Benim için geçen her salise bile bir işkenceyken onun için şifa olmasını istiyordum. Geçen her bir salise ruhunu şifaya kavuştursun ve Tanrı canını bağışlasın, bedenini iyileştirsin istiyordum.
''Arven güçlü bir kız. Ona hiçbir şey olmayacak.'' diyen Gurur ile başımı belli belirsiz sallamıştım. Onun içindeki kırgın kadını en iyi ben tanıyordum ancak kırgın olduğu kadar güçlü olduğunu biliyordum. Onu seviyordum ve onunda beni sevdiğini biliyordum. Beni korkutan şey hayatta kalmamayı tercih etmesiydi.
Geçen her bir dakika ile kalp atışlarım daha çok hızlanmış ve aldığım nefesler ciğerlerime yetememeye başlamıştı. "Neden kimse bir şey söylemiyor?"
Aras elini omzuma yasladı. "Birazdan doktorlar iyi haberleri vermek için gelecek, endişelenme."
"Birkan'ın haberi var mı?" diye sorduğum zaman başını olumlu anlamda aşağı yukarı sallamıştı.
"Yolda, geliyor ama gelmeden bile ortalığın anasını ağlattı. Kimse hiçbir yere gidemiyor. Şüpheli listesindeki herkesi tek tek ziyaret edeceğiz. Onun gelmesini bekliyorum."
Başımı belli belirsiz salladığımda iç çekmiştim. "İşlerinize çeki düzen verin. Seni de Birkan'ı da severim. Kardeşimsiniz benim ama işiniz eğer hayatıma zarar veriyorsa uzaklaşmaktan başka çarem kalmaz."