kongzi

https://open.spotify.com/track/19ItuvrZfTudwC6S5lkDH3?si=DwHp_RqQSFKai7RGa0lU7Q&context=spotify%3Aplaylist%3A75WhaFk0x35zpqcmbFfZYN 

一座触动心灵的桥梁

"buda devam etti: "subhuti, eğer herhangi bir iyi insan, erkek ya da kadın, 3.000 galaksiyi alıp onları mikroskobik toz haline getirip uzaya üfleseydi, sence bu tozun herhangi bir bireysel varlığı olur muydu?"
          
          "subhuti cevap verdi, "evet, uzaya fırlatılan mikroskobik bir toz olarak, göreli bir varlığı olduğu söylenebilir, ancak senin kelimeleri kullanma şeklinle, onun bir varlığı yoktur. kelimeler sadece bir mecaz olarak kullanılır. aksi takdirde kelimeler, maddenin bağımsız ve kendi kendine var olan bir şey olarak varlığına olan inancı ima ederdi, ki öyle değildir."
          
          "dahası, en onurlu kişi '3.000 galaksi'den söz ettiğinde, bunu yalnızca lafın gelişi olarak yapmış olabilir. neden mi? çünkü eğer 3,000 galaksi gerçekten var olsaydı, bunların tek gerçekliği kozmik bütünlüklerinden ibaret olurdu. ister mikroskobik toz olarak ister galaksi olarak, ne fark eder? buda sadece nihai varlığın kozmik birliği anlamında buna haklı olarak atıfta bulunabilir."
          
          buddha bu yanıttan çok memnun oldu ve şöyle dedi: "subhuti, her ne kadar sıradan insanlar her zaman keyfi bir madde ve galaksiler kavramının gerçek bir temeli yoktur; bu, ölümlü zihnin bir yanılsamasıdır. 'kozmik birlik' olarak adlandırıldığında bile bu düşünülemez ve bilinemez."

"mutluluğu sevmiyorum, çile çekmeyi seviyorum:
          eğer mutlu olursam, beş zehir artar.
          çile çekersem, geçmişteki kötü karmam tükenir.
          yüksek mevkilere değer vermem, düşük mevkileri severim.
          eğer önemli biriysem, gururum ve kıskançlığım artar;
          alçakta olursam rahatlarım ve manevi pratiğim gelişir.
          en alçak yer geçmişteki azizlerin koltuğudur."
          

"hinayana yoluyla aydınlanmaya erişmek için sevap biriktirmek ve kirlerden arınmak pek çok yaşam gerektirir. hinayana yolunda bırakın aydınlanmayı, bdag-med'e (benliksiz zihnin idraki, samsaradan kurtuluş veya ıstırabın sona ermesi) erişmek bile pek çok yaşam gerektirir. mahayana yoluna göre, kişi üç kalpayı (12 milyar yıldan fazla) liyakat biriktirerek ve üç kalpayı da kirlerden arınarak geçirmek zorundadır. gizli mantrayana yoluna göre, kişi aydınlanmaya yedi ila on altı yaşamda ulaşabilir. bununla birlikte, dzogchen'in benzersizliği, eğer kişi öğretileri kalbine alabilirse, bu yaşamda ve bu bedende tam kurtuluşu garanti etmesidir. ve eğer kişi bu yaşamda bu şansı kaçırırsa, o zaman bardo (sufizmde berzah) durumunda aydınlanma ve eğer bardo durumunda değilse, o zaman bir sonraki yaşamda. fakat aydınlanma yedi yaşamda tamamen ve eksiksiz olarak garanti edilir."

"buda şöyle dedi: "subhuti, herhangi biri buda'nın şimdi geldiğini veya gittiğini veya oturduğunu veya yattığını söyleseydi, öğretmekte olduğum prensibi anlamamıştır. neden? çünkü 'buda' ifadesi "böyle gelmiş, böyle gitmiş" anlamına gelir, gerçek buda asla hiçbir yerden gelmez veya hiçbir yere gitmez. "buda" adı yalnızca bir ifade, mecazdır."

说曹操, 曹操就到。

"bulut artık gökyüzünde olmadığında, bu bulutun öldüğü anlamına gelmez. bulut yağmur, kar veya buz gibi başka şekillerde devam eder. böylece bulutunuzu yeni formlarında tanıyabilirsiniz. eğer güzel bir bulutu çok seviyorsanız ve bulutunuz artık orada değilse, üzülmemelisiniz. sevgili bulutunuz yağmura dönüşmüş olabilir ve size şöyle sesleniyor olabilir: "sevgilim, sevgilim, beni yeni halimle görmüyor musun?" o zaman keder ve umutsuzluğa kapılmazsınız. sevgiliniz yolculuğuna her zaman devam eder. meditasyon onun yeni formlarda devam eden varlığını fark etmenize yardımcı olur. bir bulut asla ölmez. bir bulut kara, doluya ya da yağmura dönüşebilir. ancak bir bulutun varlıktan yokluğa geçmesi mümkün değildir. ve bu sevdiğiniz kişi için de geçerlidir. o ölmedi. o birçok yeni formda devam ediyor. ve siz derinlemesine bakıp onu içinizde ve çevrenizde tanıyabilirsiniz."

aydınlanmanın ağacı yoktur,
          parlak aynanın dayanağı yoktur.
          temelde hiçbir şey mevcut değildir,
          o zaman toz nereye konar ki?

"benim gözlerim ve kulaklarım var. bir burun, dil, beden ve zihin!
          formlar, sesler, kokular, tatlar, dokunma ve dharmalar var!
          boş bir sonbahar göğünün altında kimsenin gitmediği sonsuz ıssız yerler uzanıyor.
          batıdan gelen şu atlı kim?
          altı bilinç harekete geçtiğinde, altı toz yükselir;
          akıl kökü dinlendiğinde, altı toz da dinlenir.
          kökler, tozlar ve bilinçler, on sekiz diyarın tümü,
          kıyısız bir denizde uçsuz bucaksız bir köpük baloncuğu."
          
          notlar:
          'boş bir sonbahar göğünün altında kimsenin gitmediği sonsuz ıssız yerler uzanıyor. batıdan gelen şu atlı kim? bu satırlar, sekizinci yüzyılın çinli şairi wang ch'angling'e ait. hakuin, mutlak boşluk alemini ve içinden ortaya çıkan harika aydınlanma faaliyetini tasvir etmek için onları kullanarak, öğrencileri sutranın olumsuzlamalarını kendileri için onaylamaya çağırır. altı kök (gözler, kulaklar, burun, dil, dokunma duyusu ve akıl yetisi), altı tozla etkileşime girer. tozlar (şekil ve renk, ses, koku, tat, dokunma ve zihinsel nesneler veya dharmalar), altı bilince (görme, duyma, koku, tat, dokunma ve zihin) yol açarak dış dünyayı tezahür ettirir bize. ilk beş kök ve bilinç, kaynakları olan altıncı (akıl veya akıl yetisi) ile birlikte çalışır. zihin kökü sessiz ve serbest kaldığında, altı toz yükselmez."