michelbasquiatt

"seni suçlamıyorum."
          sesi bitkin çıkmıştı. kitty'nin walter'a karşı tahammülü azalıyordu. kitty için birden apaçık aydınlanan bir şeyi, gölgesinde yaşadıkları tüm bu ölüm korkusunun ve o gün kitty'ye hafifçe göz kırpmış olan güzelliğin uyandırdığı huşunun yanında, kendi meselelerinin hiçbir önemi olmadığını neden kavrayamıyordu? walter kadar zeki bir adamın oran duygusundan bu denli nasibini almamış olması garipti.
          çünkü walter, oyuncak bir bebeği harika elbiselerle giydirip, bir tapınağa yerleştirmiş ve ona tapmıştı. sonra da bebeğin talaşla doldurulduğunu fark edince, ne bebeği ne kendisini affedebilmişti. 

michelbasquiatt

ruhu derinden yaralanmıştı. tamamen bir hayal ürünüyle beslenmişti, hakikat o hayali paramparça edince de, walter bizzat gerçekliğin paramparça olduğunu sanmıştı. kendisini affedemediği için, kitty'yi de affedemedigi doğruydu.  
Reply