Aşk...Bu üç harf..İnsanoğlu için hem ölüm,hem yaşamdı..Yani en azından ben Nazlı Ateşoğlu artık böyle düşünüyordum..Hani aşk deliliktir derlerdi ya bunu bizzat yaşamıştım..Evet aşk delilikti ve ben bu deliliği allah günah yazmasın çok sevmiştim.
Tüm bu düşüncelerimin sebebi ise karşımda tüm asaleti ile oturmuş,buda yetmezmiş gibi ölümcül gülümsemesi ile gözlerimi bir dakika bile alamadığım Asaf Çavuşoğlu..Evet tüm bu saçma şeyleri yaşatan hissettiren bu adamdı..
"Hala senden bir cevap bekliyorum güzelim "diyen sesini duysamda adam aklımı başımdan aldığı sadece mal gibi bakinmakla yetiniyordum..
"Sana diyorum güzelim..İyimisin "..İşte bu telaşlı sesle kendime gelip boğazımı temizleyerekkonuşmaya başladım..
"Anlamadım..Neyin cevabını bekliyorsun?"dedim kaşımı kaldırarak..Oysa gavur gibi anlamıştım ne demek istediğini..
"Telefonda ki şahısa ellerinle baklava açacağını söylemiştin..İşte onlardan bana da yaparmisin?"..Sen yeterki iste be adam..
"Birincisi telefondaki şahıs dediğin kişi benden sekiz dakikalık büyük olan ve bunu sürekli başıma kakalayan kardeşim Mirhan..Onu çok görmüyorum o yüzden ona herşey serbest..Sana gelince beyefendi tabiki yaparım neden olmasın..Tabi yardım etmen şartı ile ve en önemlisi evlendikten sonra " dedim gülümseyerek..
"Sen yeter ki yardım iste yanından bir dakika bile ayrılmam güzelim ".Yok yok..Ben gerçekten tereyağı gibi ediyordum ve benim sağlığım açısından hiç iyi değildi..
"Yarın..Sabah kahvaltısını na kale içi taraflarına gidelim..Orası güzel ve otantik bir yer...Yani en azından ben öyle düşünüyorum..Daha sonra da hemen bir yüzük alalım..Ne dersin senin için de uygun mu güzelim?dediği vakit içimde anlamını bilmediğim bir sıkıntı çökmüştü..
"Şey..Ben yarın gitmeliyim Asaf..B-ben çünkü işlerimin iki güne biteceğini söyledim aileme. Zaten telefonlarına bile doğru düzgün cevap veremedim. Ve en önemlisi aileme ilk kez yalan söyledim ve bu durum vicdan azabı çekmeme sebep oluyor..İşte bu yüzden yarın gitmeliyim.."dedim sıkıntı ile yerimde kipirdanarak..Vereceği cevabı deli gibi merak ederken, oturduğu koltuktan kalkıp dizlerimin önüne çökmesini,bembeyaz elbisemin üzerinde duran ellerimin üzerine iç yakan bir öpücük bırakmasını bir hayalmiş gibi izledim..
"Sana kal demeye hakkım olmadığını biliyorum güzelim,ama gelde bunu şura da atan kalbime anlat.."demiş ve derin bir nefes alarak tekrardan konuşmaya başlamıştı.
"Senden tek bir şey istiyorum güzelim..İzin ver yarın ben seni götüreyim "diyen adama şaşkınlıkla bakakaldım..Ne yani bunca yolu benim için çekmeyi göze mi alacaktı?
"Lütfen..Buna gerek yok Asaf..Bak boz şöyle yapalım en iyisi..Dediğin gibi kahvaltıya gidelim,sonrada yüzük almaya..Biraz da gezeriz. Sonra beni hava alanına bırakırsın olmaz mı" dedim boğazım kuruyarak..Öyle umutla bakıyordu ki gözlerimin içine..Bir an kabul etmeyi düşündüm,fakat sonra vazgeçtim..Çünkü biliyordum ki illa beni tanıyanlar olacaktı..Bunun sonrasında da herşey babamın kulağına gidecekti..İşte o zaman kimse Cihan Ateşoğlu'nu durduramazdi ki buna yerde sürünen sülükten bile kıskandığı güzeller güzeli karısı Azra Ateşoğlu'da dahil..
"Sen nasıl istersen güzelim sen nasıl istersen "deyip saçlarıma bir öpücük kondurarak hemen ayağa kalkmıştı..
"Hadi o zaman..Yarın büyük gün..Uyumanı ve bu büyük güne dinç bir şekilde uyanmanı istiyorum "dediğinde onu onaylayarak el ele yürümeye başladım..İçim de milyon tane kelebek varmışta kanat çırpıyormuş gibi hissetmemin tek nedeniydi bu adam..Asansöre doğru ilerlerken,kafamda dolanan tilkilere tam orta parmak sallayacaktim ki yanımda ki adamın birden sert bir şekilde durmasi ile tüm herşey yalan olmuştu..

YOU ARE READING
ANSIZIN GELEN
RomanceRomantizm#1 23.03.2017 Dik başlı,sözünü sakınmayan güzelleri güzeli bir kızdı,aynı Annesi gibi..Genelde sivri dili,sert bakışları ve bir bayanın ağzına yakışmayacak kadar ettiği kaba küfürlerle tanınırdı çevresinde..Fakat o kimin ne dediğini bile u...