murderofmind

her şeyden ve herkesten tiksinti geldi, kafami kitaplara gömüp kaldırmak istemiyorum 

murderofmind

bunaldım, oldukça bunaldım ve yapayalnızım. aslında değilim, pektabii. ama gözümün içine bakıp beni anlayacak tek bir insan bile yok. herkesin dünyası öyle ayrı ki benden ve ben anlayamıyorum benimle beraber dünyası dönenleri. taze bilenmiş üzerine yatmak, zorbanın hıncını içmek benim işim. yalnızlık allahsız şairlerin işi, ben de şair zerresiyim. bu dünyada kirli izlerim var, anlayacağınız yalnızlık benim de işim.
          
          yalnızlıktan şikayetçi değilim, haddim değil. yine de her şeyi tek başıma göğüslemekten kalbimin alev aldığını hissediyorum. o kadar aciz bir biçimde çırpınıyorum ki biri ellerimi tutsun diye ama bir kerecik uzansa dönüp bakmayacağım yüzüne. midem bulandı her şeyden
          
          

murderofmind

kabusun ertesi günü, boğazımda bir yumru bütün gün
          hiçbir fırtına saçımı savurmaya yetmiyor, kabusun ertesi günü 

murderofmind

kabusun ertesi günü, her şey öyle gerçekçi ki
            anlımın çatından bilmiyorum nasıl sızmadı kan
            sözüm ona günahlarımın cinayi sebebi yufka yüreğim 
            doğduğu eve dönüyor, kabusun ertesi günü
            
            içimdeki hırçın kalabalığın faili benim
            bitmesin istedim savaşmanın tatlı hırsı 
            namlu çıplak bacaklarıma dönükken aşkın tadı daha farklı
            
            karanlıkları tek başıma ateşe vermenin yersiz gururu
            beni sadece kabusun 
            ertesi günü bulur
            
Reply

murderofmind

“nihayet bu iğrenç dünyadan gitmeyi başardım.
          ölmenin, ölmeye çalışmanın bu kadar zor olduğunu söyleselerdi alay ederdim.
          15 yaşında anladım insanların ne mal olduğunu.
          ben fahişe olmak için yaratılmamışım, hassas ve duygusalım.
          öldüğümü kimse bilmesin.
          peruklarımı yakıp, küllerimi savurun.
          beni beyaz bir bornoza sarıp her yerimi kapatın, o kadar.”
          
          canım feri cansel, intihar mektubunu her okuduğumda ağlamamam mümkün değil. dünya kadınlar için yeterince güvenli değil, hiçbir zaman. evet biliyoruz, iyi adamlar var ve oldukları için de mutluyuz ama aksi olanlar canımızı alıyorsa ne kadar iyi yaşıyor olabiliriz? 
          canım feri cansel yattığın yer dinlendirsin. seni ara ara anıyorum ve beyaz bir bornoza sarmayıp çıplak ölü bedenini gazetelerde yayınlayan bu eril dünya sahiplerine daha çok küfür ediyorum. 

murderofmind

tum gun kafamdan cikmayan bir sahne ile ders calismaya çalıştım ama olmadi. yarin cok iyi çalışacağım 
Reply

murderofmind

uzulmedigimi sanmıştım. ama unutamamisim. 
Reply

murderofmind

bana pişman olacaksın, senin ellerin bana gebe ölecek
            o gün ince kara bir örtü ile kafamda
            tam kıblene tüküreceğim 
Reply

murderofmind

ne koyu elimizdeki bu leke ve ne kırmızı sanki maktul biz değilmişiz gibi alay ediyor aklımızla.
          
          uzun yolculukların sonunda hep bir yere varacak olmanın verdiği anlam vardır. bu anlamın mutlu ya da mutsuz etmesi önemli değildir yoksa hangi deli birkaç saatliğine bile olsa kendini tekerlekli bir tenekeye hapseder? bir yerden gitmek de bir yere varmak kadar anlamlı. bu anlamların ucunda ellerimden tutulup yere fırlatılma ihtimalimin yüksekliği beni korkutmadı. çünkü güneş benim dünyamda tanrı sayesinde doğmuyor.
          
          komplike ve sınırlı. utanacak hiçbir şey yok, bulamadım. benden uzak bir dolu dünyaya daldım. hiç içersinde olmak istemeyeceğim hikayelerdi, yine de kendi hikayemden daha ilham verici olamadı. ne yarattığı düşünülen ne de yaratıldığı düşünülen zihnime oturmuyor. bir deli bir gün camımdan içeri atlamış, beni kendine mıhlamış sanki. diş perisi bile canıma kastetmiş de delilerden ve perilerden gelme bir hırçınlık içimde koca bir dağ olmuş, belli ki öyle olmuş. anlaması ne zor, komplike ve sınırlı. bundandır kedinin tırnakları etimi boylu boyunca yardı.
          
          şimdi bu benden akan tutku mu zehir mi ne belli değil. acaba ben kendimden geçecek kadar mutlu mu oldum mutsuzluktan kafam mı koptu bilmiyorum. ne doğruya ne yanlışa inanıyorum, yaptığım her şeyin zaten olması gerekirdi. oyun oynadığım falan yok. sadece çığlık ata ata ancak buraya gelebildim. 
          
          -iki arada bir köşede yazılan iki elin parmağı kadar insanla buluşan döküntülerden biri daha. bazen yazdığım için herkesten af dilemek gelir içimden.
          
          lalalar-hiç mutlu olmam daha iyi