BS-7 ♔Beyaz Atlıyı Beklerken Siyah Çoraplıya Gitmek de Var

1.5K 72 13
                                    

Nefes alış verişlerimi düzene soktuktan sonra kafamı kaldırıp Eymen'e baktım. Şimdi gidip herşeyi mahvedemezdim. Ona üzümlü kek meselesini de anlatamazdım çünkü tüm bu saçmalıklar onun içindi. Hem hesap vermek zorunda değildim ki. Neden bu kadar tedirgin olmuştum.

"İyi misin?" diye sordu. Hala ona baktığımı yeni fark etmiştim. Kafamı iki yana sallayıp ''Hayır, yani evet. Birşey yok. İyiyim.'' diye mırıldandı.

Birşey söylemesine fırsat bırakmadan arkamı dönüp telefonu cebime koydum ve sarmaları toplamaya başladım. Eğmen de eğilip bana yardım etti.

Aynı sarmayı almak için yanlışlıkla elini elimin üzerine koyması gerekiyordu fakat ne kadar beklediysem de olmadı.

Yapamıyorum Hollywood. Ayrılalım.

Sarmaları topladıktan sınra tabakla birlikte mutfağa girdim. Eymen de arkamdan geldi. Güzelim sarmaları çöpe attıktan sonra sahte göz yaşımı işaret parmağımla silip kıkırdadım. Eymen de güldü. Hala rüyada mıyım anlamaya çalışırken gülmesini kesmeden ''Yakınlarda ufak bir kafe var, çok açsan birlikte gidebiliriz.'' dedi Eymen.

Bi an kaşlarımı çatsam da dediğini idrak edince ''İyi olur, ama önce üzerimi değiştireyim'' dedim ellerimle tişörtümdeki sarma lekelerini işaret edip. 

Hafifçe kafasını eğip kaldırdı. Ben de onayı alır almaz üst kata, odama çıktım. Beyaz  tişörtümü ve kot şortumu dolaptan çıkarıp hızlıca giyindim. Odanın kapısı açıp Eymen'e bağırdım.

''Saçlarımı düzleştirsem bekler misin?''

''Her türlü çirkin değil misin?'' diye bağırdı o da. Oflayıp kapıyı sertçe kapattım. Az da olsa aşağıdan kıkırdama sesi duyunca sinirlenip tekrar bağırdım.

''Komik olan ne!''

''Hızlı ol çıkacağım.''

Gözlerimi devirip banyonun kapısını açtım. Saçlarımı kabartıp bi yana attıktan sonra hızlıca odadan çıkıp Eymenin yanına geldim. 

Nasıl göründüğüme bile bakmadan ''Çok uzun sürdü'' diye mırıldandı. ''En azında bir saatte hazırlanmıyorum'' dedim kapıya yönelirken. Telefonumu alıp kapıyı açtım, sonra da birlikte dışarı çıktık.

''Kimmiş o bir saatte hazırlanan?'' dedi dışarıda yürürken. Kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. ''Mutasyon bezelye'' dedim hiç düşünmeden. Ne dediğimi fark edince refleks olacak sağ elimle ağzımı kapattım. Bu kez kaşlarını çatmıştı. Al işte hapı yuttun Deniz, açıkla hadi.

''Miray mı?'' diye sordu ben daha açıklama yapmadan. Sonra da kıkırdayıp ''Bana da taktığın bir takma ad var mı merak ettim?'' dedi. Evet var, Bay Soğuk. Ama ben Göt Eymen demeyi tercih ediyorum falan diyemedim tabi.

Hem kuzenine mutasyon bezelye dediğim halde sesini çıkarmamıştı. Ne kadar bezelye DNA'lı olsa da kuzen bu. Bi bağır, bi döv.

''Sana neden ad takacakmışım ki?'' diye bir soru yönelttim bu kez ona. Ellerini arka ceplerine koyup keyifle gerildi.

''Orasını ben bilemem. Herkesten farklıyım, oldukça da çekiciyim. Başka sayayım mı?''

Yanaklarım alev almıştı. Ama bu konuyu toparlayabilirdim.

''Diğerleriyle aynı değilsin...''

''Biliyorum'' diye sözümü kesti.

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. O da bana bakınca gülümseyerek ''Çünkü hepiniz ayrı problemsiniz.'' dedim. Dudaklarını büzüp bana bakmaya devam etti. Bakışlarını üzerimde hissetmek tedirgin olmama yol açıyordu. Ve işte o an. Bacağımda başlayıp taa ebemin nikahında sonra eren bir sızı. Gözlerimi açıp ''Kim koydu o taşı oraya!'' diye ufak bir çığlık attım. 

Eymen yerden kalkmama yardım etmek yerine kahkaha atmayı tercih etnişti. Bacağımda küçük çapta bir göz gezdirdikten sonra diz kapağımdan aşağı sızan sıcacık kanı tespit ettim. Saygılarla Prof. Deniz ehem ehem.

Elimi Eymen'e uzatıp ''Yardım etsene!'' diye bağırdım. Kan görünce kendimi hiç iyi hissetmiyordum üstelik bu kez başım da dönmeye başlamıştı. 

Sevgili odunumuz elimi havada bırakıp kaldırımın üzerine oturdu. Neyi izliyorsun, hayır komik birşey var da biz mi bilmiyoruz. Söyle biz de gülelim. Profesörlükten öğretmenliğe kaydım sanırım.

''Çok mu komik!'' diye bağırdım bu kez de. Hey, hey, hey! Video mu çekiyor o? 

''Bu arkadaş GAY olduğunu kimseye söylememem için tehdit amaçlı kullanacak bu videoyu! Peki söz Eymen, kimseye söylemeyeceğim. Evde gizli gizli makyaj yaptığında aramızda. Hatta annenin kıyafetlerini denediğini de kimseye söy-''

Koşarak yanıma geldi ve eliyle ağzımı kapattı. Belli ki sinirlenmişti. Ama ne yapayım? Ben de sinirlenmiştim. Hem ne yapacaktı o videoyu.

Ellerini yavaşça ağzımdan çekip kalmama yardım etti. Al işte. Nasıl güldürecektim bunu şimdi. Gülmese de olur aslında, sinirliyken de oldukça tatlı. 

Hala bana sinirli sinirli baktığını fark edince ''Ne yapsaydım yani, o videoyu çekip beni rezil etmene izin mi verseydim. Hem kim koydu o taşı oraya. Hep onun yüzünden, benim suçum yok ki.'' diye açıklama yaptım. Yine saçmalamış olma ihtimalim vardı ama ne dediiğimi tam olarak hatırlamıyordum. Hah, gülüyor işte, kesin saçmalaadım. Salak sanacak bu çocuk beni.

Belimi biraz eğerek bacağıma dokundum. Elime değen sıvıyla içim ürperdi. Bu kadar kötü olamaz. Nasıl bakacağım şimdi oraya? Hafifçe gözlerimi aralayıp elime baktığımda benim için herşey bitmişti. Yer ayaklarımın altından kayıyordu sanki. Eymen'in omuzlarından tutarak ayakta kalmaya çalıştım. İtemsiz gözüme minik renkli top şekerlerin bulunduğu kutu çarptı.  ''Şifre'' diye mırıldandım ama artık çok geçti, yere yığılmıştım bile. 

♔♔♔♔


Bay SoğukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin