CADIYI DİNLEMİŞLER Mİ? | 29. BÖLÜM’den bir alıntı:
…
“Nita dinle…” diye söze başlayacaktı Dion ama konuşmasına izin vermedim. Yanan gözlerimin, titreyen ellerimin ve hızla çarpan kalbimin hesabını vermeyeceklerse bugün kimse konuşmayacaktı!
“Sen dinle!” dedim sertçe. “Bu örgütte benim dışımda görev için hayatını tehlikeye atan biri oldu mu?” Baktım hepsine tek tek. Gözlerimdeki yangın çok sert olduğu için kupkuruydu. Tek bir damla gözyaşım bile yoktu. “Peki bu örgütte benim dışımda iki kez örgüt tarafından öldürülmek istenen biri oldu mu?”
“Öfkeni anlıyorum Nita,” derken oturduğu sandalyeden ayağa kalktı Dion. Şimdi masada oturan ve gözlerini bana çevirmeyen tek kişi Robin’di.
“Öfkeli olma aşamasını çoktan geçtim,” dedim. “Ben sadece ısrarla beni neden öldürmek istediğinizi bilmek istiyorum artık.”
“Kimse seni öldürmek istemiyor,” dedi Dion. Masanın yarısına kadar iki adım atıp durdu. “Balo görevinde prensin önüne geçerek görevinin dışına sen çıktın Nita,” dedi uysal bir sesle. “Robin seni vurmayacaktı, kurşunun önüne geçen sendin.”
Gözlerimi Robin’e çevirdim, herkes bana bakıyordu ama Robin masanın üstündeki silaha dikmişti gözlerini.
“Öyle mi?” diye sordum Robin’e. “O gece başımı iki yana salladığımı görmedin mi gerçekten?” Robin gözlerini silahtan ayırmadı. “O gece beni, benim yüzümden mi vurdun sahiden?”
Robin nihayet başını bana doğru çevirdi; yüzünde Prens Jakel ile kavgalarından kalan çürükler ve morluklar vardı hâlâ. “Prensin önüne neden geçtiğini söylersen sana gerçeği söylerim,” dedi.
O balo gecesinde yaşananlar asla masallara konu olacak türden değildi. Hayatımızda bir prens ve bir cadı olsa da bizim hayatımız asla bir masala konu olamazdı. Baloda saat gece yarısını vurunca büyüsünü kaybetmekten korkan bir Külkedisi yoktu, doğru an geldiğinde prensi kurşunun önüne çekmek zorunda olan bir cadı vardı.
29. Bölüm çok yakında…