin olmak isterdi.
"Eğer kendi ülkemizden bu kadar uzakta, iki düşman ülkenin ortasında ve dağlık bir bölgede ilerleyeceksek fazlasına ihtiyacımız var." Temsilci Lorenna, Darranio'nun çıraklarından biri olarak buradaydı. Darranio, Lierra ve büyücüleri iyi biliyordu. "Xanthos haklı. Gece Diyarı'ndan bir saldırı gelmeyeceğine emin olmalıyız."
Zerath aklından geçenleri söyledi. "Lilaia, Zinaida'yı asla desteklemez. Sorunlarımızın en küçüğü. Gece Diyarı'nın asıl meselesi Lyktos'un ölmeden önce ülkemde neleri mahvettiği. Lilaia'yı varisi ilan ettiğine eminim. Lilaia iyi bir asker, ama Auris ona yönetmeyi öğretmedi. Lyktos hükümdar olmak için eğitildi, rüşvetle ve yolsuzlukla yönetti de."
Lyktos hakkında söylenenler Diyar insanlarının asla kabullenmeyeceği sözlerdi. Yetenek, adalet, onur... tüm bu kavramlar gücü yanlış kullananlar için hiçbir anlam ifade etmezdi. Tek istekleri kontrolsüz ve hastalıklı bir şekilde güçlenmekti. Ve bu güç, deliliği ve yok oluşu beraberinde getirirdi.
"Gece Diyarı'nda düzenlemen gereken kanunlar ve alman gereken canlar var." dedi Dymentsia. "Gölge Diyar'dan ne haber peki?"
"Gece Diyarı'nın tam tersi." diye açıkladı Zerath. "Adaletsiz, zalim, sadece gücü ilke edinen insanlar."
Rhadenis, kraliçesiyle göz göze geldi. "Başa geçtiğinde Diyar'ın kuzeyi de böyleydi."
"Gölge Diyar'ı ele geçirdiğinizde de benzer politika izlerseniz başarılı olursunuz." dedi Xanthos. Gölge Diyar'ın daha zorlu olduğunu biliyordu. Athyrania ve Zinaida birbirleriyle alakasız hükümdarlardı. Bilgelik ve zalimlik nadiren yan yana gelirdi. "Büyük babam, Zerelia'nın isyanlarına katılmıştı. Nedeni Zinaida'nın insanlara tam olarak istediklerini vermesiydi. Adaletin sınırını aşmışlar, en küçük suçta işkenceye ve kan dökmeye başlamışlardı. Arenalarda her gün onlarca kişi ölüyordu. Annen Zinaida'yı sakinleştiriyordu ama Kral Diores'in ölümüyle bunu bıraktı."
Asıl mesele, belki buydu.
Zerelia, Gölge Diyar'ın kurtuluşuydu. İsyanları her daim başarıya ulaşırdı. Zerath onun amacının bazen başa geçmek olmadığını, ülkeyi daha iyi bir hale getirmek olduğundan bahsetmişti.