ن

verdiğine de aldığına da razıyım Allah'ım. şifa bulsun diye dua ederken ağladım, hayatımda ilk kez belki birisi için ağladım. üşüyordum, gözyaşı nasıl ısıttı anlatamam. muhabbetim sadıktır, bilmese de. içime kaçan sesimle 'hazırsa al yanına, hasretini de sızısını da dindir yalvarırım, şehit olsun.' dedim sana. ben başka kayıplar gördüm, alıştım, ara sıra göçmek için kendimi ondan daha hazır sanıp meydan okuyan cümleler sıraladım hatta... onu bir armağan, basamak, nefes olarak görüşümün bedeli yine kaybetmek olmaz değil mi râbb'im? dersimi aldım, imtihanı sindirdim. zandan kurtar beni. vaz mı geçeyim, ya vaz mı geçeyim kalemi buruşturan, seni hatırlatan sevdadan? hayırlısı buysa bana unutmayı öğret, eğer nasibimse ve vuslatı reddediyorsak, kalmasını istiyorsam bile onu bağışla. ne olursun onu bağışla, duyduğunu biliyorum, onu bağışla. yalvarırım râbb'im. bana bu pay düştü.

ilk olsun 
          üstüne de seversem sonum

PROFİLİN ESTWTİKLİĞİ ŞAKA  K

SENİNLE PANOLAŞMALUYIZ

mrb

slm

"Ömer, hatırlıyor musun?
          
          Hani sen beni öldürmeye gelmiştin?" dedi mi hiç
          
          Hz. Muhammed (sav) 
          
          Geçmişi karıştırmak demek, yaranın iyileşmesini engellemek demektir

aklım bana oyun oynadı, aklım bana oyun, aklım bana, aklım.
          önüne taş koyamadım, dikenlerin hepsini geçti yüzündeki sinsilikle. ya bak, babasız ve anasızsın, ne bu entrika çevirme kızgınlığı oğlum?

dikenine katlanamam salim, kendime doğruyu da ancak ben söylerim ya. kötü olamama//kafamda kötü kaldım ben, ondandır. hepsini affetmiştim, alavere dalavereymiş, göz ardı etmektenmiş. Allah yardım eder ama ben fark etmeyebilirim, görmezden gelebilirim. insanım, bu en büyük ızdırabım. jeff ile perihan arasında seçim yapamazken lazım olur irfan.
          Hayy? Bicêtre?

Ariflerden birine bu olguları nasıl yorumladığını soruyorum, gülüyor: 
          "Zamanın başından beri peygamberler, evliyalar, dervişler, salihler; madenlerin, bitkilerin, hayvanların cin kadar ileri bir hikmet de taşıdığını, bunların her an, her saniye Allah'ı(c.c) zikir hâlinde bulunduklarını bilir ve söylerlerdi. Avamın bu varlıkların hikmetini idrak edebilmesi için yirminci yüzyılı, bilgisayar çağını beklemek mi gerekiyordu?"