nealwolfe

birkaç işim kaldı, toplanıp gideceğim. evimin çatısı çökmüş, saçlarım dökülmüş, sahi sığar mıydım kırık çatıların arasına?
          	sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler 
          	söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. yıldım ömrümün ka-
          	lıplarından. beni duy ve anla. 
          	bu çektiğim açlık da senin eserin midir? bu doyumsuz aç gözüm, yetinmek bilmeyen sıkı boğazımın sebebi de sen miydin? bunca patlattığım kafa nereye giderdi, sorgum sualim nereye giderdi. 
          	bıkkın gözlerin suskun muydu bana bakarken? kıskıvrak oldum. 
          	yanar oldum, bitap oldum. 
          	ne desem beyhude, sana haktan fazlası yaranmaz. 
          	öfkem dinmez, yüküm inmez. 
          	nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye?
          	kırgın parmaklarımdan akan son birkaç mürekkep kaldı, seslendim fakat sesim çıkmadı. sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, 
          	yanılmış bir çocukluk olmasın?
          	
          	
          	

nealwolfe

birkaç işim kaldı, toplanıp gideceğim. evimin çatısı çökmüş, saçlarım dökülmüş, sahi sığar mıydım kırık çatıların arasına?
          sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler 
          söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. yıldım ömrümün ka-
          lıplarından. beni duy ve anla. 
          bu çektiğim açlık da senin eserin midir? bu doyumsuz aç gözüm, yetinmek bilmeyen sıkı boğazımın sebebi de sen miydin? bunca patlattığım kafa nereye giderdi, sorgum sualim nereye giderdi. 
          bıkkın gözlerin suskun muydu bana bakarken? kıskıvrak oldum. 
          yanar oldum, bitap oldum. 
          ne desem beyhude, sana haktan fazlası yaranmaz. 
          öfkem dinmez, yüküm inmez. 
          nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye?
          kırgın parmaklarımdan akan son birkaç mürekkep kaldı, seslendim fakat sesim çıkmadı. sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, 
          yanılmış bir çocukluk olmasın?
          
          
          

nealwolfe

artık insanlardan uzaktayım, kimsenin sesini duymadığım bir yerdeyim. kimsenin sesimi duymadığı bir yerdeyim. öyle bir vakit ki dinleniyor muyum, bu beni yoruyor mu bilmiyorum. hak edilmeyen sevgiler, buna rağmen verilmeyen mücadeleler olduğunu söylüyorum, bazen yazıyorum. elimde kalemimle biraz bakışıyorum, bir şeyler karalamamı söyleyen kişiyi düşünüyorum. bunun bana iyi geleceğini söylüyor, sadece kendi içimi açıp bakmakta zorlanıyorum, bunu kağıda dökmek ellerimi ağrıtıyor, diyemiyorum.
          
          biraz hastayım. içime attıklarımın içime vurduğunu varsayıyorum. bazen ellerim titriyor. bazen kalbim sertçe atıyor, vücuduma sızı veriyor. neden bilmiyorum, normaldir diyip geçiştiriyorum. olması gerekenin bu olduğunu düşünüyorum. bazen neredeyim, diyorum. bu hastalık ne zaman geçecek, bitecek mi? etrafımdaki insanların neden burada olduğunu düşünüyorum. gerçekten burada mıydım, onlar burada mıydı, hep olacaklar mıydı? hep olacak mıydım? daha ne kadar burada duracaktım? duymayı hak etmediğim, yakıştıramadığım şeyler duyduğumda her şeyi anladığımı düşünmüştüm. merhametsiz dünyanın sevgi görmemiş insanları, kendi sahtekarlıklarını bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor. 
          
          yine de şimdi farkındayım. kiminleyim, neredeyim ya da nerede olmam gerekiyor bilmiyorum fakat buradayım. güneş tepede, bu sefer olmak istediğim yerdeyim. 
          olmazsa, buluşalım bu gece. saat üçte tanyerinde.
          sesini ilk duyduğum yerde. ufuğa ilk vardığımız yerdeyim.